Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiRiyaRiya
İş, söz ve davranışlarda gösterişe
yer verme; bir iyiliği veya salih bir ameli Allah'ın
rızasını kazanmak niyetiyle değil, insanların
beğenisi için yapma. Bu davranışta bulunan kimseye riyakar
veya müraî denir.
Riya, insanlar arasında manevî nüfûz, şan
ve şöhret, maddî çıkar sağlamak için yapılır.
Dünyaya ait bu tür maddî ve manevî çıkarları elde etmek için,
dinin insanlar tarafından kutsal değerlere karşı
beslenen bağlılık ve hürmet duygularının alet
edilmesi, riyanın en kötü şeklidir. Bu tür davranışlar,
hilekarlık ve yalancılıktır. İnsan şeref ve
haysiyetine hakarettir.
Riyakar kişinin söz ve davranışlarındaki
samimiyetsizlikleri, diğer insanlar tarafından kısa zamanda
anlaşılır. Bunlara kimse güvenmez.
Riyanın her çeşidi ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Riya RivayetRivayet
Nakletme, anlatma; hadis anlatma, nakletmek ve
kendisine nisbet olunana isnad etme anlamında bir usûlü hadis
terimi. Rivayet, sadece sünnetin nakline münhasır değildir. Sünnet
dışındaki haberleri, Sahabe, Tabiîm ve diğer
tabakalardan insanların sözlerini, bunları haber verenlere
isnad etmek de rivayetin kapsamı içerisindedir. Rivayetle ilgili
bu tariften, rivayetin üç temel unsurunun bulunduğu
anlaşılmaktadır. Bunlardan birincisi, rivayete konu olan
Sünnet veya benzeri olan haber; ikincisi bir haberi kendisine nakledene
isnad ile rivayet eden şahıs (ravi); üçüncüsü de haberi
kendisine nakledene isnad ile rivayet edenden alan şahıs. Rivayetin
her şeyden önce önemli bir gayesi vardır. O da, Hz. Peygamber
(s.a.s)'in söz ve fiillerinden ibaret ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Rivayet RikazRikaz
Toprağa gömü yapma, gizleme, ister tabii
şekilde bulunsun, ister sonradan konulsun, yer altında
gizlenmiş olan mal anlamında bir İslam hukuku terimi.
Maden ve kenz kelimeleri de rikazın eş anlamlısı
olarak kullanılmaktadır. Ancak aralarında kapsam
bakımından fark vardır. İbnül-Hümam bu üç terimi
şöyle açıklar:
"Maden sözü adn sözünden gelir ve ikame etmek
demektir. Bir yerde ikamet eden için "adene bi't-mekan" denir.
Adn cennetleri sözü de buradan gelir. Dil bilimcilerine göre her
şeyin merkezi, onun madenidir. Aslında maden sözü, "yerleşmek
şartıyla ikamet edilen yer (mekan)" demektir. Daha sonra
Yüce Allah'ın yeri yarattığı günden beri onda terkib
ettiği unsurlar için kullanılır oldu. Başlangıçta
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Rikaz RifadeRifade
Daru'n-Nedve'ye bağlı olarak yürütülen
Ka'be hizmet birimlerinden biri; hacılara yemek dağıtma görevi.
Mekke'de Kureyş'in kolları arasında
başlıca Haşimîler, Emevîler, Nevfeller, Abdüddarlar,
Esedler, Teymler, Mahzümlar, Adiyler, Cumahlar ve Sehmler bulunmaktaydı.
Bu kolların maddeten zengin, ailece ve soyca kuvvetli
olmalarından dolayı, reisi durumunda olan kişiler Mekke
-Site devletinin meclisi sayılan Darûnnedve'de toplanırlar;
savaş, barış gibi toplumu ilgilendiren önemli konularda
karar verirlerdi. On kabile reisinin iştiraki ile oluştuğu
için bu tip toplantılara Onlar Meclisi de denilmiştir.
Rifade, "el-Ukab, Şüra, Eşnak, Kubbe,
Sefare, Eysar-Ezlam, Emval-i Muhacere, Ka'be anahtarlarını
muhafaza" gibi Darünnedve'ye bağlı olarak çalışan
hizmet birimlerinden biri idi. Bu deyim, cahiliye Araplarında "fakir
hacılara ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Rifade Ridde SavaşlarıRidde savaşları RİDDE SAVAŞLARI
Rasûlüllah (s.a.s)'in vefatından sonra dinden dönüp
İslam devletine savaş açanların isyanlarının
bastırılması için yapılan askerî harekatlar.
Rasûlüllah (s.a.s)'in vefat haberini duyan Yemen ve
Necid bölgelerindeki bazı kabileler özellikle zekat ödemeyi
reddederek isyan ettiler. Ayrıca Rasûlüllah (s.a.s)'in vefatı
ile ortaya çıkan karışık ortamdan istifade etmek
isteyen bazı kimseler de peygamberliklerini itan etmişler ve
kendilerine inandırdıkları kalabalıkları
peşlerine takarak İslam hükümranlığını
tehdit etmeye başlamışlardı. Rasûlüllah (s.a.s)'in
sağlığında onun hakimiyetine boyun eğmek zorunda
kalarak müslüman olan, ancak imanın kalplerine nüfuz edip yerleşmediği
bu bedevî topluluklar, onun vefatıyla cesaretlenmiş ve
kalplerinde gizlediklerini açığa çıkarmışlardı.
Aslında onların bu durumu bilinmiyor değildi. Zira ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ridde Savaşları RicsRics
Pis, anlamında Kur'an-î bir kavram.
