Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat






vuhuv.com

İslam Ansiklopedisi



 Sabur

Sabur Allah Teala'nın isimlerinden biri Mübalağa siğalarından olan Sabûr, çok sabreden anlamında Allah'ın güzel isimlerinden biridir. Kur'an-ı Kerim'de hiç geçmeyen sabûr ismi celili sadece, Tirmizî'nin Ebu Hureyre'den rivayet ettiği "Esmaülhüsna: Allah'ın güzel isimleri" hadisinde (Tirmizi, Deavat, 83) doksan dokuz ismin en sonuncusu olarak geçer. Allah (c.c) sınamak için yarattığı insanları, yaptıkları kötülüklerden dolayı hemen cezalandırmaz. Af dileyip tevbe etmeleri veya kötülüğe devamlarına imkan vermek suretiyle cezaya daha müstehak olmaları için onlara mühlet verir, sabreder. Allah'ın sabretmesi, aczinden değil, bilakis kudretindendir. Çünkü hiç bir insanın, onun murakabesinden kurtulması mümkün değildir. Bu nedenle, kötülüklerin bu dünyada hemen cezalandırılmaması insanları yanıltmamalıdır. Allah'ın sabûr ismi ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sabur

 Sabiiler

Sabiiler Kur'an-ı Kerim'de, yahudi ve hristiyanlarla birlikte zikredilen bir topluluk. "Şüphesiz iman edenler, yahudiler, hristiyanlar ve sabiîler'den Allah'a, ahiret gününe iman edenler ve salih amel işleyenlerin Rableri katında mükafatları vardır..." (el-Bakara. 2/62; Ayrıca bk. el-Maide, 5/69; el-Hac, 22/17). Ayetlerde, sabiûn, şeklinde çoğul kalıbındadır. Müfredi, "sabiî"dir. Ayetlerde zikredilen sabiîlerin kimler olduğu hakkında müfessirler değişik görüşler ileri sürmüşlerdir: Sabiîler; hristiyanlar, yahudiler ve mecusîler arasında bir topluluk olup hiç bir dine sahip değillerdir; Ehl-i kitap olup Zebur'u okumaktadırlar; Yahudiler ile mecusîler arasında bir topluluktur. Onların dini yoktur; Sabiîlik diğer dinler gibi bir din olup mensupları sadece "Lailahe illallah" derler ve hiç bir şekilde ibadet ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sabiiler

 Sabi

Sabi İnsanın doğumundan, büluğ çağına kadar geçen devresinde aldığı ad. Bu süre iki devreye ayrılır. Doğumundan yedi yaşına gelinceye kadar olan devre; buna bebeklik devresi adı verilir. Yedi yaşından büluğ çağına kadar olan devre; buna da temyiz devresi denir. Ceninin sağ olarak doğmasıyla vücub ehliyeti tam olarak sabit olur. Mümeyyiz olsun olmasın, çocukların ehliyetleri tamdır. Leh ve aleyhlerinde hak sabit olur. Bu haklar, çocuktan edası mümkün haklardır. Çocuktan edası mümkün olmayan haklar, sabit olmaz. Birinci devre: Bu haklar a) Mali haklar, b) Cezalar olarak ikiye ayrılır. a) Mali haklar: Genelde kul hakları olarak değerlendirilen bu haklar çocuk üzerine vacibtir. Mesela telef ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sabi

 Saban

Saban Kamerî ayların sekizincisi. Ayın hareketlerine göre hesaplanan Arabî ayların ilki Muharrem, sonuncusu da Zilhiccedir. Şaban, Receb ile Ramazan ayları arasında yer alır. Şaban ayının Araplar arasındaki eski adı Azil idi. Araplar, Şaban ayına "şehrullah-i muazzam", "şehru'l-kerame" ve "şehru'l-kasîr" de derler. Böyle demelerinin sebebi, bu ayda bostanlara çıkıp, beraberlerinde götürdükleri yemek ve diğer şeyler pişinceye kadar gezip eğlenmeyi adet edinmeleriydi. Medineliler, bu ayın on beşinci gecesine "leyletü'l-helva" (helva gecesi) derler. Araplar, o gece evlerinde, durumlarına göre tatlılar pişirip yerler ve yedirirlerdi. Eskiden bizim toplumumuzda da, hemen her kandil gecesi bir helva gecesiydi. Fakir-zengin akrabaya, komşuya helva dağıtmak adetti. Ülkemizin bazı yörelerinde ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Saban

 Sabah Namazı

Sabah namazı İslam'ın beş temel ibadetinden biri olan beş vakit namazdan sabah vaktinde kılınanı. Diğer farz namazlarla birlikte Hicret'ten bir buçuk yıl önce Mirac gecesi farz kılınmıştır. Adını, kılındığı vakitten alır. İki rekat sünnet-i müekkede, iki rekat da farz-ı ayn olmak üzere toplam dört rekattır. Arapça'da sabah namazına "salatül-fecr" denir. Kur'an-ı Kerim'de, "Gündüzün iki tarafında (sabah ve akşam) ve geceye yakın saatlerde (yatsı namaz kıl) çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, ibret alanlara bir öğüttür" (Hud, 11 / 114); ve "Akşamlarken ve sabahlarken, öğle ve ikindi vaktinde göklerde ve yerde hamd O'na mahsus olan Allah'ı tespih edin, namazı kılın" (er-Rum, 30/ 17,18) ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sabah Namazı

