Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Salvele

Salvele Hz. Peygamber (s.a.s)'e salavat okuma; Allah'a hamd ve sena ettikten sonra Hz. Peygamber (s.a.s) hakkında "... Ve's-Salatü ve's-selamu ala Seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain" şeklinde yapılan dua. Peygamberimiz (s.a.s)'e imanın ve muhabbetin bir ifadesi olan bu duayı mü'minlere Allah Teala emretmiştir. Allah Teala Ahzab süresinde şöyle buyurmaktadır: Hiç şüphesiz, Allah ve melekleri peygambere salat etmektedirler. Ey İman edenler, siz de ona salat edin ve tam bir teslimiyetle ona selam verin" (el-Ahzab, 33/56). Bu ayette Allah Teala kendisinin ve meleklerinin Hz. Muhammed'e (s.a.s) salat getirdiğini bildirmekte, mü'minlerin de salat getirmesini emretmektedir. Ayrıca O'na selam vermemizi de vazife kılmaktadır. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Salvele

 Saltanat

Saltanat Devlet, hükümet, hakimiyet, otorite; ihtişam, tantana, debdebe, bolluk, zenginlik; tek kişinin bölünmez hakimiyeti ve bu hakimiyetin babadan oğula geçişi ilkesine dayanan yönetim biçimini ifade eden siyaset bilimi terimi. Hükümdarlık, sultanlık, padişahlık, krallık ve monarşi gibi isimlerle de anılan saltanat, Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar dönemleri boyunca İslam tarihinde görülen başlıca yönetim biçimi oldu. Günümüzde de Suudi Arabistan ve Ürdün gibi halkı Müslüman ülkelerde varlığını sürdürmektedir. Yüzyıllar boyunca hükümdarların aynı zamanda "halife" ünvanını taşımaları, saltanat yönetimiyle hilafet yönetiminin birlikte düşünülmesine, birbirine karıştırılmasına, hatta saltanatın İslamî bir yönetim biçimi olarak kabul edilmesine neden oldu. Oysa saltanat yönetimi ile İslam'ın ön gördüğü yönetim ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Saltanat

 Salat, Salavat

Salat, salavat Tebrik, tezkiye, dua, Peygamberimiz (s.a.s)'e yapılan dua, istiğfar, rahmet gibi anlamlara gelen bir terim, salavat. "Belirli vakitlerde, Kur'an'da emredildiği tarzda ve Hz. Peygamberin tarif ettiği şekilde yapılan ibadettir. Salat'ın çoğulu salavat gelir. Türkçede daha çok Hz. Peygamber'e yapılan dua manasında kullanılır. Kur'an-ı Kerim'de bu anlamda şöyle buyurulur: Allah ve O'nun melekleri Peygamber'e hep salat ederler. Ey mü'minler, siz de Ona salat (ve dua) ediniz ve samimiyetle selam veriniz" (el-Ahzab, 33/56). Bu ayeti kerimeyle, Peygamberimize salat ve selamlarımızla hürmetlerimizi sunmak farzdır; her müslüman için yerine getirilmesi gerekli bir görevdir. Her müslüman en kısa şekilde: Allahümme salli ala Muhammed Allahım Muhammedi ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Salat, Salavat

 Salah Ve Aslah

Salah ve aslah Mu'tezile'nin, "Vücub alellah" temel görüşü içinde kabul ettiği düşünce ve inançlardan biri. Allahu Teala'nın, yarattığı ve kendisine ibadetle mükellef tuttuğu insanlardan herbiri için en uygun ve en salih olan şeyleri yaratması, yüce zatına vacib (zorunlu) olur mu? Kul için aslah (en iyi ve uygun) olan nedir? Bir kul için en uygun veya en faydalı olan şeyi yaratmak Allah (c.c) üzerine vacib olur mu? Vacib olur ise, bunlar dünya hayatı için mi, ahiret hayatı için mi, yoksa her ikisi için midir? İşte bu soruların cevabını araştıran Kelam alimleri ve Mu'tezile tarafından "Salah ve Aslah" adı altında incelenen bu konu, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Salah Ve Aslah

 Salabet-i Diniyye

Salabet-i diniyye Dînî gayret. "İzzet; Allah'ındır, Rasûlünündür ve Mü'minlerindir" (el-Münafıkûn, 63/8) ayeti, mü'minin haysiyet sahibi olduğunu, bunu koruması gerektiğini ifade eder. Ümmet-i Muhammed'in özelliklerinden biri de "Muhammed Allahın Rasulüdür. O'nunla beraber olanlar (ümmeti), kafirlere karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler" (el-Fetih, 48/29) ayetinde belirtildiği gibi, İslam düşmanlarına karşı sert olmaktır. Hadisler müslümanın, korkak değil, cesur olmasını tavsiye etmektedir. Şahsı ile ilgili olaylarda böyle olması gerektiği gibi, dinini ilgilendiren hususlarda da cesur, gayretli olması gerekir. Dine veya müslümanlara yapılacak maddî-manevî, sözlü-fiilî sataşmalar, tecavüzler, mü'minler tarafından bertaraf edilmelidir. Mü'mini buna sevkeden duygu, salabet-i diniyesidir. Günümüzde medeni cesaret denilen şeyin dinden kaynaklanan şeklidir. Müslüman, medeni ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Salabet-i Diniyye

