Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Selam

Selam Barış, rahatlık, esenlik; müslümanların birbirleriyle karşılaştıkları zaman, karşılıklı olarak sağlık ve esenlik dileklerini sunmaları, yani birinin diğerine "Selamün aleyküm" (Selam sizin üzerinize olsun, Allah her türlü kazadan ve beladan korusun!) demesi; diğerinin ise: "Ve aleykümü's-selam ve rahmetullahi ve berekatüh" (Allah'ın selamı, rahmet ve bereketi sizin de Üzerinize olsun!) şeklinde cevap vermesi anlamına gelen bir İslam ahlakı terimi. Müslümanlar arasında, bir dostluk ve iyi niyet işareti olan selamı vermek sünnet; almak ise farzdır. Hz. Peygamber (s.a.s)'in selam ile ilgili hüküm ve talimatı şöyledir: Küçükler büyüklere, binekli atlı veya arabalı olanlar yayalara, yürüyenler, oturanlara; arkadan gelenler yetişince öndekilere; iki grup karşılaştığı zaman, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Selam

 Sehvet

Sehvet Arzu, istek, temayül, aşırı sevgi; nefsin değer verdiği istekler; cinsel arzu ve istekler. Kelime olarak çok geniş bir anlam alanını kapsayan şehvet, insan nefsinin arzuladığı, elde etmek istediği her şeyi içine almasına rağmen, konuşma dilinde daha çok cinsel arzular anlamında kullanılmaktadır. Kur'an'da, "Kadınlara, oğullara, kantar kantar altın ve gümüşe, nişanlı atlara, develere ve ekinlere karşı aşırı sevgi (hubbü'ş-şehavat) insanlar için süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçici metaıdır. Asıl varılacak güzel ver, Allah'ın yanındadır. Deki: Bunlardan daha iyisini size söyleyeyim mi, Allah'tan korkanlar için Rableri katında altlarından ırmaklar akan, içinde sürekli kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allah'ın rızası vardır" (Alî İmran, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sehvet

 Sehim

Sehim Hisse, pay, nasip; hisse senedi; kur'a veya kumar oku; ok; her mirasçının alacağı pay anlamında bir İslam mîras hukuku terimi. Çoğulu "siham" ve "eshûm"dür. Miras bırakana "mûris", mirasçıya "varis" denir. Ölen bir kimseden miras payı alabilecek olanlar sekiz sınıfta toplanmıştır: 1. Ashabûl feraiz * Hisseleri Kur'an-ı Kerîm'de belirlenmiş bulunan hısımlara "Ashabûl-feraiz" denir. Bunlar on iki kimse olup; dördü erkek, sekizi kadındır. Ayrıca on tanesi miras bırakanın nesep hısımı; sağ kalan karı veya koca ise sihrî yönden hısımıdır: Ashabûl-feraizden olan hısımlar şunlardır: Miras bırakanın; a) kocası, b) karısı, c) babası, d) annesi, e) dedesi, f) kızı, g) oğlunun kızı, h) ana ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sehim

 Sehid

Sehid Şehid, kelime olarak kesin bir haberi veren, bildiğini söyleyen, hazır olan, bulunan, bir hadiseye şahid olan, şahitlik eden. Dinî anlamda, Allah rızası için, O'nun yolunda canını feda eden müslümana verilen isimdir. Ona bu ismin verilmesinin sebebi, cennetlik olduğuna şahitlik edilmiş olması veya onun Yüce Allah'ın huzurunda yaşıyor bulunması yahut ölümü sırasında meleklerin hazır bulunması yahut ta ruhunun doğrudan doğruya Daru's-Selam'da (Cennet'te) bulunması veya Allah tarafından çeşitli mükafatlarla mükafatlandırılmış olmasıdır. Arapça bir kelime olan şehid, "şehi-de" fiilinden türemiş olan bir isimdir. Mastarı, şehadettir. Şehidin çoğulu, "şuheda" ve "eşhad" olarak gelir (el-İsfahanî, el-Müfredat, 267 vd.; et-Tahtavî, Haşiye ala Meraki'lFelah, Mısır 1970, 516 ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sehid

 Sehadet

Sehadet Hazır olma; kesin haber; insanın kat'i olarak bildiği bir şeyi, Yüce Allah'ın huzurunda olduğu kanaatiyle dosdoğru haber vermesi, şahitlik etme, tanıklık; açık belirti; şehîd olma, şehîdlik; yemin, bildiği şeyleri itiraf etme. Şehadet, arapça bir kelime olup "Şe-hi-de" fiilinden türeyen bir mastardır. Aynı zamanda, müstakil bir isim olarak da kullanılır. "Şühûd" ile eş anlamlıdır. Zıddı, "gayb"dır. Bilinen, görünen aleme şehadet alemi dendiği gibi, görünmeyen aleme de gayb alemi denir. Şehadet'in ismi faili, "şahid" dir. O da, bir yerde bulunan, bir şeyi gören ve gördükleri ile bildikleri konusunda bilgi veren kimse, tanık, bir akdin yapılması sırasında taraflardan birinin yanında hazır bulunan, doğrulayan, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sehadet

