Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiSatrançSatranç
İki kişi arasında, altmış dört
kareye bölünmüş dört köşe tahta üzerinde onaltışardan
otuz iki taşla oynanan, yargıya ve zekaya dayanan bir oyun.
Satranç, eskiden beri düşünmesini ve zihnini işletmesini
seven kimselerin zevk aldığı bir oyundur.
Bazı tarihçilere göre satrancı ilk defa,
Truva'nın kuşatılması sırasında askerlerin
oyun oynayıp vakit geçirmeleri için Palamides adında bir
komutan bulmuştur.
Arap kaynaklarına göre, satranç, Hindistan'da
genç bir prense ders veren bir Brahman rahibi tarafından,
kralların bile tek başına hiç bir şey
yapamayacağını, başkalarının
yardımına muhtaç olacağını göstermek için
düzenlenmiş bir oyundur. Bu oyun çok beğenilir ve rahibe bir
ödül verilmek istenir. Rahip, satrancın her karesi ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Satranç SarıkSarık
Başa giyilen giysiler (başlıklar)
üzerine sarılan tülbend veya şala verilen ad.
Başı soğuk ve sıcaktan korumak ve
daha güzel görünmek için erkekler, eski zamanlardan beri başlarına
taktıkları başlıklar üzerine değişik
şekil ve renklerde kumaşlar sarmışlardır. Bölgelere,
iklimlere, örf ve adetlere, milletlere, dinlere, sosyal ve dini
statülere göre değişik sarık şekilleri vardır.
Arabistan çöl ikliminin gereği olarak cahiliye Arapları da
başlarına sarık sarıyorlardı. Hz. Peygamber ve
Ashab-ı Kiram da, İslam öncesinde olduğu gibi İslamdan
sonra da sarığı, günlük normal bir giysi olarak kullanmışlardır.
Hz. Peygamber'in yeni müslüman olanlara emir veya tavsiye ettiği
özel bir sarık şekli olmamış, bu hususta oluşan
örf ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sarık SartSart
Yerine getirilmesi gerekli olan şey.
Bir şeyin varlığı kendi
varlığına bağlı olmakla birlikte onun
yapısından bir parça teşkil etmeyen iş veya
vasıf. Mesela, namaz için "abdest" bir şarttır.
Abdest bulunmayınca, geçerli bir namazın
varlığından söz edilemez. Bununla birlikte abdest, namazın
kendinden bir parça değildir.
İslam'da yükümlülük doğuran asıl hükümler
"şer'î hüküm" adı alırken, bu hükümlerin
ortaya çıkmasını sağlayan ve onları tamamlayan
sebep, şart ve mani denilen yardımcı hükümlere
"vaz-ı hüküm" denir. Mesela; namaz emri şer'î bir
hüküm, namaz için vaktin girmesi bir "sebep" namaz için
abdest almak "şart" ve kadının namaz
sırasında veya Ramazan içinde hayızlı bulunması
"mani (engelleyici)" nitelikteki ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sart SarhoşlukSarhoşluk
Sıvı veya katı bir takım maddelerin
kullanılması sonucu aklın örtülmesi ve kişinin
iradesini kontrol edemez duruma gelmesi. Yerle göğü, erkekle kadını
ayıramayacak derecede alkol veya bir uyuşturucu alana "sarhoş"
denir.
Ebû Hanîfe'ye göre, yaş üzümden yapılan
içkiye "şarap (hamr)", buğday, arpa, darı vb.
maddelerden yapılana ise "nebîz" * denir. Kendi ihtiyarı
ile az veya çok şarap içene sarhoş olsun veya olmasın içki
cezası uygulanır. Nebiz içene ise sarhoş olmadıkça
had cezası uygulanmaz.
Çoğunluk İslam fakihlerine göre, her sarhoşluk
veren madde şarap hükmündedir. Delil şu hadistir: "Her
sarhoşluk veren şey hamr (şarap)'dır. Her hamr da
haramdır" (Buharî, Edeb, 80; Ahkam, 22; ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sarhoşluk SarfSarf
Ziyade, tevbe, kelimelerin şekil ve türemeleri
ilmi; yabancı parayı bozma; satış bedeli olarak
kullanılan altın, gümüş veya başka nakit
paraların kendi cinsi veya başka cinsle mübadele edilmesi anlamında
bir İslam hukuku terimi. Altını altınla, gümüşü
gümüşle veya altını gümüşle mübadele etmek gibi.
Burada altın veya gümüşün para, ziynet veya külçe halinde
bulunması, hükmü etkilemez.
Sarf akdinin kendine özgü şartları
vardır:
Mübadelenin peşin yapılması. Taraflar
birbirinden bedenen ayrılmadan önce bedelleri kabzetmeleri gerekir.
Aksi halde nesîe faizi meydana gelir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Altın altınla, gümüş gümüşle misli misline ve
peşin olarak mübadele edilir" (Müslim, Müsakat, 81; Ebû
Davud Büyü;18; Ahmed b. ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sarf SapkaSapka
Başa giyilen başlık anlamında
latince "cappa"dan alınma bir kelime. Günümüzde, erkek
ve kadınların sokağa çıkarken gerek süs olarak,
gerekse yağmur ve güneşten başlarını korumak
gayesiyle giydikleri başlığın genel adıdır.
