Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Suf'a

Suf'a Önalım. Satılan bir malı, ortak veya komşunun aynı bedel ile almada öncelik hakkına sahip olması. Şuf'a Arapça bir kelime olup "Şef'un" kökünden alınırsa teki çift yapmak, tekin zıddı olan çift anlamına gelir. "Hem çifte, hem de tek olana yemin olsun" ayetinde (el-Fecr,89/3) bu anlam görülür. Bu kökten şuf'a, toplama, ilave etme ve artırma demektir. "Şefat" kökünden alınırsa; acımak, merhamet etmek ve yardımda bulunmak anlamına gelir. "Kim güzel ve şefaatle yardımda bulunursa, ondan kendisine bir pay vardır..." (en-Nisa, 4/85) ayeti bu anlamı ifade eder. Bir hukuk terimi olarak şuf'a mecelle'de şöyle tarif edilir: "Şuf'a; satın alınan bir mülkü, alıcıya her kaça ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Suf'a

 Subutu Zanni

Subutu zanni SUBÛTU ZANNİ (Zanniyü's-Sü'bût) Sübût; sabit olma, tahakkuk (gerçekleşme) ortaya çıkma, doğru çıkma, sahih olma, vukû bulma, var olma anlamlarına gelir. Zann; bir şeyin doğruluğuna ve gerçekliğine dair yarıdan (% 50'den) fazla ihtimal vermektir. Bir şeyin gerçeklik ve vukuuna dair ihtimal yarıdan fazla %100'e (yüzde yüze) doğru arttıkça zann kuvvetlenir. İmanda şeksiz ve şüphesiz tasdik şarttır. İmanda zann, ne kadar kuvvetli olursa olsun, geçersizdir. Bir şeyin "sübutu zanni"dir demek, gerçekliği ve doğruluğu yarıdan fazla ihtimal taşımakla birlikte, kesin ve kat'i değildir, demektir. Bir şeye dair bilginin sıhhati ve gerçekliği kesin ise, o şeyin sübutu kat'idir denilir. Bir şeye dair bilginin ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Subutu Zanni

 Subutu Kat'i

Subutu kat'i SUBUTU KAT'İ (Kat'iyyü's-Sübût) Sübût, sebete fiilinden masdardır. Doğru çıkmak, sahih olmak, tahakkuk (gerçekleşmek), sağlam ve muhkem olmak, yerleşip durmak, devamlı olmak, açık ve zahir olmak, vücud (var olmak), kevn (olma) ve vukû' bulma anlamlarına gelir. Hakk, zahir ve belli olunca (sebete hak sübût) denilir. İslami ilimlerde bir şeye dair bilginin gerçekliği, sıhhati açıklığı veya bir şeyin varlığı, mevcûdiyyeti ve vukû'u hakkında çok kullanılır. "Sübût" ve ism-i fail şeklinde "sabit" kelimeleri, ilim için kullanılır. "Falan şeyin sübutu kat'idir veya kat'i (kesin) değildir. Veya bu bilginin sübutu kat'idir (kesindir)" denilir. Mesela "Kur'an ayetlerinin sübûu kat'idir. Çünkü tevatür yoluyla bize kadar gelmiştir" ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Subutu Kat'i

 Suara Suresi

Suara suresi Kur'an-ı Keñm'in yirmi altıncı sûresi. İkiyüz yirmiyedi ayet, bin iki yüz doksan dokuz kelime ve dörtbin beşyüz kırkiki harften ibarettir. Fasılası nun, lam ve mim harfleridir. Mekke döneminin ortalarında "Vakıa" sûresinden sonra nazil olmuştur. Son dört ayetin Medine'de nazil olduğu bildirilmektedir. Mukatil, İsrailoğulları alimlerinden bahseden yüzdoksanyedinci ayetin de Medine'de nazil olduğunu söylemiştir (Alûs, Ruhu'lMe'an, Kahire (t.y), XIX, 58; Kurtub, el-Cami'li Ahkami'l-Kur'an, Beyrut (t.y), XIII, 87). Adını ikiyüz yirmidördüncü ayetinde geçen "Şuara" (Şairler) kelimesinden almıştır. İmam Malik'in tefsirinde bu sûre, el-Camia (toplayıcı) adıyla adlandırılmıştır (Alûs, aynı yer). Sûrede, diğer Mekki sûrelerde olduğu gibi, Hz. Peygamber (s.a.s)'in getirdiği ayetlere karşı müşriklerin ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Suara Suresi

 Su, Sular

Su, sular İki hidrojen ve bir oksijenin bileşiminden meydana gelen sıvı. Yer yüzünde insan, hayvan, bitki ve tüm canlıların ana yapı oluşum unsuru ve varlığının devamı için içmek veya almak zorunda olduğu kaçınılmaz madde. Kur'an-ı Kerim'de bütün canlıların ve bitkilerin suya dayandığı şöyle açıklanır: "Biz canlı olan herşeyi sudan yarattık" (el-Enbiya, 21/30). "O, gökten su indirip onunla türlü türlü ürünleri sizin için rızık çıkardı" (el-Bakara, 2/22). "Allahın yukarıdan indirip onunla yer yüzünü, ölümünden sonra, dirilttiği suda, deprenen her hayvanı orada üretip yaymasında, gökle yer arasında boyun eğer rüzgarları ve bulutları evirip çevirmesinde aklı ile düşünen bir topluluk için nice ayetler vardır" ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Su, Sular