 Sefkat

Sefkat Allah'ın yarattığı canlılara karşı insanda varolan acıma, merhamet etme duygusu. İnsandaki şefkat duygusunun kaynağı, Allah'ın Rahman, Rahîm, Erhamurrahimîn isimlerinde ifadesini bulan ilahî rahmettir: "Rahmetim herşeyi kapsamıştır" (el-A'raf, 7/156). Yeryüzündeki bütün canlılar Allah'ın rahmet ve şefkatiyle varlıklarını devam ettirirler. Allah rahmeti yüz parçaya ayırdı; doksandokuzunu kendi katında tuttu, birini dünyaya indirdi. Bütün canlılar bu bir parçadan istifade ederek hemcinslerine şefkat gösterirler. At, yavrusu memesini emerken başına değmesin diye ayağını kaldırır" (Buharî, Edeb, 19) hadisi, bu duygunun sadece insanlara has olmayıp, hayvanlarda da bulunduğunu açıklamaktadır. Bütün canlıların hissettiği bu duyguyu, onların en üstünü (eşref-i mahlûkat) olan insanın daha güzel bir şekilde hissetmesi ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sefkat

 Sefih-sefahat

Sefih-sefahat "Beyinsiz-beyinsizlik" anlamında Kur'anî bir kavram. Sefih, "se-fi-he" fiilinden türemiş ism-i faildir. Bu fiilin mastarı "sefh, sefeh"tir. Lügatte sefeh", hareket ve tutumunda hafiflik olup, akıl noksanlığından kaynaklanır. Yani ucu budalalığa varan hafiflik, fikirsizlik, temkinsizliktir. Bunun zıttı, ağır başlılık, tam akıllılıktır. Şer'an da akıl ve dinin emir ve prensiplerinin aksine hareket etmektir. Türkçede sefahet bu manada kullanılır. Kısaca sefeh ve sefahet, görüş ve düşüncede heva ve hevese uymak, akıl ile değil zevk ile hareket etmektir: Bu da aklın hükümsüz kalmasından dolayı budalalıktan kaynaklanır (Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kuran Dili, I, 234). Kısacası bu fiilin ism-i faili olan "sefih" aklı veya ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sefih-sefahat

 Seferilik

Seferilik Yolculuk, yolculuğa çıkma; sefer mesafesine yolculuk yapma. Bir fıkıh terimi olarak yolculuk, belirli bir mesafeye gitmektir. Bu mesafe ise orta yürüyüşle üç günlük, yani on sekiz saatlik bir uzaklıktan ibarettir. Buna üç merhalelik mesafe de denir. Orta yürüyüş, yaya yürüyüşü ve kafile içindeki deve yürüyüşüdür. Denizlerde ise yelkenli gemilerin mutedil havadaki üç günlük yolculuğudur. İşte karalarda böyle bir yürüyüş ile denizlerde ise mutedil bir havada yelkenli bir gemi ile on sekiz saat sürecek bir mesafe "sefer süresi" sayılır. Bu yolun yalnız gidilecek mesafesi esas alınır; yoksa gidiş dönüş mesafesine bakılmaz. Yolculuk yapan kimse süratli bir araçla yolculuk yaparak bu mesafeyi ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Seferilik

 Seferberlik

Seferberlik Topluca savaşa çıkma anlamında bir İslam savaş hukuku terimi. İslami ıstılahta karşılığı "nefr-nefîr"dir. Nefr, lügatta, heyecan veren bir işten dolayı bir yerden bir yere fırlayıp çıkma manasına gelmektedir. Nefr düşmana karşı gaza için fırlayıp çıkmakta kullanılmıştır. Böyle çıkıp toplanan cemaate "nefîr", cemaati teşkil eden her bir kişiye de "nefer" denir. İmamın insanları cihada davet ve tahrik etmesine ise "istinfar" denir. Şimdiki istilahta "seferberlik emri", yani halkı yerinden oynatma anlamına gelir (Elmalılı M. H. Yazır, Hak Dini Kuran Dili, IV, 2544-2545). Seferberlik (nefîr), bir beldede bulunan müslüman halkın, canlarına, mallarına, çoluk ve çocuklarına saldırmak üzere, düşmanın gelmekte olduğundan haberdar edilmesidir. Bu ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Seferberlik

 Sefaat

Sefaat Bir kimsenin bağışlanmasını istemek; bir kimseden, başka bir kimse için iyilik yapmasını ve zarardan vazgeçmesini rica etmek; yardım etmek; başkası hesabına yalvarmak, rica etmek; birinin önüne düşüp işinin görülmesi için dua ve niyazda bulunmak. Şefaat edene eş-şafi', eş-şefi (başkası lehine taleb eden) denilir. Bu ayette şefaat; aracı olmak, yardım etmek ve öncülük etmek anlamlarına gelir: "Kim güzel bir şefaatla (hayır ve iyiliklere aracı, vasıta olmakla) şefaat ederse, bundan kendisine bir sevab (hisse) vardır. Kim de kötü bir şefaatle (kötülüğe delil olmak ve yardım etmekle veya kötülük çığırını açmakla) şefaatde bulunursa, ondan kendisine bir günah payı vardır. Allah her şeye kadirdir" ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sefaat