Garıb Hadıs
Garıb hadıs
Senedinin bir veya birkaç tabakasında ravî
adedi bire düşen hadis. Garib lugatte; yabancı, yurdundan
uzakta tek başına kalmış kimse anlamına gelir:
Istılahta; Sikalardan, zayıf ravilerle
beraber sadece bir sikanın rivayet etmesi, herkes bir hadisi
aynı şekilde rivayet ederken bir ravinin biraz farklı
rivayet etmesinden dolayı hususilik arzeden hadis. Hadisçiler "Garib"
deyince bu manayı kastederler. Garib hadis sened ve metninin durumuna
göre sahih, hasen ve zayıf olabilir. Garib hadisler isnadıyla
garib, metniyle garib olmak üzere ikiye ayrılır. İsnadiyle
Garib metni bir veya birkaç ravi tarafından rivayet edilmekle meşhur
iken sonradan bir ravinin bunlardan başka bir kimseden tek
başına rivayet ettiği hadistir.
Metniyle, Garib; içindeki ravileri birbirlerinden
rivayetle meşhur bir sened olmakla beraber metni yalnız bu
senedle nakledilmiş olan hadis.
Bir hadis ilk tabakalarda garib olup sonraki
tabakalarda bir çok raviler tarafından rivayet edilip meşhur
olursa bu çeşit hadislerce de Garib meşhur hadisler denilir.
Mesela; Hz. Ömer (r.a.)'ın Hz. Peygamber (s.a.s)'den rivayet ettiği
"Ameller ancak niyetlere göredir" (Müslim, imaret,155)
hadisi meşhur garibtir. Bu hadisi Hz. Ömer'den sadece Hikame b.
Vakkas
Hikame'den Muhammed b. İbrahim, Muhammed'ten
sadece Yahya b. Sa'd el-Ensarî rivayet etmiştir. Yahya'dan ise birçok
ravi rivayet temiz ve hadis meşhur olmuştur.
Hadis metinlerinde az kullanılan,
anlaşılması güç kelimeleri, ifade etmek için de "garibu'l-hadîs,
terimi kullanılmıştır. Hadislerin garib kelimelerini açıklamak
için de eserler yazılmıştır. İbnü'l-Esîr'in
"en-Nihaye fi Garîbi'l-Hadis ve'l-Eser" isimli eseri ile Zemahşerî'nin
el-Faik fî Garîbi'l-Hadis isimli eseri bu eserlerin en meşhur
olanlarındandır. .
Hadisçiler hadislerin isnad ve metinlerinin garib
olanlarının aranmasını hoş
karşılamamışlar. İnsanların ilgisini çekme
nadir şeylere sahipmiş gibi gözükmek için garib haberler öğrenenleri
tenkid etmişlerdir. Sözgelimi Ahmed b. Hanbel, "Garib hadisleri
yazmayınız, çünkü onlar menakirdir (kötü şeyler) ve
çoğu zayıf ravilerden gelmedir" demiş, Malik b. Enes
de, "İlmin şerrinin garib, hayrının da halk
tarafından rivayet edilen zahir" olduğunu ileri sürmüştür.
Abdurrezzak, "Biz garib hadisin hayır olduğunu
sanırdık, halbuki o şer imiş" derken, Ebu Yusuf
da, "Dini kelam ile arayan zındıklaşır, hadisin
garibini arayan yalancı olur" demiştir
Garib hadisler Ahad haberlerin
kısımlarındandır. Bir haberi Ahad olan Garib hadisin Hüccet
olup olmayacağı tartışılagelmiştir. Çünkü
bu terim, tarih içinde çok farklı anlamlar ifade etmiş,
farklı değerlendirmelere tabi tutulmuştur (bk. Ahad haber).
Haber-i ahadın hüccet olamayacağına
ilk olarak Mu'tezile bilginleri öne sürmüşlerdir. Fakat onlar bu
terimden bir kişinin bir kişiden yaptığı rivayeti
anlamakta idiler. Nitekim Mu'tezile'nin tanınmış
imamlarından, el-Hayyat "el-İntisaar" isimli
eserinde bunu açıkça ifade ederek şöyle demiştir:
"Biz adil bir kimsenin haberinin hüccet olarak
kullanılabileceğini kabul etmiyoruz". Görüldüğü
gibi burada sözkonusu edilen ahad haber, sonraki dönemlerde garib
hadis olarak adlandırılan haber ile eş anlamlıdır.
Ahad haberin hüccet olup olmayacağı konusu
ve hüccet olmasının şartları müctehid imamlar arasında
ihtilaflıdır.
Bu konuda dikkat edilmesi gereken nokta haberin
geliş şekil veya adlandırılışı
değil, onun sahih olup olmadığıdır. Sıhhati
kesinlik kazanmış bir hadisin sırf ahad haber olması
nedeniyle reddedilmesi, hüccet kabul edilmemesi anlaşılabilir
bir tavır olmaktan uzaktır.
Şamil İA
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.