 Spor

Spor İnsanın tek başına veya toplu olarak yapılan beden eğitimi yanında yarışma yönü de olan oyun ve hareketler. İslam dini, müslümanları spora çeşitli sebeplerle teşvik etmiştir. Bu sebepler arasında; müslümanların ibadetlerine ve diğer görevlerine kuvvetli bir istekle sarılmalarını sağlamak, onlara daha güçlü olma yollarını göstermek, beden sağlığını temin etmek, öte yandan müslümanların İslam topraklarının savunmasına topyekûn hazırlıklı bulunmalarını teşvik etmek vb. sebepler sayılabilir. Bundan dolayı müslümanlar, Asr-ı saadetten itibaren Hz. Peygamber (s.a.s)'in tavsiye ettiği sporlardan atıcılık, binicilik, güreş vs. sporlarla meşgul olmuşlardır. İslam'ın sportif faaliyetlere nasıl baktığı hakkında kısa bilgiler vermek uygun olacaktır: Atıcılık: Müslümanların tarih boyunca en çok ilgi duyduğu ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Spor

 Soygun, Soygunculuk

Soygun, soygunculuk Yol keserek yapılan adam soyma işi; emeksiz ve yolsuz olarak elde edilen büyük kazanç. Soygun yapana "soyguncu" veya "eşkıya" denir. İslam hukukunda "hırabe" veya "kat'u't-tarik" terimleriyle ifade edilen yol keserek soygun yapma suçunun İslam devletine karşı isyan etmek anlamına gelen bağy suçu ile de yakın ilgisi vardır (bk. "Bağy, Bağî" mad). Ancak yol kesenler haklı bir yoruma dayanmadan bu fiili yaparken, İslam devletine başkaldıran bağîler kendilerinin haklı olduğuna inanarak isyan ederler. Aralarındaki bu anlam yakınlığı sebebiyle, Hanefiler yol kesmenin cezasını hırsızlık cezası ile bağlantılı gördüler. Ancak yol kesmeye "büyük hırsızlık" denir. Çünkü onda mal sahiplerine ve topluma daha büyük ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Soygun, Soygunculuk

 Sosyalizm

Sosyalizm SOSYALİZM Sosyal teşkilatlanmayı eşitlik ölçüsüne göre düzeltmeyi gaye güden teori. Sosyalizm, ferdiyetçi ve hürriyetçi (liberalist) sistemlere karşı bir tepki olarak doğmuştur. Sermaye sahipleriyle işçiler arasındaki eşitsizliği, servet ve refah farklarını ortadan kaldırma iddiasındadır. Bu iddialar doğrultusunda Sosyalizmi önce ekonomik bir çerçeve içinde; yani servetin üretimi, tüketimi, paylaşılması ve dağıtımı açısından ele almalıdır. Bu açı, bizi Sosyalizmi meydana getiren şartları araştırmaya götürür. Liberal demokrasinin ve Kapitalizmin doğurduğu yetersizlikler ve adaletsizlikler, sanayileşme olayına; sanayileşme de, sosyal, ekonomik ve şuurlu bir şekilde teşkilatlanan işçi sınıfının siyasi bir güç halinde ortaya çıkmasına götürür. Sosyalizm, öncelikle liberal Kapitalist düzenin adaletsizliklerine karşı çıkmak ve isyan etmekle ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sosyalizm

 Sosyal Dayanışma

Sosyal dayanışma Bir toplum içerisinde yaşayan insanların aralarındaki yakınlaştırıcı bağları ve karşılıklı yardım veya işbirliği ile ilgili durumlarını gösteren bir oluşum. Genel olarak insanlar, bir arada yaşamak ihtiyacındadırlar. Bu husus psikolojik bir ihtiyaçtan olduğu kadar, sosyal ve iktisadî bir gereklilikten de kaynaklanmaktadır. Bundan dolayı fertler kendi çevrelerinde öyle bir düzen bulmalılar ki; bu düzen, onların kendi aralarındaki ilişkileri en iyi şekilde kuracak esaslara sahip bulunsun. İşte tarih içerisinde çeşitli milletler, farklı din, ideoloji ve sistemleri bu tür istek ve ihtiyaçlarını tatmin edebilmek gayesi ile benimsemişlerdir. Sistemler arasındaki farklılığa bir göz atacak olursak, herbirinin insana bakışının ve onu değerlendirişinin değişik dozajda olduğunu ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sosyal Dayanışma

 Sosyal Adalet

Sosyal adalet Ekonomik değerlerin dağılımındaki dengesizliklerin giderilmesini, sosyal planda imtiyazlı durumlara meydan veren sebeplerin ortadan kaldırılmasını öngören ilke; sosyo-ekonomik hayatta sağlıklı, dengeli bir düzenin kurulup işleyebilmesi için adalet idealine atıf yapılarak gerçekleştirilmesi istenilen tedbirlerin ana ilkesi. Batıda Sanayi devrimini izleyen teknolojik ve ekonomik gelişme sürecinde insanlığın daha önce şahit olmadığı bir servet birikimi ve zenginlik ortaya çıkmış; buna karşılık sosyal ve ekonomik dengesizlikler büyük boyutlara varmıştır. Bilhassa sanayi devriminin erken döneminde zengin ile fakir arasındaki fark büyümüş; zenginlerin artan refahına ve gelişen teknolojinin hizmetlerine sunduğu yepyeni imkan ve standartlardan faydalanmalarına karşılık, büyük halk kitleleri için sefalete varan bir mahrumiyet hali ortaya ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sosyal Adalet