Celse
Celse
Oturum, oturuş, aralıksız yapılan
toplantı; bir konuyu görüşmeye yetkili kişilerin bir
araya gelerek yaptıkları müzakere. Mahkemelerde, ilgili
kimselerin katılmasıyla davaların görüşüldüğü
her toplantı.
Fıkıh terimi olarak; Cuma günü hatibin iki
hutbe arasında kısa bir müddet oturması. Namazda, birinci
secdeden doğrulduktan sonra ikinci secdeye varıncaya kadar geçen
süre içinde bir müddet oturmaktır.
Hz. Aişe (r.a.); "Rasûlullah (s.a.s.),
namaza Tekbirle, kıraata da Fatiha'yı okumakla
başlardı. Rukû ettiği zaman başını ne
yukarı diker, ne aşağıya büker, ikisinin arasında
tutardı. Başını rukûdan kaldırdığı
vakit iyice doğrulmadan secdeye gitmezdi. Başını
secdeden kaldırdığı zaman da iyice doğrulup
oturmadıkça ikinci secdeye gitmezdi." (Müslim, Salat, 240).
Rasûlullah (s.a.s.), bir A'rabiye namazın
kılınışını tarif ederken:
"Namaza kalktığın zaman tekbir
getir. Sonra Kur'an'dan sana kolay geleni oku, sonra vucûdun sakinleşinceye
kadar rukûda dur, sonra belin doğrulacak şekilde rukûdan kalkıp
ayakta dur, sonra secdeye var, vucüdun sakinleşinceye kadar secdede
kal ve sonra başını kaldırıp doğrulacak
şekilde dur ve böylece namazın bütün rek'atlarında bunu
yap."der. (Buharî, Eyman, 15).
Üç imam (Malik, Şafii, Ahmed), bu hadise
dayanarak iki secde arasında oturmanın farz olduğuna hükmetmişlerdir.
Ebu Hanife'ye göre farz değil vaciptir.
Bera b. Azib; "Rasûlullah (s.a.s.)in rükû,
secdesi ve iki secde arasındaki oturuşu ile rukûdan doğruluşu(ndaki
bekleme süresi) yaklaşık müsavi idi", diye rivayet eder.
(Buharî, Ezan,121,126).
Bu duruma göre, iki secde arasını "celse"
ile ayırmadan diğer rek'ata kalkılacak olursa vacibin
terkinden dolayı sehiv secdesi gerekir.
Geçen hadislerden, Peygamber (s.a.s.)'in "celseyi"
terketmediğini öğreniyoruz. İki secde arasındaki
oturuş şeklini, bu oturuş esnasında neler
okuduğunu da şu rivayetlerden öğrenmekteyiz.
Ebû Zübeyr, Tavus'un şöyle dediğini haber
veriyor:
"Biz İbn Abbas'a, secdede iki ayak üzerinde
oturmayı sorduk. O, sünnettir, dedi. Biz: "Onu insana cefa
olarak görüyoruz," dedik. İbn Abbas:
"O senin peygamberinin sünnetidir" dedi."
(Ebû Davûd, Salat, 143).
Ka'de ile celse hallerinde, erkeklerin sol ayaklarını
döşeyerek üzerine oturmaları ve sağ ayaklarını
güçleri nisbetinde kıbleye doğru dikmeleri,
kadın(arın da sol ayaklarını sağ taraflarına
yatık bulundurarak yere oturmaları sünnettir. (el-Merginanî,
el-Hidaye, I, 51; es-Seyyid Sabık, Fıkhü's-Sünne, I, 168).
İki secde arasında (celsede), şu iki
duadan birini okumak müstahabdır:
"Rabbim bana mağfiret et!" veya:
"Allah'ım! beni bağışla, bana
merhamet et, bana afiyet ver, beni hidayete erdir." (Ebû Davûd,
Salat, 119; es-Seyyid Sabık, a.g.e., I, 169).
İki secde arasındaki celseden başka
"istirahat celsesi" diye bir celse vardır. Birinci
rekatın ikinci secdesinden doğrulduktan sonra ikinci rekata
kalkmadan ve üçüncü rekatın son secdesinden sonra dördüncü
rekata kalkmadan önce kısa bir müddet oturmaktır. Şafiîler,
Malik b. el-Huveyris'in;
"Rasûlullah (s.a.s.)'ı namaz kılarken gördüm.
Namazın tek rekatlarında olduğu zamanlarda bir müddet
oturmadıkça yani celse yapmadıkça sonraki rekat için ayağa
kalkmazdı." (Buharî, Ezan, 142) sözüne dayanarak, bunun
müstahab olduğu görüşündedirler. Hanefilerce müstahab değildir.
(el-Mergînanî, a.g.e., I, 51).
Halid ERBOĞA
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.