 Saadet

Saadet Hayra nail olma; mesud ve bahtiyar olma; hoşnutluk durumu; insanın haz duyacağı bir hal içinde bulunuşu. Saadete ermek, mesud olmak arzusu, insanların sürekli arzuladıkları ve hiç bir zaman vazgeçemedikleri temel bir beşerî eğilimdir. Hiç bir hayat anlayışı ve hiç bir ahlak felsefesi bu eğilime kayıtsız ve yabancı kalmamıştır. Saadet kavramı, antik çağda, şirk ve putperestliğin geçerli olduğu toplumlarda ortaya çıkan ahlak görüşlerinde önemli bir yer tutmuştur. Hatta bu ahlak görüşlerine Evdemonizm (Mutluluk ahlakı) adı verilir. Mutluluğu gerçekleştirmek gayesinde birleşen bu ahlak görüşleri; putperest antik toplumlarda gelişen felsefi eğilimlerden hangisinin ürünü olursa olsun, kişinin mutlu olmasını sağlamaya yönelmişlerdir. Sokrates, Eflatun ve ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Saadet

 Sa'y

Sa'y Çalışma, gayret sarfetme, koşma, yürüme; Hac veya umre ibadeti esnasında Harem-i Şerif'in yanında bulunan Safa ile Merve tepeleri arasında dört gidiş üç dönüş olmak üzere yedi defa gidip gelmeyi ifade eden bir fıkıh terimi. Sa'y'ın temeli, İsmail (a.s)'ın annesi Hz. Hacer'in su bulmak amacıyla bu iki tepe arasında koşuşturmasına dayanmaktadır. İbrahim (a.s), Allah Teala'nın emriyle Hz. Hacer'i henüz bir bebek olan İsmail (a.s) ile birlikte suyun ve hiç bir insanın bulunmadığı bugünkü Harem'in yanına bıraktı. Yanlarında bir kırba su ve bir miktar da yiyecek vardı. Bir müddet sonra kırbadaki su ve yanlarındaki erzak tükendi. Çocuk susuzluktan çırpınmaya başladı. Hz. Hacer, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sa'y

 Sa

Sa Bin kırk dirhem ağırlığındaki buğday, veya arpayı alabilen bir hacim ölçeği. 1 sa', şer'î dirheme göre yaklaşık 2,917 kg; örfî dirheme göre ise 3,333 kg. ağırlığa denktir. Ebû Hanîfe ve İmam Muhammed'e göre 11 sa'= 8 Irak rıtl'ıdır. Ebû Yusuf'a göre ise 1 sa' 5,33 rıtl olur. 1 rıtl, 130 dirhem ağırlığında bir ölçü birimi olup, bu da 1 sa'ın 1/8ine denk bulunur. Buna Bağdat veya Irak rıtl'ı da denir. Bazı fakihlere göre bu 1 rıtl, 128 dirhem ile bir dirhemin üçte birine denk olur. Bir de Hicaz veya Medîne rıtl'ı var dır ki; 195 dirhem veznindedir. Bu duruma güre, ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Sa

 Rüşvet

Rüşvet Haksız bir menfaat elde etmek için kişilere çıkar sağlama; lehe hüküm vermesi için hakime verilen mal veya para; başkasının malını haksızlıkla yeme yollarından biri. Rüşvetle ya hak edilmeyen bir menfaat ele geçirilmekte veya başkasının hakkına tecavüz edilmektedir. Rüşvet yalnız alan için değil veren ve aracılık yapan için de haramdır. Allah Teala; "İnsanların mallarından bir kısmını bile bile, günah işleyerek ele geçirmek için iş başındakilere yedirerek mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin" (el-Bakara, 2/188) buyurmuştur. Rüşvetin devlet dairelerine, özellikle mahkemelere girmesi çok büyük bir suçtur. Rasul-i Ekrem Efendimiz "Hüküm vermede rüşvet verene ve alana Allah lanet etsin " (Tirmizi, Ahkam, 9) diye beddua ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Rüşvet

 Rüşd

Rüşd Doğru yolu bulma, akıllı davranma, akıl ve ruh bakımından olgunlaşma, iyilikleri elde edebilecek olgunlukta olma; malını korumak için gerekli tedbirleri alan ve saçıp savurmaktan korunan kimsenin vasfı anlamında bir İslam hukuku terimi. Bu vasfa sahip olana reşîd denir. Reşîdin zıddı setihtir. Sefîh; aklı başında ve temyiz gücü tam olmasına rağmen, malı üzerinde akıl ve mantık dışı tasarruflarda bulunan kimsedir (İbn Abidîn, Reddül-Muhtar, V, 95; Mecelle, mad, 946, 947). Rüşd, temyizden farklıdır. İnsan iyiyi kötüden, hayrı şerden ayırmakla birlikte, malını ve servetini iyi bir şekilde idare etmeyi beceremeyebilir. Çünkü, malın idaresi ve işletilmesi ayrı bir tecrübe ve kabiliyet gerektirir. Bu yüzden ...

Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Rüşd