Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiTebe-i TabiinTebe-i tabiin
Resulullah (s.a.s)'e iman etmiş olarak tabiînden
bir veya birkaçıyla karşılaşan ve Müslüman olarak
ölen kimseler.
Bu tabir ilk gününden itibaren Ümmet-i
Muhammediyye'nin, bizzat Resulullah (s.a.s)'in mübarek ağızlarıyla
hayırlılığını bildirdiği ilk üç
neslin üçüncüsüdür. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
"İnsanların en hayırlısı
benim asrım(daki ashabım)dır. Sonra onlara yakın olan
(Tabiîn)lerdir. Sonra da onlara yakın olan (Tebe-i Tabiîn)lerdir"
(Buhar, Fedailü Ashabi'n Nebiyy, 1; Müslim, Fedailü'l-Ashap, 210-214;
Ebû Davud, Sünne, 9; Tirmizî, Fiten, 45).
"Benim ashabımın, sonra onların
ardından gelen (Tabiî)lerin, sonra da bunların ardından
gelen (Tebe-i Tabiî)lerin değerini takdir etmek bakımından
benim hakkımı gözetiniz" (İbn Mace, Ahkam, 27).
"Size ashabımın, sonra onların
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tebe-i Tabiin Te'vilTe'vil
Açıklamak, beyan etmek, bir sözü veya davranışı
görünür anlamından başka bir mana ile açıklamak. Bir
ayetin muhtemel manalarından biri ile açıklanması.
Bazı tefsir usûlu alimlerine göre tefsir ve
te'vil kelimelerinin anlamının aynı olduğu kabul
edilmekte ise de tefsir tevilden daha kapsamlıdır. Tefsir çoğuncukla
lafızların açıklanmasında; te'vil ise anlamlarda
kullanılır. Rüyanın te'vili gibi (İbn Kesir, Tefsir,
Terc. Bekir Karlığa-Bedrettin Çetiner, İstanbul 1983,
374-375).
Te'vil kelimesi ıstılahta değişik
anlamlarda kullanılmıştır:
1- Sözün kendisine irca edildiği gerçek. Allah
Teala'nın Cennetten haber verdiği yemek, içmek, giyinmek,
nikah vb. şeylerde olan te'vil gibi. Bahsedilen bu şeylerin
Cennette bulundukları bir gerçektir. Ancak isimleri telaffuz edilen
bu ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Te'vil TazminatTazminat
Arapça "da-me-ne" kökünden "tef'îl"
babında bir mastar olan "tazmîn" kelimesinin çoğuludur.
Sözlükte kefil olmak, borçlanmak, garanti vermek, tazmin yükümlülüğü
altına girmek ve korumak anlamlarına gelir. Zararın yükümlü
tarafından karşılanması anlamında "tazmîn"
veya bunun yerine "daman" sözcüğü kullanılır.
Daman terim olarak "tazminat" ve "keffaret"
anlamlarında olmak üzere iki ayrı anlamda kullanılır.
İlk anlamı Hanefîler tercih ederken, Şafiî, Malikî ve
Hanbelîler kefalet anlamını tercih etmişlerdir.
İslam hukukunda tazminat şöyle tarif edilmiştir:
"Helak olan şey mislî ise mislini, kıyemî
ise kıymetini vermekten ibarettir" (bk. Mecelle, Madde, 416).
el-Gazzalî'nin (ö. 505/1111) tarifi şöyledir: "Bir şeyi
geri vermek veya telef olmuş ise mislini ya da ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tazminat TaziyeTaziye
Musibetle karşılasan kişiyi teselli etme,
sabra teşvik etme. "Aza" fiilinden "tef'îl" babında
bir mastar. Türkçe'de; bir yakını vefat eden kimseye baş
sağlığı dilemek, geçmiş olsun dileklerini
bildirmek anlamında kullanılır.
Bir yakını vefat eden mümine taziyede
bulunmak İslam ahlakındandır. Ancak cenaze sahiplerinin
acısını yenilememek için üç günden fazla taziyede
bulunmak mekruh sayılmıştır. Diğer yandan
cenazenin defninde bulunamayan uzaktaki kimseler üç günden sonra da
taziyede bulunabilirler.
Hz. Peygamber (s.a.s) üç güne kadar yas tutmaya izin
vermiş ve şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve Ahiret gününe
iman eden kadına ölü için üç günden fazla yas tutmak helal değildir.
Ancak kocası için iddet süresi olan dört ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Taziye TazarruTazarru
Allah'a karşı boyun eğme ve O'na
huşu içinde yalvarma. Arapça bir kelime olup, "Tazarraa"
fiilinin masdarıdır. Kelime olarak yalvarma demektir.
Tazarru, itiraz etmenin, haddi aşmanın ve
Allah'a isyanda bulunmanın zıddıdır.
Kur'an'da yedi yerde tazarru söz konusu olmaktadır.
Konu ile ilgili bazı ayetlerin meali şöyledir:
"Rabbinize tazarru ile (yalvararak) ve gizlice dua
edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez" (el-A'raf, 7/55).
"Rabbini, tazarru ile (içinden yalvararak) ve
korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam an, gafilerden olma!"
(el-A'raf, 7/205).
Bu ayetlerde Yüce Allah'ın üstünüğü,
büyüklüğü, gücü, kuvveti ve kulların O'nun
karşısındaki aczi dile getirilmiştir. Yine bu
ayetlerde, insanlara kibir ve gurura kapılmama, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tazarru TavlaTavla
İki bölümlü tahta üzerinde, atılan
zarlara göre pulları hareket ettirilerek oynanan oyun ve bu oyunun
oynandığı tahta.
