Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Saffat Suresi

Saffat suresi Kur'an-ı Kerim'in otuz yedinci suresi. Yüz seksen iki ayet, sekiz yüz altmış kelime ve üç bin sekiz yüz yirmi harften ibarettir. Fasılası elif, dal, kaf, ba, nun ve mim harfleridir. Mekkî surelerden olup En'am suresinden sonra nazil olmuştur. Süre, diğer Mekkî sürelerde olduğu gibi akide konusunu işlemektedir. İnsanların kalplerini şirkin, putperestliğin pisliklerinden temizleyip, tek olan Allah Teala'ya yönelmek için çarpıcı bir uslupla ikna edici ve düşünmeye sevkedici deliller getirmektedir. Ayrıca cahiliye dönemi müşriklerinin, şirk çeşitlerinden biri olan melekleri, haşa Allah'ın kızları olarak nitelemelerinin saçmalığı ve ilahi gerçeklikle olan çelişkisi ortaya konulmaktadır. Azgın şeytanların yüce aleme yaklaşıp, meleklerin konuşmalarından bir ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Saffat Suresi

 Saff Suresi

Saff suresi Kur'an-ı Kerim'in altmış birinci süresi. On dört ayet, iki yüz yirmi kelime ve dokuz yüz yirmi altı harften ibarettir. Fasılası mim, nun ve sad harfleridir. Medenî sürelerden olup Teğabun süresinden sonra nazil olmuştur. Adını dördüncü ayetinde geçen Saf kelimesinden almıştır. Süre, Allah Teala'nın göklerde ve yerde bulunan herşey tarafından tenzih ve tesbih edildiği, O'nun Azîz ve Hakîm olduğu gerçeğinin bildirilmesiyle başlamaktadır. Bu giriş bölümünde, iman eden kimselerin, Allah Teala'nın göstermiş olduğu doğrultuda hayatlarını tamim edip ibadette hiç bir şeyi ortak koşmadan O'nu tesbih ve tenzih eden kutların, mahlukatın fıtrî olan özellikleriyle bezenmiş olacakları ve bütün iyi amellerinin başarıya ulaştırılıp ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Saff Suresi

 Safa

Safa Mekke'de, Beytullah'ın yanında bulunan küçük bir tepe. Hemen karşısında Merve * tepesi bulunmakta olup, bunlar arasında sa'yetmek haccın menasikindendir. Kelime anlamı, "sert kaya" veya "kayalar"dır. Hz. Hacer, İbrahim (a.s) tarafından oğlu İsmail ile birlikte Beytullah'ın bulunduğu yere bırakıldığı zaman yanlarındaki azık ve su bittiğinde Safa tepesine çıkmış ve birilerini görebilmek için etrafa bakınmıştı. Kimseyi göremeyen Hz. Hacer, buradan inerek karşı taraftaki Merve tepesine çıkmış ve aynı şekilde etrafa bakınmıştı. Bir şey göremeyince tekrar Safa tepesine geri dönen Hz. Hacer, bu gidiş gelişi yedi defa tekrarlamıştı. Daha sonra, İbrahim (a.s), Allah Teala'nın bildirmesiyle haccın menasikini tesbit ederken, bu iki tepe arasında ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Safa

 Saf

Saf Sıra, çizgi, dizi ve aynı anda dizilmiş şeylerin hepsi. Cemaatle namaz kılan mü'minlerin imamın arkasında kıbleye paralel olarak yaptığı sıraların her biri. Cemaatle namaz kılacak olan, bir kişi ise, imamın hizasına durur ve imamdan geri ve ileri durmaz. Zahiru'r-rivaye böyledir. İmam Muhammed'e göre ayak parmakları imamın topuğu hizasına gelecek şekilde durur. İmamın soluna veya arkasına durmak mekruhtur. Muteber olan, secde edilen yer değil; ayakların bulunduğu yerdir. İmama uyan kişinin boyunun uzunluğu sebebiyle imamdan daha ileri secde etmesinin bir zararı yoktur. Cemaat iki veya daha çok olursa imamın arkasına saf tutarlar. Birincisi imamın tam arkasına, ikincisi onun sağ tarafına üçüncüsü birincinin ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Saf

 Sadakat

Sadakat Doğruluk ve dürüstlük üzerine kurulmuş samimi ve sağlam dostluk, içten bağlılık ve gerçek dostluk kalb doğruluğu, samimiyet ve ihlas anlamında bir İslam ahlakı terimi. Doğru olmak, sözünde durmak ve sözünü yerine getirmek anlamına gelen sadaka (sa-da-ga) fiilinden türemiş bir isimdir. Doğru muamelede bulunmak, sıdk ve ihlas ile dostluk etmek, herhangi bir kişisel çıkar ve garazdan uzak ve her yönüyle Allah rızası için halis olan dostluk da sadakattir. Sadakat; daha ziyade kardeşinin Allah rızası için iyiliğini istemek ve ona hayırhak olmak, kardeşlik ve dostlukta halis ve samimi olmak anlamlarında kullanılır. Herhangi bir doğruluk ve dürüstlüğe de sadakat denilir. Zıddı hıyanettir. Sıdkın ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sadakat

