Arkeoloji
Bilgisayar
Bilim
Bitkiler
Biyografi
Biyoloji
Coğrafya
Din
Edebiyat
Ekonomi
Elektronik
Felsefe
Fizik
Genel
Hayvanlar
Hukuk
internet
İslam Ansiklopedisi
Jeoloji
Kimya
Matematik
Müzik
Programlama
Rehberlik
Resim
Rüya Tabirleri
Sağlık
Sinema
Siyaset
Sosyoloji
Spor
Şifalı Bitkiler
Tarih
Teknoloji
Tıp
Tiyatro
Uzay
Yerler
Ziraat
vuhuv.com |
İslam AnsiklopedisiNefsNefs
Cahiliye dönemi Arap şiirinde daha çok birşeyin
özünü, kendisini belirten zamir olarak kullanılan nefs kelimesi
zamanla yirmiyi aşkın anlamı dile getirecek biçimde kullanılmaya
başlandı. Ruh, can, kan, benlik, kalb, iç, kimse, büyüklük,
yücelik, cevher, nefret, irade, kem göz, nefs kelimesinin dile getirdiği
başlıca anlamlar arasındadır. Kur'an'da zamir biçiminden
başka, ruh, can, iç ve kalb anlamlarında
kullanıldığı da görülür. Felsefi düşüncenin
yaygınlaşmaya başlamasından sonra kelime daha çok ruh
karşılığında kullanılmaya
başlandı; kelami, tasavvufi ve felsefi nazariyelerin konusu
durumuna geldi.
Kur'an'da nefs kelimesi çoğulu olan enfüs ve
nüfûs biçimleriyle birlikte genellikle çeşitli
varlıkların kendilerini belirtmek üzere kullanılır.
Ama zaman zaman hayat ilkesi ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Nefs Nefr GünüNefr günü
"Nefr", lugatta kişiyi heyecanla
harekete geçiren bir iş veya bir durumu üzerine bir yerden bir yere
fırlayıp çıkmaktır. Ürkmek demek olan "nüfûr"
da bu manadadır. Fakat nüfûr, mücerred kurtulmak için menfi bir
harekete denildiği halde "nefr", düşmana
karşı gaza için fırlayıp çıkmak anlamında
kullanılır. Böyle çıkıp toplanan cemaate "nefir",
her birine de "nefer" denilir.
Cahiliyye Arapları, işe yaramayan kimseleri,
işe yaramadıklarını ifade etmek için, "Falanca
ne iyrde ne de nefîrdedir" derlerdi (İyr ile Bedir günü Ebû
Süfyan'ın yanında yer alıp ticaret kervanını
koruyanları, "nefir" ile de Utbe b. Rabia komutasında
savaşa katılanları kasdederlerdi).
İmam (halife - devlet başkanı)ın
halkı ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Nefr Günü Nefha-i UlaNefha-i ula
Birinci üfleme, üfürüş, İsrafil (a.s)'ın
Sur'a birinci üflemesi.
Kainatta her şeyi bir sebebe bağlayan Yüce
Allah, alemin nizamının bozulup kıyametin
kopmasını da İsrafil (a.s)'ın Sur'a üflemesine bağlamıştır.
Sur'un mahiyeti bizce malum değildir. Hz. Peygamber (s.a.s)
tarafından borazan gibi üflenen bir boynuz diye belirtilmiştir
(Tirmizî, Kıyame, 8). Ebû Saîd el-Hudrî (r.a)'den rivayet edilen
bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Sur'a üflemekle görevli melek, onu yutacak gibi ağzına
almış, başını eğip kulak kesilerek üflemek
için emir bekliyor. Bu halde ben (dünyadaki geçici) nimetlerle nasıl
meşgul olabilirim. " Bu durum ashabına ağır
gelmiş olacak ki: "Ya Resulullah! Nasıl dua edelim?"
... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Nefha-i Ula Nefha-i SaniyeNefha-i saniye
İkinci üfürüş, İsrafil (a.s)'ın
Sur'a ikinci defa üfürmesi.
İsrafil (a.s) Sur'a iki defa üfürecektir.
1- Nefha-i Ûla (birinci üfürüş). Bununla
Allah'ın diledikleri hariç göklerde ve yerde bulunanların
hepsi ölecektir (bk. Nefha-i Ûla)
2- Nefha-i Saniye (ikinci üfürüş). Buna
nefha-i ba's (diriliş üfürüşü), nefha-i kıyam (kabirlerden
kalkma üfürüşü) de denir. Bu nefha ile evvelce ölenlerin tamamı
yerden ot biter gibi tekrar diriltilirler, dünyadaki hayatlarının
hesaplarını vermek için mahşer yerinde toplanmak üzere
Rablerine doğru koşarlar: "Sonra sura (ikinci) bir defa
daha üfürülecektir. Birde ne görürsün kabirlerinden doğrulmuşlar
bakışıyorlar" (ez-Zümer, 39/68);
"Sur'a üfürülmüştür. Artık
bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp Rablerine doğru
koşup ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Nefha-i Saniye Necm SuresiNecm suresi
Kur'an-ı Kerim'in elli üçüncü suresi. Altmış
iki ayet, üç yüz altmış kelime ve bin dört yüz beş
harften ibarettir. Fasılası "elif", "nun",
"vav", "te" ve "ya" harfleridir. Mekkî
surelerden olup, İhlas suresinden sonra nazil olmuştur. Otuz
ikinci ayeti Medenîdir. Adını ilk ayetinde geçen
"necm" kelimesinden almıştır. Ancak bu kelimenin
surenin muhtevası ile doğrudan bir ilgisi yoktur.
İçinde secde ayeti bulunan ve Mekke'de Resulullah
(s.a.s)'ın açıkça her kese karşı okuduğu ilk
suredir. Buharî'nin İbn Abbas (r.a)'dan rivayet ettiği bir
hadiste şöyle denilmektedir: "Peygamber (s.a.s), Necm sûresini
okudu ve sonra secde etti. Onunla birlikte müslümanlar, müşrikler
ve cinler, hepsi birden secde ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Necm Suresi NeceşNeceş
Alış verişte satış bedelini
arttırma, müşteri kızıştırma, iddia ile
malı çoğaltma, yayma; bir kimsenin gerçek alıcı
olmadığı halde, bir malın fiyatını yükseltmesi
anlamında bir İslam hukuku terimi. Bunu başka
alıcıyı aldatmak amacıyla yapar (et-Tehanevî, Keşşafu
İstilahatil-Fünûn, tıbkı basım, İstanbul
1984, II, 1405; el-Cürcanî, et-Ta'rifat, s. 162).
İslam'da, alış verişlere
üçüncü bir şahsın müdahalesi, aldatma ve hilesi karışmaksızın
oluşacak fiyatlar esas alınmıştır. Bir kimsenin
kesinleşmek üzere olan satışına
dışarıdan müdahale ederek fiyat teklif etmek, kardeşinin
pazarlığı üzerine pazarlık yapmak, hadisle
yasaklanmıştır (Buharî, Büyû', 57; Müslim, Bûyû', 9;
Nikah, 38, 51, 54, 55;.Tirmizî, Büyû', 57; Ahmed b. Hanbel, Müsned,
II, 411). Tarafların ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Neceş NecasetNecaset
Pislik, kan, sidik ve dışkı gibi pis
şey. Ruhsat olmaması halinde namazın sıhhatine engel
olan pisliktir. Necaset, temizliğin; necis de temiz olanın
zıddıdır. Necis, şer'an pis olan şeyi ifade eder.
Hakikî veya hükmî necis için kullanılır. Hakikî necise
"habes", hükmî olanına ise "hades" denir. Necis
sıfat, neces şekli ise isim olarak kullanılır.