Tavlanın Arapça'daki ismi "Nerd"dir.
Tavla çok eski bir oyundur. Arabların bunu Farslılardan
aldığı söylenir. Buna delil olarak asıl
adının "Nerdeşîr" olduğu gösterilmektedir
(İbn Manzûr, Lisanü'l-Arab, VI, 4392).
Tavlánın haramlığı bizzat
Resulullah (s.a.s)'in hadisleriyle sabittir:
1- Müslim, Ebû Davûd ve Ahmed b. Hanbel'in Büreyde
b. Hasîb (r.a)'den rivayet ettikleri bir hadiste Resulullah (s.a.s)
Tavla (Nerdeşir) oynayan sanki elini domuz kanına
bulaştırmış gibidir" buyurmuştur (İbn
Hanbel, V, 370).
2- Muvatta, Ebû Davûd, İbn Hanbel, İbn Mace,
Hakim, Darakutnî ve Beyhakî'nin Ebû Musa el-Eş'arî (r.a)'den
rivayet ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tavla Tavaşi (hadım Etmek)Tavaşi (hadım etmek)
Herhangi bir erkek canlının erkeklik
bezlerini çıkararak veya burarak erkeklik görevini yapamayacak
duruma getirmek. Arapça bir kelime olup, Türkçe'de buna iğdiş
etmek, burmak, enemek ve hadımlaştırmak denir. Arapça'da
da başka çeşitli kelimelerle ifade edilmektedir.
Hadımlaştırmanın tarihi çok
eskilere; orta çağa, eski Roma ve Asuriler dönemine dayanmaktadır.
İslam'dan önce, dünyanın çeşitli yerlerinde, bilhassa
saraylarda hadımlaştırma yapılmıştır.
Hz. Muhammed (s.a.s.) ise, buna şiddetle karşı çıkmıştır.
Onun döneminde ve dört halife zamanında
hadımlaştırmaya asla müsaade edilmemiştir. Ondan
sonra Emeviler ve Abbasiler zamanında, Romalılara özenti
duyularak hadımlaştırma olaylarına gidilmiş,
saraylarda hadım ağaları bulundurularak bu kötü adet
müslümanların arasına sokulmuştur. Ayrıca
Osmanlı saraylarında ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tavaşi (hadım Etmek) TavafTavaf
Bir şeyin etrafını dolaşmak,
ziyaret etmek, Kabe-i Muazzama'nın çevresinde yedi kez dolaşmak.
Tavafa edene "Taif", tavafa mahsus mahalle de Metaf" denir.
Hacer-i Esved'in bulunduğu köşesinden Kabe
sola alınarak ve kapısına doğru sağa gidilmek sûretiyle
Kabe'nin etrafında dönülür. Böylece her devir Hacer-i Esved'in
bulunduğu köşeden baslar ve yine orada son bulur. Bu devirden
her birine bir (şavt*) denir. Tavafın tamamlanabilmesi için
yedi şavt yapılmalıdır.
Tavaf, hac ve umre yapanlar için önemli bir
ibadettir. Allah Teala'ya heyecan ile muhabbet ve ta'zimin bir nişanesidir.
Mekke'nin dışından gelenler için tavaf nafile namaz kılmaktan,
daha faziletlidir.
Gerek tavafa başlarken ve gerek tavaf
esnasında Hacer-i Esved'in ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tavaf TasvirTasvir
Bir şeye sûret vermek, şekillendirmek.
Kelime olarak sa-ve-ra kökünden tef'îl kalıbında
mastardır.
Rahimlerde dilediği gibi sizi şekillendiren
O'dur" (Al-i İmran, 3/6) ayetinde anlatılan tasvir budur.
Resim, fotoğraf, kabartma, heykel gibi şeyler
hüküm itibarıyla tasvir grubuna girerler. Alimler, İslamın
tasvir hakkındaki hükmünü ortaya koyabilmek için tasvire konul
olan sûret(şekil)leri ikiye ayırmışlardır.
1- Boyutları olan ve alçı, mermer, madenler
ve taşlardan yapılan şekiller. Bunlara timsal veya
mücessem şekiller adı verilir. İmam Kurtubî bunu şöyle
açıklar: "Temasîl, timsal kelimesinin çoğuludur. Bu
ise, hayvan veya başka varlıkların benzerini
oluşturmak için yapılan her şekildir, camdan,
bakırdan ve mermerden yapılan sûretlerdir. Söylendiğine göre
peygamberlerin ve alimlerin ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tasvir TasavvufTasavvuf
İslam'da ruhi ve manevi boyutu öne çıkaran
dinî hayat ve düşünce biçimine verilen ad. Bu hayat ve düşünœ
biçimini benimseyen kişiye mutasavvıf ve sufi adları
verilir. Temel ilkelerini Kur'an'dan alan, Hz. Muhammed (s.a.s.) ile
ashabının hayatında somut örneklerini bulan tasavvuf,
tarihi boyunca çeşitli evrelerden geçti; değişerek ve
gelişerek varlığını günümüze kadar
sürdürdü.
Tasavvuf söz konusu olduğunda, ortaya çıkan
en büyük sorun, tanımlama güçlüğüdür. Bu güçlük,
tasavvufun bireysel yaşantı ve deneyimlere bağlı
öznel niteliğinden gelir. Bu nedenle her tanım,
tanımı yapanın ruhi ve manevi durumunu yansıtmaktan
fazla bir anlam taşımaz. Tasavvufun bu niteliği,
mutasavvıflar tarafından "tatmayan bilmez" deyimiyle
dile getirilir. Buna ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Tasavvuf |