Asi
Asi
Arapça bir kelime olup, isyan eden, itaatsız,
başkaldıran, vb. anlamlarına gelir.
Eşanlamlısı: serkeş, baği. Ayrıca
Allah'ın emirlerini yerine getirmeyen, günahkar, haydut anlamlarındadır.
Çoğulu "Usat" olarak gelmektedir. (Mütercim Asım
Efendi, Okyanus (Kamus Terc.) Asi maddesi).
Kur'an-ı Kerîm'de bir çok ayette asi kelimesi
geçmektedir. Hepsi de Allah'ın emirlerine karşı gelen, ona
itaat etmeyen, günahkar, serkeş anlamlarında
kullanılmıştır. Hadis-i şeriflerde de durum
aynıdır.
Kur'an-ı Kerîm'in bu konuyla ilgili birkaç ayeti
şöyledir:
"Babacığım! Şeytana tapma,
çünkü şeytan, merhametli olan Allah'a baş
kaldırmıştır (asi olmuştur)" (el-Meryem,
19/44)
"Kim AIlah'a ve Peygamber'ine karşı
isyan eder (baş kaldırır) ve
sınırlarını aşarsa Allah onu devamlı
kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı
bir azap vardır. " (en-Nisa, 4/14)
"Allah ve Resulu bir işe hüküm verdiği
zaman, inanmış bir kadın ve erkeğe, o işi kendi
isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı
gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.
" (el-Ahzab, 33/36)
"(Benim yaptığım) ancak A!!ah
katından olanı, O'nun gönderdiklerini tebliğdir.
Artık kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, bilsin ki, ona,
(kendi gibilerle) içinde ebedi kalacakları Cehennem ateşi
vardır. " (el-Cin, 72/23)
"Hem bilin ki, içinizde Allah'ın elçisi
vardır. Şayet o, bir çok işlerde size uysaydı,
sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı
sevdirmiş ve onu kalplerinize zinet yapmıştır. Küfrü,
fısk ve isyanı da size çirkin göstermiştir.
İşte doğru yolda olanlar bunlardır. " (el-Hucurat,
49/7)
Hadis-i şeriflerde de asinin yerildiğini ve
Allah Resulu'nun her fırsatta müminleri bundan sakındırdığını
görmekteyiz. Mesela müslüman olmuş bir kadının ismi
Asiye idi (isyan eden kadın anlamında) Resulullah (s.a.s.) onun
adını Cemile olarak değiştirdi ve ona: "Sen
Cemile'sin" dedi. (Darimi, Sünen, İsti'zan, 62; Ahmed b. Hanbel,
Müsned II, 18).
"Kim tavla oynarsa şüphesiz o, Allah ve
Resulüne isyan etmiştir. " Başka bir rivayette; "Sanki
elini bir domuzun kanına ve etine batırmış gibidir.
" (Ebû Davûd, Edeb, 56; İbn Mace, Edeb, 43; Malik, Muvatta'
Rü'ya, 6; Ahmed b. Hanbel, IV, 392) gibi hadislerde "asi"
Kur'an-ı Kerîm'de olduğu gibi karşı gelen
anlamında kullanılmıştır. İslam dini daima
insanları bundan sakındırmıştır.
Ayrıca İslam'da Peygambere karşı
gelmek Allah'a karşı gelmek olarak telakki edilmiş ve
bunun büyük bir suç olduğu açıklanmıştır. Bir
hadiste şöyle buyruluyor.
"Bir kere Nebi (s.a.s.) uyurken yanına
birtakım melek gelerek bunlardan bazıları: Bu zat uyuyor, '
dedi, bazıları da: Gözü uyuyor, fakat kalbi uyanıktır,
' dedi. Bunun üzerine bu melekler (birbirlerine) bu dostunuzun ali sıfatı
vardır (ali menkibe sahibidir) haydi siz de bunun ali mevkiini
harici bir örnekle temsil ediniz,' dediler. Fakat bazıları; iyi
ama bu zat uyuyor, ' dediler. Bazıları da hayır, onun gözü
uyuyor, fakat kalbi uyanıktır, ' dediler. Bunun üzerine
melekler; Bu zatın harici benzeri şu bir kimsenin misali gibidir
ki, o kimse yeni bir ev yaptırır, o evde bir velime Ziyafeti
tertip edip (bu ziyafete) insanları davet etmek için bir davetçi
gönderir; bu davetçinin davetine kim icabet ederse, o (mükemmel) eve
girer ve (mükellef) ziyafeti yer. Her kim de davetçinin davetine icabet
etmezse o eve giremez, ziyafet yemeklerini de yiyemez.' Bunun üzerine
melekler yine birbirlerine: Haydi bu temsili bu zata izah ediniz de anlasın,'
dediler. Fakat yine bunlardan bazıları, iyi ama bu zat uyuyor, '
dediler. Bazıları da hayır, gözleri uyuyor fakat kalbi
uyanıktır,' dediler.
Bunun üzerine melekler (kendi aralarında temsili
izah ederek): O ev Cennet'tir, davetçi de Muhammed (s.a.s.)'dir. Her kim
O'na itaat ederse Allah'a itaat etmiştir' her kim de O'na asi olursa
(baş kaldırırsa) Aziz ve Celil olan Allah'a asi olmuştur.
Hz. Muhammed insanların arasını ayırd etmiştir (itaat
ve isyan şiarını bildirip inananları,
inanmayanları birbirinden ayırd etmiştir.)" (Buharî,
İ'tısam, 2; Tedrid-i Sarih XII, 403, 404)
Diğer bir çok hadiste de Resulullah (s.a.s.)
Allah ve Resulü'ne isyan konusunda hiç kimseye itaat edilemeyeceğini,
Allah'a itaat etmeyene itaat edilemiyeceğini belirtmiştir. (Bkz.
İbn Mace, Cihad, 40)
Ahmet YAŞAR
align="left"
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.