Duhan
Duhan
Duhan; lügatta, "duman" anlamındadır.
Terim olarak iki anlamı vardır: 1) Duhan, Kur'an-ı Kerîm'in
44. sûresinin adıdır. Sözkonusu sûrenin onuncu ayetinde
duhan (duman)dan bahsedildiği için bu adı
almıştır. 2) Duhan (duman), "Kıyamet
alametlerinden biri"dir. Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadiste;
"On alamet zuhur etmedikçe kıyamet kopmayacaktır:
Doğuda bir yer batması, batıda bir yer batması, Arap
yarımadasında bir yer batması, duman, Deccal,*
Dabbetü'l-Arz,* Ye'cûc ve Me'cûc*, güneşin
battığı yerden doğması ve Aden
toprağının sonundan (Yemen'den) bir ateş çıkarak
insanları haşrolacakları yere sürmesi" buyurmuştur.
(Müslim, Fiten, 39, 40,128, 129; Ebû Davûd Melahim, 12; Tirmizî,
Fiten, 21; İbn Mace, Fiten, 25, 28).
Duhan sûresinin "Göğün, insanları bürüyecek
ve gözle görülecek bir duman çıkaracağı günü bekle;
bu, can yakan bir azabdır" (10-11) ayetlerinde zikredilen dumanın,
bazı alimler, kıyamet kopmadan önce zuhur edecek kıyamet
alametlerinden birisi olduğunu söylemişlerdir. Rivayete göre
bu duman kafirlerin kulaklarından girecek, başları kebaba
dönecek; müminlerin de hali nezleye yakalanmışa dönecek,
bütün yeryüzü bacasız bir fırın gibi
kızacaktır. (Nesefî, Medarik, Beyrut, (t.y.), IV,128).
Ashabdan İbn Abbas, İbn Ömer ve Zeyd b. Ali'nin rivayetleri
bu dumanın kıyamete yakın çıkacağı
tarzındadır. (Ahmed Davudoğlu, Sahih-i Müslim Terc. ve
Şerhi, İstanbul 1980, XI, 198)
Abdullah b. Mes'ûd'dan gelen rivayet ise şöyledir:
Rasûlullah (s.a.s.), Kureyş'in kendisine şiddetle
isyanını görünce: "Yarab! Yusuf'un yedi (yılı)
gibi onlara da yedi (yıl kıtlık) vermek suretiyle bana
yardım et" diye dua etmişti. Onları bir
kıtlık yakaladı. Birçokları açlıktan öldü.
Derileri, ölü etlerini ve kemikleri yediler. Yerle-gök arasını
herkes açlıktan duman gibi görüyordu. Nihayet Ebû Süfyan Hz.
Peygamber'e gelerek dedi ki: "Ya Muhammed! Sen bize akrabayı gözetmemizi
emrediyorsun. Halbuki kavmin açlıktan ve kıtlıktan helak
oldu. Allah'a dua et de onlardan bu belayı kaldırsın."
Bunun üzerine Hz. Peygamber dua etti, kıtlık geçti. Bol yağmura
kavuştular. Refaha kavuşunca yine eski inançsızlık
ve isyankarlık hallerine döndüler. Bunun üzerine Duhan
sûresinin 10-16. ayetleri indi. (Buharî, İstiska, 2; Tefsîru
Sûre 30/1; Tefsîru Sûre 44/5-6; Müslim, Münafikîn, 39, 40)
Duhan sûresinde geçen duman gerçek duman olmayıp,
Hz. Peygamber'e isyan eden Mekke müşriklerinin Hz. Peygamber'in
duası neticesinde açlığa marûz kalıp etrafı
duman şeklinde görmeleridir. Veya bu duman, kıyametten önce
zuhur edecek olan kıyamet alametlerinden biridir. Yahut da,
Cehennem'in dumanıdır. (el-Aynî, Umdetü'l-Karî, Beyrut, (t.y.),
VII, 29)
Mehmet BULUT
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.