 Saki

Saki Bedbaht, kötü halli anlamında Kur'anî bir kavram. Şaki, şeka fiilinden ism-i faildir. Şe-ki-ye, yeşka, şıkva(tun), şekva(ten) ve şeka(en) şeklinde mastara geçiş şekli vardır. Bu mastarlardan biri olan eş-şekavatu, saadetin zıddıdır. Saadet asıl olarak iki çeşittir: Dünyevi saadet ve uhrevî saadet. Dünyevî saadet ise nefsi, bedenî ve harici olmak üzere üç şekilde olur. Şekava(tun) de aynen saadet gibi kısımlara ayrılır. Yine aynı kökten olan şeka(un) mastarı ise ta'b (yorgunluk)un içinde incelenir. Her şekavet yorgunluk (ta'b) dır. Fakat her ta'b (yorgunluk, güçlük, sıkıntı) şekavet değildir. Yani ta'b şekavetten daha genel ve kapsayıcıdır (Ragıb el-İsfahanî, el-Müfredat Fi Carîbi'l Kur'an, İstanbul 1986, 388). Yukarıda ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Saki

 Sakaleyn

Sakaleyn İnsanlar ve Cinler, İns ve Cin Alemi. Mal, ağırlık ve kıymetli şey anlamlarına gelen "sekal" kelimesinin ikili olan "sekaleyn", insanlar ve cinler için kullanılan bir terimdir. Allah Teala; Ey insan ve cin toplulukları! Sizin de hesabınızı ele alacağız" (er-Rahman, 55/31) ayetinde insanlar ve cinlere "es-Sekalan" diye hitap etmektedir. Bu iki topluluğa peygamber olarak gönderildiği için de Hz. Muhammed'e (s.a.s), "Rasûlü's-Sekaleyn" denilmiştir. Bu kelime ile maruf bir de hadis vardır: Sekaleyn Hadisi. Ashabı Kiramdan Zeyd b. Erkam (Müslim, Fedailu's-Sahabe, 36-37; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 367, 371; Darimî, Fedailul-Kur'an, I) ve Ebu Saîd el-Hudrî'den (Müsned, III, 14, 17, 26, 59) rivayet ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sakaleyn

 Sakal-ı Şerif

Sakal-ı şerif Şerefli, mübarek sakal anlamında Hz. Peygamberin sakalı için kullanılan bir tabir. "Sakal" türkçe, "şerîf" ise arapça bir kelime olup; "Sakal-ı Şerîf", kurallara tam uymasa da, Osmanlıca bir tamlama olarak "mübarek, şerefli sakal" anlamına gelmektedir. İslamî literatüre "Lihye-i Saadet veya Lihye-i Şerîf" şeklinde geçmiştir. Bu tabir Hz. Peygamber'in sakalından günümüze kadar ulaşmış olanların belirli gün ve gecelerde ziyaret edilmesi manasına geldiği de söylenebilir. Bilindiği gibi, Hz. peygamber saçını ve bilhassa sakalını traş ettiğinde Ashab-ı kiram saç ve sakal tellerini teberrüken saklarlardı. Hz. Peygamber'e ait sakalların günümüze kadar üç yolla ulaştığı düşünülebilir: Birincisi Ashab-ı kiramdan, Hz. Peygamber'in sakalından bir parçaya sahip ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sakal-ı Şerif

 Sakal

Sakal Yetişkin erkeklerin yanak, çene ve yüzlerinin alt kısımlarında çıkan kıllar. İnsanları en güzel şekilde yaratan Cenab-ı Allah peygamberleri vasıtasıyla kulluk görevlerini onlara bildirdiği ve öğrettiği gibi, kılık-kıyafetlerini de belirlemiştir. Allah Teala, insanların bedenlerinde saç, sakal ve diğer kılları yaratmış, peygamberleri de bunlardan bir kısmının giderilmesini veya kısaltılmasını, bir kısmının da kesilmeyerek uzatılmasını tebliğ etmiş ve bu konuda insanları uyarmışlardır. Allah Teala (c.c), "Peygamber size neyi getirip verdi ise onu kabul edin, alın ve sizi yasakladığı şeyden de sakının" (el-Haşr, 59/7) ve "Allah'ın Rasulünde sizin için güzel örnekler vardır" (el-Ahzab, 33/21) meallerindeki ayetlerinde buyurduğu gibi, mü'minlere sîrette, sûrette, ahlakta, adette ve ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sakal

 Saka

Saka Güldürmek veya eğlendirmek kasdıyla söylenen söz veya yapılan davranış, latife, mizah. İnsan şahsiyetini, onurunu rencide eden bütün söz ve hareketler, kul hakkını çiğnemektir. Toplum düzeni, bütün fertlerin haklarına riayet ve onlarla ünsiyet etmekle, görüşüp anlaşabilmekle sağlanır. Kendi hakkının çiğnenmesini arzu etmeyen insanın, bir başkasının hakkını gözetmesi kaçınılmazdır. Hukuka riayeti temin için Yüce Allah, insanların mallarına tecavüzü haram kıldığı gibi, insan şahsiyetini kırıcı olan her türlü alayı, gıybet, yalan, iftira, dedikodu ve benzeri sözlü tecavüzleri de haram kılmıştır. Bu cümleden olmak üzere çoğu kere muhatabı küçük düşürecek şekilde yapılan fiilî ve sözlü şakalar da Hz. Peygamber'in hadîsi ile yasaklanmıştır: "Kardeşinle mücadele ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Saka