Bakara Suresı
Bakara suresı
Kur'an-ı Kerîm'in ikinci ve en uzun suresi.
Medine'de ilk nazil olan suredir. Kur'an'ın en son inen ayeti de bu
urenin 281. ayeti olduğu için tamamlanması onbir yıl sürmüştür.
Ayet sayısı ikiyüzseksenaltı, kelimeleri altıbinyüzyirmi,
harfleri yirmibeşbinbeşyüzdür. Fasılaları mim, nûn,
dal, be, re, kaf, lam harfleridir.
Medine'de inmesi ve en uzun sure olmasından
dolayı, İslamî hükümlerle ilgili birçok konuları
ihtiva etmektedir. Fatiha suresi Kur'an'ın bir özeti olarak kabul
edilirse, Bakara suresi de Kur'an'ın bir tafsilidir. Surede İslam'ın
önemli ve başlıca temel esaslarını kabul edip etmeme
durumu değerlendirilmektedir. Tevhîd akîdesinin hak olduğunu
ispat etmek için çeşitli tabiat olaylarındaki hikmetler ve
ayetler anlatılmıştır. Yalnız dilleriyle iman
eden münafık kitlenin halleri ve Hz. Adem (a.s.)'ın
kıssası teferruatıyla aktarılır.
İsrailoğullarına verilen nimetler ve onların bu
nimetleri inkarları, Hz. Peygamber'e düşmanlıkları
ve müslümanların aleyhine olan tavırları ifade edilir.
Daha önce gönderilen kitap ve şerîatların neshedildiği,
İslam'ın en son ve en mükemmel din olduğu, Hz.
İbrahim (a.s.)'ın getirdiği tevhid akidesi,
İsrailoğulları'nın bu dini ve tevhid
anlayışını benimsememeleri, Hz. İbrahim'in Kabe'yi
inşa edişi, kıblenin Kudüs'ten Mekke'ye tahvili ve Kabe'
nin İslam dinindeki yeri ,anlatılır. Müslümanların
birçok güçlüklere uğrayacakları,
karşılaşılan bu sıkıntıların sona
ereceği ve İslam'ın er geç muzaffer olacağından
bahsedilir. Daha sonra İslam'da helal ve haramlar ele alınır.
Ayrıca, İslam'ın namaz, oruç, zekat hacc, cihat ve
şehadet gibi emirleri anlatılır. İçki, adam öldürme,
zina, nikah, kısas, yetimlerin haklarından,
kadınların hayız hallerinden, talak, iddet ve nafakalarından
bahsedilir.
Allah'ın emir ve yasakları, iman edip
tağut*a karşı durmanın önemi ve imanın ancak
tağutun hükümlerinden uzak olmakla tamamlanabileceği
anlatılır. Sonunda İslam'da borçlanmanın,
şahitliğin, rehinin ve bunlarla ilgili diğer hüküm ve
prensiplerden; faizin yasak oluşundan, toplum içinde borç vermek
suretiyle müslümanların birbirlerine yardımcı
olmaları gerektiğinden ve sure ile gelen bütün hükümlerin,
İslam toplumunun ve devletin vazgeçilmez temel unsurları
olduğundan bahsedilir.
Bakara suresi adını 67-71. ayetlerde geçen
"Bakara" kelimesinden almıştır. Bakara kelimesi
Bakar'dan gelmektedir ki sığır demektir. Kelimenin
sonundaki te, tekil için kullanıldığında bir tek
sığır demek olur. Eğer te'nis (dişilik) için
olursa inek demek olur. Genellikle bu ikinci şık kabul
edilmiştir.
Sureye adını veren bu olay, Hz. Musa (a.s.) döneminde
meydana gelmiştir. Zira altmış yedinci ayette Hz. Musa
kavmine bir inek kesmelerini söylediği zaman, bunu çok garipseyerek
"Sen bizimle alay mı ediyorsun?" demişlerdi. Meselenin
aslı şu idi:
İsrailoğulları içinde zengin bir adam
vardı. Bunun da bir kızı ve fakir bir yeğeni
vardı. Yeğeni amcasından kızını istedi. Adam
kabul etmedi. Genç de buna kızarak "Yemin ederim, amcamı
öldürüp, malını da, kızını da
alacağım" dedi. Delikanlı amcasına gelerek"
amca şuraya tacirler gelmiş, onlara gidelim de bir şeyler
satın alayım. Seni yanımda görürlerse bana mal verirler"
dedi. Amcası da geceleyin yeğeni ile birlikte çıktı.
Yeğeni yolda onu öldürüp, evine döndü. Sabah olunca da, hiç bir
şey bilmiyormuş gibi amcasını aramaya
başladı. Bulamayınca akşamki yere doğru gitti.
Birkaç kişi amcasının başında
toplanmıştı. Onlara: "Amcamı siz öldürdünüz"
diyerek diyetini istedi. Ağlayıp, üstünü başını
yırtmağa başladı. Sonunda durumu Hz. Musa'ya arz etti.
Hz. Musa (a.s.) da onlara diyet vermelerini emretti. Onlar da "Ya
Musa, Rabbine dua et, katili meydana çıkarsın. Aksi takdirde
bizim için ayıp olacaktır." dediler. Musa da onlara bir
inek kesmelerini, etini maktûle dokundurmalarını söyledi.
