Bedi
Bedi
Cenab-ı Allah'ın esma-i hüsnasından
biri. Kendinden türediği Be de' fiilî "icat etmek, örneksiz
yapmak, yokken eşsiz biçimde ortaya koymak" demektir. Allah'la
ilgili olarak kullanıldığında, "aletsiz,
zamansız ve mekansız icat etmek" anlamı da
verilmiştir. (Rağıp el-Isfahanî, el-Müfredat fi Garîbi 'l-Kur'an,
38).
Kelime, Kur'an'da çok az yerde geçer. Bir ayette,
hristiyanlar'ın ruhbaniyyeti ibtida', yani Allah kendilerine
emretmediği halde, sonradan icat ettikleri ifade olunurken (el-Hadîd,
57/27); bir başka ayette, Hz. Muhammed'in (s.a.s.) "bid'an
mine'r-rusul" yani, kendinden önce hiç resul gelmemiş de,
kendisinin ilk defa resulluk iddiasında bulunan biri
olmadığı ve Risalet'i icat etmediği
anlatılır (el-Ahkaf, 46/9).
Kur'an'da yaratılışla ilgili olarak, onu
tabiî, biyolojik, müşahhas, mücerred, maddî-manevî... her
yönden ve bütün safhalarıyla açıklayan ' halk, fatr, ber,
inşa, tasvir, tesviye, istiva, ca'l, vaz', medd, inbat, ihrac,
ta'dîl, bina, raf', bast, ferş, mehd...' gibi çeşitli
kelimeler kullanılır. Yaratılış, bir yandan böyle
yeri yayma, üzerine dağları mıhlama, dağlar üzerinde
yollar yapma, duman halindeki göğü yedi gök halinde tesviye etme,
dünya semasını süsleme, ay'ı ışıklı,
güneşi lamba kılma ve cinleri alevli ateşten, insanı
ise derece derece kuru toprak, kara balçık, nutfe, rahim
cidarına asılan aşılanmış yumurta, kan
pıhtısı, bir çiğnem et, sonra kemikler ve etten
yaratma gibi ifadelerle anlatılırken, bir yandan da daha mücerred
tarzda yaratılışın sadece bir kelime' olduğu
ifade edilir. Esma-i Hüsna'dan olan bedî' ismi, tabiî ve tedricî
yaratılışı ve aynı zamanda bu
yaratılışın bütünüyle örneksiz ve eşsiz
yapıldığını ifade etmektedir. Bu manayı,
Kur'an'da "o (gökleri ve yeri eşsiz, örneksiz ve önünde hiç
bir model olmadan yaratan" (el-Bakara. 2/117) ifadesinde görürüz
Allah; evvel, ahir*, zahîr* ve batın*dır ve
Kainat'ı yoktan, hiçbir varlık hiçbir model ve örnek ortada
yokken yaratmıştır. Hüccetü'l-İslam
İmam-ı Gazali bu eşsiz yaratış için "yaratılışta
daha güzeli olamaz." demiştir. Bu bakımdan, O'nun
yaratmasında hiçbir eşi, ortağı
olmadığı gibi; O'nun faydalandığı, -haşa-
kendisinden istifade ettiği bir başka ilah, bir başka
yaratıcı da yoktur. Oysa, Allah'a şirk koşmak gibi, gökleri
ve yeri titretecek bir zulmü işleyen insanın herhangi bir
şeyi örneksiz, yardımcısız ve tek başına
yoktan varlık alanına çıkarması mümkün değildir.
İnsan, temelde var olan ve dolayısıyle zihnine kavram
halinde Allah tarafından çabasının
karşılığında ilham edilen ve gerek kendinden
önce, gerekse kendi zamanında yaşayanların fikirleriyle
olgunlaşan şeyleri ortaya koyabilir. İnsanın bu
özelliği de Bedî' olanın varlığını ortaya
koymaya yeterlidir.
Ali ÜNAL
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.