Necaset, hakikî ve hükmî olmak üzere ikiye ayrılır.
Hakikî necaset, sözlükte kan, sidik ve dışkı gibi gerçek
pislik olarak var olan şeyleri; terim olarak ise, namazın
sıhhatine engel olan pisliği ifade eder. Hükmî necaset ise,
insan bedeninde manevî olarak bulunan abdestsizlik veya cünüplük hali
için kullanılır.
Hakikî necaset ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Necaset NebizNebiz
Kuru üzüm, hurma, bal, arpa, buğday vb.
şeylerin suda bekletilerek onu tadlandırması yolu ile elde
edilen bir içki çeşidi. Sarhoş etsin veya etmesin aynı
adla anılır. Nitekim, nebize şarap (hamr) dendiği gibi,
üzüm suyundan elde edilen şaraba da nebiz denmektedir (İbnül-Esir,
en-Nihaye fî Garîbil-Hadis, 5, 8).
Nebiz, helal ve haram olmak üzere iki kısma
ayrılır:
a) Haram olan: "Çoğu sarhoş eden
herşeyin azı da haramdır" genel prensibi
çerçevesinde değerlendirildiğinde hububat, meyva vb.
şeylerden elde edilen sarhoş edici içkiler, ister pişirilerek,
isterse pişirilmeden imal edilsin haramdır. Bu, üzüm, buğday,
arpa, arı sütü, vb. şeylerden elde edilen bütün içkiler
için aynıdır. Sahabi, ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Nebiz NebiNebi
Allahın kendisine vahyettiği sözleri olduğu
gibi en ince ayrıntısına kadar belleyip aynen toplumuna
aktaran kişi. Batılı araştırıcılar,
nebi kelimesinin İbranice "nabbi" kelimesinden
geldiğini kabul ederler. Oysa "nebi" kelimesi hem
şekil hem de kök anlamı itibarıyla tamamen Arapça bir
kelimedir. "Ne.be.e" kökü, Arapçada "haber vermek",
"duyurmak", "hafifçe seslenmek" anlamıyla da
semitik döneme kadar uzanan bir geçmişe sahiptir.
Ayrıca Arapça "nebi" kelimesinin
gelecekten haber vermek anlamındaki kehanetle hiç bir ilgisi yoktur.
Nebi kelimesinin türediği "nebe'e" kelimesinin kökü,
yukarıda da ifade edildiği gibi "duyurmak",
"birşey hakkında haber vermek" demektir. Ama bu haber
istikbale matuf değildir. Kur'an'a göre peygamber tarafından
getirilen haberler daima gayb ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Nebi Nebe' SuresiNebe' suresi
Kur'an-ı Kerim'in yetmiş sekizinci suresi.
Kırk ayet, yüz yetmiş üç kelime ve yedi yüz yetmiş
harften ibarettir. Fasılası "elif ', "mim" ve
"nun" harfleridir. Mekkî surelerden olup, Mearic süresinden
sonra nazil olmuştur. Adını "Kıyamet ve ahiret gününden
haber" anlamındaki, "en-Nebe"' kelimesinden
almıştır.
Mekke döneminde inen bütün surelerde olduğu
gibi, bu surede de ahiret hayatından ve kıyametten şüphe
içerisinde olan Mekkeli müşriklere, başlarına mutlaka
gelecek olan o günün dehşetli anları tablolar halinde
sunularak "ah keşke." dememeleri için şimdiden hakka
dönüp Muhammed (s.a.s)'in getirdiği ilkelere uymaya çağrılmaktadırlar.
Resulullah'ın tebliğinde üç ana ilke vardı: Allah'dan
başka ilahlara tapmamak, Muhammed (s.a.s)'in O'nun kulu ... Kategori : İslam Ansiklopedisi | Etiket: Nebe' Suresi |