 Sadaka-i Fıtır

Sadaka-i fıtır Ramazan bayramı sadakası. Buna zekatul-fıtır veya yalnız fıtır da denir. Yaratılış şükranesi olmak üzere sevap kazanmak kasdiyle verilir. Fıtır sadakası Hicret'in ikinci senesinde zekat farz olmadan önce vacib olmuştur. Hür müslüman ve asıl ihtiyacından fazla nisap miktarı bir mala sahip olan kişilerin vermesi gerekir. Akıl ve büluğ şart değildir. Akıl hastalarının ve delilerin velileri onların mallarından fıtır sadakası verirler. Ramazanda oruç tutmamış olanlar da fıtır sadakası verirler. Sadaka-i fıtrın edasının vakti, bayram sabahıdır. O günden önce ölen ve zengin iken fakir düşen kimselere sadaka-i fıtır vacib olmaz. Bayram gecesi güneş doğmadan önce doğan çocuğun fitresini vermek vacibtir. Fitre bayram ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sadaka-i Fıtır

 Sadaka

Sadaka Zekat, Allah rızası için yapılan iyilik veya verilen şey, sadaka insanın malından sırf Allah rızası için muhtaç olanlara temlik edilmek üzere çıkardığı bir vergi türü anlamında bir fıkıh terimi. Zekata, mü'minlerin Allah'ın emirlerine uymadaki sadakatlarini gösterdiği için "sadaka" da denilmiştir. Çoğulu sadakat'tır. Sadaka kavramında üç temel özelliğin bulunması gerekir: İhtiyaç, mülkiyetin nakli ve temlîkin Allah için olması. Sadaka, yükümlünün durumuna göre farz, vacib veya nafile hükmünde olur. Sadakanın farz olan kısmı zekattan ibaret olup; tarım ürünlerinin zekatı olan öşrü; hayvanların, ticaret mallarının, altın, gümüş ve diğer nakit paraların zekatı ile, define ve madenlerin zekatını kapsamına alır. Zekat verileceği yerleri belirleyen ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sadaka

 Sad Suresi

Sad suresi Kur'an-ı Kerim'in otuz sekizinci suresi. Seksen sekiz ayet, yedi yüz otuz iki kelime, üç bin altmış dokuz harften ibarettir. Fasılası "ba, cim, dal, ra, sad, tı, kaf, lam, mim ve nun" harfleridir. Mekkî surelerden olup, Kamer suresinden sonra nazil olmuştur. Adını birinci ayetin ilk harfi olan "Sad" harfinden almaktadır. Süre, diğer Mekkî sürelerde olduğu gibi tevhid ve risalet gerçeğini işlemekte, Rasûlüllah (s.a.s)'e gelen vahye Mekke'nin ileri gelen müşriklerinin itirazlarının tutarsızlığını ortaya koymakta; müşrikler, geçmiş kavimlerden ve peygamberlerden örnekler verilerek, davet edildikleri din karşısında gösterdikleri direnmeden dolayı başlarına gelecek azaplarla uyarılmaktadırlar. Rasûlüllah (s.a.s)'in, Allah tarafından peygamber seçilip, bir uyarıcı olarak ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sad Suresi

 Saç Boyama

Saç boyama İnsanlarda, enseden alna kadar başın üzerini kaplayan kıllara "saç" denir. Saçlar kafatasını sıcağa, soğuğa ve hafif darbelere karşı korur. Memeli hayvanlarda, özellikle karada yaşayanların gelişmiş olanlarının başlarında da bu çeşit koruyucu kıllar bulunur. Bunlara bulunduğu yere göre saç, perçem, yele denir. İnsanların saçları genel olarak sarı, kızıl, kahverengi veya siyah renkte olur. İnsan bedeninde saça, kana, deriye renk veren maddelere "pigment" denir. Bedende üç ana pigment vardır. 1. Melanin: Kahverengi olup, küçük tanecikler halindedir. 2. Karoten: Sarı renkte olup, bu pigment bitkilerde de bulunur. Tereyağına ve havuca bu pigment renk verir. 3. Hemoglobin: Kanın kırmızı rengini bu pigment sağlar. ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Saç Boyama

 Sabır

Sabır Acıya katlanma, sıkıntı ve meşakkatlere karşı soğukkanlılıkla mukavemet etme, aklın ve dinin gösterdiği yolda sebat etme. Sabır ruhun bir melekesidir, güzel bir huydur. Tahammülü zor ve nefse ağır gelen şeylere katlanmak ancak sabır ile olur. Bir hakkı müdafaa ve muhafaza etmek için gösterilen sebat, sabretmekle mümkündür. Allah'ın emirlerini yerine getirmek, aklın ve dinin hoş görmediği ve nefsin meşrû olmayan istek ve arzularına mukavemet edebilmek, hayatta elde olmadan başa gelen ve insana büyük elem ve keder veren bela ve musîbetlere karşı koyabilmek ve bunların üstesinden gelebilmek için sabırlı olmak ve sabretmeye alışmak lazımdır. Bütün faziletlerin anası, hayatta muvaffak olmanın ve kemale ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sabır