Onlar da "böyle şey olur mu?" diye garipsediler. Hz.
Musa'nın bu talebinden kurtulmak ve başlarından atmak için
ineğin nasıl bir inek olduğunu sordular. Her seferinde Mûsa'ya
karşılık vererek bunu yapmaktan kaçındılar. Çok
uzun tereddütlerden sonra vasıfları surede belirtilen
ineği bulup kestiler. Etinin bir kısmını maktûle
dokundurunca maktûl dirilip kendisini yeğeninin öldürdüğünü
söyledi ve tekrar düşüp öldü. Bunun üzerine katile miras
vermediler, ondan sonra da bu hüküm devam etti. (Sabunî,
Safvetu't-Tefasir, 1/76). Aynı konu Kitab-ı Mukaddes'de de geçmektedir
(A'dad, 7, 63-68; Tesniye, 21, 1-9).
Görüldüğü gibi olayda öldükten sonra
dirilmeye açık işaret vardır. Bunun yanı sıra,
İsrailliler'in Mısırlılar'dan görerek benimsedikleri
öküze tapma olayının dolaylı yoldan
kaldırılması da vardır.
Bakara suresinin fazileti hakkında birçok
hadîs-i şerif varid olmuştur:
"Her şeyin bir zirvesi vardır.
Kur'an'ın zirvesi de Bakara suresidir. Her kim onu evinde geceleyin
okursa üç gün o eve şeytan girmez. Kim de onu evinde gündüzün
okursa o eve üç gün ,şeytan girmez. " (Suyûtî, Camiu's-Sağîr;
Ebu Ya'la, İbn Hibban, Taberanî, Beyhakî).
"Kur'an'ın en faziletli suresi Bakara
suresidir. Onun da en büyük ayeti Ayetü'l-Kürsî'dir. Bir evde Bakara
suresi okunursa şeytan onu dinlemeye tahammül edemeyerek oradan dışarı
fırlar. " (Suyûtî, Camiu's-Sağîr).
"İki parlak sureyi, Bakara ile Ali İmran
surelerini okuyun. Çünkü bunlar kıyamet gününde iki gölgelik
yahut iki kuş bölüğü gibi gelir, okuyucularını
mahşerin sıcağından korurlar, onları müdafaa
ederler. Bakara suresini okuyun. Ona sahip olmak bereket, onu terketmek pişmanlıktır.
Sihirbazlar onu elde etmeğe güç yetiremezler. " (Suyutî,
Camiu's-Sağîr; Müslim, 1/553, hadis no: 804).
"Her kim Bakara suresini okursa başına
Cennet tacı geçirilir. " (Darimî 2/447, 10572).
"Bakara suresini öğretmek bereket, terketmek
ise pişmanlıktır. Sihirbazlar onu elde etmeğe güç
yetiremezler. O Kur'an'ın çadırıdır. " (Darimî,
2/446, 10570).
Bakara suresinin 255. ayeti olan Ayetü'l-Kürsî ayrı
bir özellik taşımaktadır. Bu konuda da iki hadis
zikretmekle yetineceğiz.
"Her şeyin bir zirvesi vardır.
Kur'an'ın zirvesi de Bakara suresidir. Onda öyle bir ayet vardır
ki o ayet Kur' an ayetlerinin efendisidir. O da Ayetü'l-Kürsî'dir.
" (Tirmizî, V,157, hadis no: 2878).
Bakara suresinin Amene'r-Resûlû olarak meşhur
olan son iki ayetinin de çok büyük faziletleri vardır.
"İbn Abbas'ın rivayetine göre, bir gün
Cebrail (a.s.) Peygamber (s.a.s.)'in yanında otururken yukarıdan
kapı sesi gibi bir ses duydu. Başını
kaldırdı: "İşte bugün gökten bir kapı açıldı.
Şimdiye kadar bu kapı açılmamıştı. Gökten
bir melek indi. O da bugüne kadar inmemişti. Melek selam verdi ve:
"Müjde, sana iki nur verildi ki senden önce hiçbir peygambere
verilmemiştir. Bunlar: Fatiha suresi ile Bakara suresinin son
ayetleridir. Kim bunlardan bir harf okursa muhakkak sevabını görür.
" (Müslim, I, 554, hadis no: 806) buyurdu.
Ebu Mes'ud'un rivayet ettiği hadîs ise şöyledir:
"Her kim Bakara suresinin son iki ayetini okursa onu her türlü
kötülükten korurlar. " (Müslim, I, 555, hadis no: 807).
Numan b. Beşir'den rivayet edilen bir hadis-i
şerifte de şöyle buyrulmaktadır: "Cenab-ı Allah
gökleri ve yeri yaratmadan iki bin sene evvel bir kitap yazdı. Ondan
iki ayet indirerek Bakara suresini tamamladı. Bunlar bir evde üç
gece okunursa o eve ,şeytan yaklaşmaz. " (Tirmizî, V, 160,
hadis no: 2882)
Abdülvehhab ÖZTÜRK
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.