Bununla birlikte, şapkaya benzediğinden, ocak ve soba
borularının tepesine konulan ve rüzgarın dumanı içeriye
doğru savurmasına engel olan sac külahlara da şapka
denilmektedir. Aynı şekilde, gemi direğinin tepesindeki
tekerlekçiğe ve yazıda, harfi uzatma veya inceltme
amacıyla kullanılan işarete de şapka denildiği
bilinmektedir.
Erkek şapkaları çeşit çeşittir;
kasket, fötr, silindir, melon, bere, hasır, panama vb. Kadın
şapkaları ise, modaya göre yıldan yıla
değişiklik gösterir (muhtelif devirlere ait erkek
şapkalarıyla değişik kadın şapkaları ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sapka SandukaSanduka
Mermerden veya çuha kaplı tahtadan yapılan
mezar üstü. Türbelerin içindeki mezarların üzerine tahtadan bir
sandık yapılır, üzeri yeşil çuha ile örtülürdü.
Sandukaların üst tarafı bazı yerlerde balık
sırtı; bazı yerlerde ise iki taraftan darlaşarak
birleştirilmiş şekilde yapılır, üzerine puşide
denilen sade veya sırma işlemeli bir örtü örtülürdü. Kadınların
sandukaları düz olarak yapılmaktaydı. Erkek
sandukalarının baş tarafına bir ağaç konarak
üzerine kavuk, taç, sikke gibi, ölenin sağlığında
giydiği başlıklar konulurdu. Başlığın
konduğu ağaca şal veya başka değerli bir
kumaş sarılırdı. Sandukaların etrafı gümüşten
veya sedef, fil dişi kakmalı ağaçtan parmaklıklarla
çevrilir; baş ve ayak ucuna gümüş yahut bakır
şamdanlar konulup, geceleri ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sanduka Sancak-ı ŞerifSancak-ı şerif
Rasûlüllah (s.a.s)'a ait sancak, Alem-i nebi,
Alem-i şerif, Liva-i saadet, Liva-i şerif isimleriyle de
anılan bu sancak halen Topkapı Sarayında mukaddes
emanetlerin arasında bulunmaktadır.
İslam'dan önce, Arap kabileleri arasında
meydana gelen savaşlarda bayraklar kullanılmıştır.
Muharipler bayrakların altında toplanarak savaşırlar
ve sürekli olarak onu gözetlerlerdi. Bayrağı
taşımakla görevli kimse öldürülüp bayrak yere düştüğü
zaman askerler yenilgiyi kabullenerek dağılırlardı.
Bundan dolayı savaşlarda bayrakların önemi çok büyüktü.
İslam öncesi Mekke şehir devletinde boylar arasında
taksim edilmiş görevlerden birisi de bayraktarlıktı.
Kureyş'in Ukab adındaki livasını
Abduddaroğulları muhafaza eder ve bir savaş vuku
bulduğu zaman onlar tarafından taşınırdı.
Bedir ve Uhud savaşında Rasûlüllah (s.a.s), ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sancak-ı Şerif SamiriSamiri
Kendilerini Firavun'un zulmünden kurtarıp
Mısır'dan çıkaran peygamberleri Hz. Musa'dan,
tapınmak için put isteyen İsrailoğullarına, Hz. Musa
Allah'tan emir almaya gidip kendilerinden ayrıldığı
bir sırada, fırsattan istifade ile istedikleri putu
altından buzağı şeklinde yapan; bilgisiyle onun böğürmesini
sağlayan ve yaptığı bu buzağının
İsrailoğullarının ve Musa'nın gerçek ilahı
olduğunu, Musa'nın da zaten bunu aramaya gittiği
yalanını söyleyerek oradakilerin çoğunluğunun
tapınmasını sağlayan; Musa'nın dönüşünden
sonra ise hatalarını anlayan
İsrailoğullarının kendisini yalnız
bıraktığı, Musa tarafından lanetlenip kovulan,
ölünceye kadar da yalnız yaşamak zorunda bırakılan
put yapımcısı.
Kur'an-ı Kerim'in dört ayn süresinde Samiri'den
ve yaptığı "altın buzağı"dan söz
edilir; ancak Hz. Peygamber'in hadis-i şeriflerinde onun
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Samiri SamanizmSamanizm ŞAMANİZM
İlkel kavimlerde, görülen, ruhlarla insanlar
arasında aracılık yaptığı ve hastaları
iyileştirme gücüne sahip olduğu kabul edilen şamanlar
çevresinde yoğunlaşan inanç sistemi.
Şaman, büyücü ve sihirbaz anlamlarına
gelir. Şaman kelimesinin kaynağı hususunda farklı görüşler
vardır. Kelimenin aslen Mançuca ya da Moğolca olduğunu söyleyenler
bulunduğu gibi, Sanskritçe'den geldiğini de kabul edenler
vardır. Türk kavimleri şamanlara genellikle Kam demektedirler.
Kalmuklar erkek şamanlara Bö, Böge; Kırgız-Kazaklar ise
Bakşı, Baksı derler.
On üçüncü yüzyılda Avrupalı gezginlerin
Mançu-Tunguz halklarından duydukları şaman kelimesi daha
sonra Sibirya sihirbazlarına verilen bir isim olarak
yaygınlaşmıştır. Şamanizm ise, genellikle
Sibirya kavimlerinin din; inançlarını ve bu inançlara bağlı
olarak dinî merasimlerini ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Samanizm |