"Rics", pis, murdar, necis olan şey,
demektir. "Raculun ricsun-pis adam" şeklinde
kullanılışı meşhurdur.
"Rics" tabiî, aklî, şer'î ve hem
tabiî, hem aklî, hem şer'î olmak üzere dört çeşittir.
Mesela meyte, hem tabiî, hem aklî ve şer'î olarak tüm yönleriyle
rics'tir. İçki ve kumar aklî ve şer'î olarak ricstir.
Kafirler ise şer'î yönden rics'tirler. Aynı zamanda rics,
kokusu pis olan, ters anlamına geldiği gibi, kötü olan, azab
manalarıyla da kullanılır. Ricsin bir başka
kullanıldığı yer de "baîrun ruccüsun
şiddetli böğüren deve" ve gök gürültüsünün
şiddetinin anlatıldığı "gamamun racisun"
cümlelerinde olduğu gibi sesin şiddetini ifade için kullanılan
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Rics RicalülgaybRicalülgayb
Arapça yetişkin, büluğa ermiş insan
anlamına gelen "racül" kelimesinin çoğulu ile gözden
saklı olan, görülüp bilinmeyen şeyler hakkında
kullanılan "gayb" kelimesinin terkip biçimi olan
ricalülgayb tabiri bir tasavvuf ıstılahı olarak üçler,
yediler, kırklar... diye bilinenleri ifade eden bir terimdir.
Bir başka ifadeyle, sûfilerin, başlarında
Kutb'un bulunduğu ve evrendeki bazı şeylerin sevk ve
idaresinden sorumlu olduğuna inandıkları evliya
hakkında kullanılan bir tabirdir. Sufilere göre bunlar Nüceba,
Büdela, Evtad, İmameyn ve Kutb-u Azam olan Gavs'dan oluşurlar.
Nüceba adı verilen veliler kırk tanedir.
Bunlar tüm yaratıkların yüklerini taşır,
sıkıntılarını gidermeye çalışırlar.
Haktan gayrısına bakmazlar. Bu Allah dostları ahlak-ı
kerîme sahibi irfanlı kimselerdir.
Büdela ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ricalülgayb RicalullahRicalullah
Rical, büluğ çağına ermiş
yetişkin insan anlamına gelen racül kelimesinin çoğuludur.
Allah lafzı ile isim tamlaması şeklinde kullanımı
olan ricalullah'ın anlamı "Allah adamları"
dır. Nitekim dilimize "Allah adamı" şeklinde
deyim olarak yerleşmiştir.
Rical tabiri kelimenin büluğa erme
manasından kinaye olarak tasavvuf literatürüne de girmiştir.
Burada, kelime, biyolojik nosyonunu manevîruhî yetkinleşme ve
olgunlaşmaya terketmiştir. Sühreverdî, meşhur eseri Avariful-Maarif'in
Süfilere göre evlilik ve bekarlıkla ilgili bölümünde kelimeyi
şöyle izah eder: "Niçin evlenmediği sorulan derviş
şöyle cevap verir: "Kadınların ıslahı ricalin
işidir. Ben henüz rical yani gerçek adam seviyesine gelmedim ki
evleneyim. Sadık müridler büluğa ermedikçe evlenmezler. Tabii
onların bülüğu rical olma çağıdır". ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ricalullah RibatRibat
İp, bağ, sağlam yapı, kervansaray,
ülke sınırı, sınırda nöbet beklemek. "Sınırda
nöbet tutan" anlamında "murabıt" şeklinde
de kullanılmaktadır. Kur'an-ı Kerim'de bir ayette, "savaş
için bağlanıp (ribat) beslenen atlar" (el-Enfal, 8/60)
başka bir ayette de, "sınırda düşmana
karşı nöbet tutmak" (Alu İmran, 3/200) anlamında
kullanılmaktadır. Hadis-i şeriflerde Allah yolunda
savaşmak için atların hazır tutulması anlamında
kullanılmakla beraber (İbn Mace, Cihad, 14, Edeb, 10; Ahmed b.
Hanbel, I, 12, 395, VI, 458) daha çok nöbet tutmayı ifade
etmektedir.
Fıkıhçılar ribatı şöyle tanımlamaktadırlar:
"Ribat, müslümanları kafirlere karşı korumak için
sınırlarda beklemektir. Sınır ise, halkının
düşmandan korkusu olduğu her yerdir. Ribat "ribatul-Hayl"
(at bağlamak)'dan ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Ribat Riba (faiz)Riba (faiz)
Artma, çoğalma, şişme, gelişme ve
yetişme, mübadeleli akitlerde taraflardan birinin hakkı kabul
edilen ve akit sırasında şart koşulan
karşılıksız fazlalık anlamında bir İslam
hukuku terimi. "Riba" kelimesi arapça mastar olup, sözcüğün
kökeninde "mutlak çoğalma" anlamı vardır.
Cins ve miktarı bir olan iki şey biri
diğeriyle mübadele edildiğinde bir taraf için kabul edilen malın
fazlasına riba veya faiz denir (İbnül-Hümam, Fethul-Kadîr,
V, 277). Ayarları aynı olan 100 gr. altını, peşin
veya vadeli yüzyirmi gr. altınla mübadele etmek gibi... Böyle bir
işlemde 100 gr. altın veren, aynı miktarda altın alma
hakkına sahip olur. Burada 100 gr. altın ana para (re'sül-mal),
20 ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Riba (faiz) |