Haç (salıb)
Haç (salıb)
Hristiyanlıkta Hz. İsa'nın çarmıha
gerilişin ve insanlığı ezelî günahından
kurtarmak için çektiği acıları ve ölümünü hatırlatan
en önemli sembol. Haç; hem İsa'nın bir işareti hem de
hristiyanların inançlarının ve dinlerine
bağlılıklarının bir alametidir. Yani duruma
göre; hayır dua, takdis ve bir iman ikrarı hareketidir (Ancyclopedia
Britannica, U.S.A. 1970, VI, 811; S.G.F. Brandon, A Dictionary of
Comparative Religion, London,1970; s. 217). Haç, Hristiyanlık'tan
önce de, dünyanın pekçok yerinde dinî manada ve diğer
hususlarda sembol olarak kullanılırdı. Ancak dinî inanç,
ibadet ve diğer konularda ne derece kullanıldığı
kesin olarak bilinememektedir. (En. Britannica, VI, 812). Haç:
hristiyanlara göre, İsa'nın çarmıha gerilişini
tasvir eden dinî bir semboldür (Annemarie Schimmel, Dinler Tarihine Giriş,
Ankara 1955, s. 230).
Haç ile ilgili olarak işaret edilmesi gereken
hususlardan biri de çarmıha germe işidir. Çarmıh, Farsça,
dört çivi demektir ve çapraz olarak üst üste konmuş iki tahtadan
meydana gelen ve değişik şekilleri olan bir işkence
aracıdır. Çok eskiden beri ölüm cezasına çarptırılanlar
çarmıhın üzerine gerilerek işkence ile öldürülürdü.
Çarmıh ile işkence usûlünü Yunanlılar pek az olarak,
özellikle kölelere ve yol kesicilere uygularlardı. Romalılar
da çarmıhı köleleri, yabancıları ve
aşağı tabakadan olan kimseleri cezalandırmak için
kullanırlardı (Brandon, a.g.e, s. 217).
Çarmıha gererek işkence etme geleneğini
doğuya Romalıların getirdiği söylenmektedir. Onların
doğuyu ele geçirmesinden önce, Asurlular ve İbranîler
suçluların ölülerini kazığa bağlarlar, böylece
suçluları halka gösterirler ve adaletin kuvvetini belirtirlerdi.
Hristiyanlara göre çarmıha gerilmiş en
ünlü kişi İsa'dır. Roma'lı hakim Pontius Pilatus,
İsa'yı ölüme mahkûm etmiş ve Roma askerlerine
öldürtmüştür. Bu yüz den ilk hristiyanlar, İsa'nın
çarmıha gerilmiş şeklini tasvir eden haç'ı,
dinlerinin sembolü olarak kullanmışlardır. M.S. 312'de
hristiyanlığı kabul eden Konstantin, ölüm cezası
olarak çarmıha germe geleneğini kaldırdı. Bu tarihten
sonra; hristiyanların haç'a bağlılıkları daha da
arttı (En. Britannica, VI, 812).
İsa'nın haça gerilişi üzerinde
ısrarla ve özel bir şekilde duran ilk kişi Pavlus'tur (Brandon,
a.g:e, s. 217). Dolayısıyla Pavlus'un teolojisinde haç fikri en
mühim yeri işgal etmektedir. Çünkü Pavlus'a göre, Hz.
İsa'nın yeryüzünde sürdüğü hayat pek önemli değildir:
O yalnız enkarnasyon (ekmek-şarap ayini) sırrına ve
haçta ölümüne ehemmiyet vermektedir. İsa'nın haç'a
yükseltilmesi, aynı zamanda göklere yükseltilmesinin
şartıdır. Haç, inananlar için, "hikmet, adalet ve
kurtuluş" demektir. Hz. Adem'in, cennette yasak meyveden yemek
sûretiyle işlediği ve bütün insanlara sirayet eden ezelî
günahtan kurtuluş ve nihayet, Hz. İsa'nın şeytanî
kuvvetlere karşı kazandığı zafer demektir
(Schımmel, a.g.e, s. 127-128).
İslam'a göre Hz. İsa haç'a gerilmemiştir.
Onun hayatı gibi, son durumu ile ilgili en doğru ve en güvenilir
bilgi Kur'an-ı Kerîm'de şu şekilde verilmektedir: "Bu,
bir de inkarlarından Meryem'e büyük bir iftirada bulunmalarından
ve Meryem oğlu İsa Mesih'i -Allah'ın elçisi- öldürdük"
demelerinden ötürüdür. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar,
fakat onlara öyle göründü. Ayrılığa düştükleri
şeyde doğrusu şüphededirler. Bu husustaki bilgileri ancak
sanıya uymaktan ibarettir. Kesin olarak onu öldürmediler, bilakis
Allah onu kendi katına yükseltti..."(en-Nisa, 4/156-158).
Barnaba İncili'nde de konu ile ilgili şu
bilgiler verilmektedir:
"Askerler Yahuda'yla birlikte İsa'nın
bulunduğu yere yaklaştıklarında, İsa çok sayıda
kişinin yaklaştıklarını işitip, korkuyla
geri eve çekildi. Ve on bir (havarî) uyumakta idiler. O zaman kuluna
gelen tehlikeyi gören Allah, elçileri Cebrail, Mikail, İsrafil
ve Uriel'e İsa'yı dünyadan almalarını emretti.
Kutsal melekler gelip, İsa'yı güneye bakan
pencereden çıkardılar. Onu götürüp, üçüncü göğe,
daima Allah'ı tesbih ve takdis etmekte olan meleklerin yanına
bıraktılar.
Yahuda herkesin önünden hızlı
hızlı İsa'nın yukarı alındığı
odaya daldı. Ve şakitler uyuyorlardı. Bunun üzerine,
mucizeler yaratan Allah yeni bir mucize daha yarattı. öyle ki,
Yahuda konuşma ve yüz bakımından İsa'ya o
şekilde benzetildi ki, onun İsa olduğuna inandık. Ve o
bizi uyandırdı. Muallimin bulunduğu yeri arıyordu.
Bunun üzerine biz hayret ettik ve cevap verdik: "sen Rab, bizim
muallimimizsin; bizi unuttun mu?" O gülümseyerek dedi: "Şimdi,
benim Yahuda İskariyot olduğumu bilmeyecek kadar
budalalaştınız!"
Ve o bunu derken askerler girdiler, ellerini
Yahuda'nın üzerine koydular; çünkü o, her bakımdan
İsa'ya benziyordu..."(Barnaba İncili, 215-216).
Ahmet GÜÇ
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.