ANSİKLOPEDİM.com
Dall
Dall
Doğru yoldan ayrılan, yolunu
şaşıran, sapıtan kimse.
Dalalet, hidayetin zıddıdır.
Doğru yoldan kasten veya unutarak, az veya çok ayrılmaya dalalet
denir. Dalalet bazen gafletten meydana gelir. Bunu
şaşkınlık takip eder. Neticede insan yolunu kaybeder.
Bu bakımdan; gaflet, hayret, helak ve kaybolma manalarına da
gelir. Aslında dalalet; görülen ve maddi olan yoldan sapmaktır.
Daha sonra din ve akıl konusunda sapmak manasında
kullanılmıştır. Biz, dalalet deyince daha ziyade
dinde sapıklığı kastetmiş oluyoruz. (Elmalılı
Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, I, 35)
Kelam ilminde "fırak-ı dalle"
yani sapık fırkalar denince îtikadî yönden sapma gösteren
mezhepler kastedilmiş olur. Meydana gelen ufak bir hata ve
uyarılmaya da dalalet dendiği için Kur'an-ı Kerim'de bu
vasıf peygamberlere de nisbet edilmiştir. Mesela: (Yusûf,12/8,
95) ayetinde peygamberlere nisbet edilen dalaletle, başkalarına
nisbet edilen dalalet arasında çok büyük fark vardır. (Ragıp,
Müfredat, 298-299) Fatiha sûresinin son ayetinde geçen dallîn (sapıklar)'den
maksat, hristiyanlardır. Çünkü onlar Allah'ın kulu ve
peygamberi ölen Hz. İsa için "Allah'ın oğlu"
demişler, ayrıca bir olan Allah'ı haşa üçe çıkararak,
doğru yoldan sapmışlardır.
Ali Rıza TEMEL
Kategori: İslam Ansiklopedisi | Etiket: DallKaynak: http://samil.ihya.org/ansiklopedi/ans-365.html
vuhuv.com.tr
Önemli Uyarı
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.