Hacc-ı Temettü
Hacc-ı temettü
Hac mevsiminde hac ile umrenin iki ihramla ayrı
ayrı yerine getirilmesi. Temettü; ihtiyacını giderecek
şekilde bir şeyden faydalanma; Umreyi veya umrenin ekseri
şartlarını hac aylarında eda etmektir. Kişi
şartların bir kısmını hac aylarında yapar ve
o senede haccını eda ederse hacc-ı temettü yapmış
olur. Yani hac aylarında (ve aynı yıl içerisinde) iki
ihramla umre ve haccı eda etmeye hacc-ı temettü denilir.
Temettü haccı yapan kimseye mütemetti denir.
Kelime anlamından da anlaşılacağı üzere temettü
yapan kimse hem umre yaparak onun sevabından faydalanmış
olur, hem de umre yaptıktan sonra ihramdan çıkarak ihramın
yasaklarından kurtulur. Böylece bazı kolaylıklardan
faydalanmış olur. Temettü haccı hacc-ı ifraddan
efdaldir (Fetavay-i Hindiyye, Beyrut 1400, I, 238, Meydanî, el-Lübab,
1400, I, 199).
Hacc-ı Temettu yapmak isteyen kimse Mikat'ta
ihrama girerken "Ya Rabbi, ben umre yapmak istiyorum, onu bana kolay
kıl ve benden onu kabul et" diye niyet eder. "Lebbeyk..."
duasını okur, iki rekat namaz kılar. Mekke'ye girince umre
için Kabe'yi usûlüne göre tavaf eder. Tavaftan sonra iki rekat namaz
kılar. Sonra Safa ile Merve arasında sa'y yapar. Saçlarını
kestirdikten sonra ihramdan çıkar, günlük elbisesini giyer.
Arafat'ta vakfe yapmak üzere Mekke'den ayrılıncaya kadar günlük
elbisesiyle ibadetlerini yapar.
Zilhicce'nin sekizinci günü Mekke'de tekrar ihrama
girer. "Ya Rabbi, ben hac yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaştır
ve onu benden kabul et" diye niyet eder. Yalnız hacca niyet
etmiş olan kimse gibi hac menasikini (hacla ilgili yapılması
gereken işleri) yapar (bk. Hacc-ı İfrat). Hac ile Umreyi
birlikte eda etmeye muvaffak olduğundan dolayı, şükür
olmak üzere bir kurban keser. Bu kurbanı kesmek vacibtir, Akabe
cemresi (halk dilinde şeytan) taşlandıktan sonra ve
tıraştan önce Kurban bayramı günlerinden birisinde
kesilir. Kurban kesmeye gücü yetmeyen kimse üç gün, Arefe gününde
bitmek üzere, hac esnasında, yedi gün de bayram günleri çıktıktan
sonra veya memleketine döndükten sonra oruç tutar. Bu da vacibtir.
Temettü Hacc-ı ile ilgili hükümler Kur'an-ı
Kerîm'de Bakara suresinin 196. ayetinde bildirilmiştir:
"Allah için haccı ve umreyi tamamlayın.
Eğer (düşman veya hastalık gibi bir engelle) çevrilmiş
olursanız kolayınıza gelen kurbanı (gönderin). Kurban
yerine varıncaya kadar başlarınızı
tıraş etmeyin. İçinizden hasta olan, ya da başından
bir rahatsızlığı bulunan (bundan ötürü tıraş
olmak zorunda kalan) kimse, oruçtan, sadakadan veya kurbandan (biriyle)
fidye (verir) güvene kavuştuğunuz zaman, hac (zamanın)a
kadar umre ile faydalanmak isteyen kimse kolayına gelen kurbanı
keser. Kurbanı bulamayan kimse üç gün Hacda, yedi gün de döndüğünüz
zaman olmak üzere tam on üç gün oruç tutar. Bu, ailesi Mescid-i Haram
(civarın)da oturmayanlar içindir. Allah'tan korkun ve Allah'ın
cezasının çetin olduğunu bilin" (el-Bakara 196).
Bu ayetten anlaşıldığına göre:
Temettü Hacc'ını, ailesi Mescid-i Haram'da (Mekke ve Mikat
dahilinde) bulunmayanlar yani afakîler yapabilir. Temettü haccını
yapan kimseye kurban kesmek vacibtir. Kurban kesmeye gücü yetmeyen kimse
üç günü hacda, yedi günü de hac dönüşü olmak üzere on gün
oruç tutar.
Temettü Haccı tatbikatı hakkında
peygamberimiz ve ashabından rivayetler vardır:
İbn Abbas'a Temettu Haccı hakkında
sorulduğunda O şöyle cevap vermiştir: "Muhacirler,
Ensar, Peygamber (s.a.s)'in hanımları Veda Haccı'nda hacca
niyet ettiler. Biz de niyet ettik. Mekke'ye gelince Resulullah (s.a.s)
şöyle buyurdu: "Niyetinizi hacla beraber umre için yapınız.
Ancak kurban (hedy) götürmüş veya belirlemiş olan kimse (böyle
yapmasın). " İbn Abbas diyor ki: "Kabe'yi tavaf
ettik, Safa ile Merve arasında sa'y ettik. (Traş olduktan sonra
elbiselerimizi giyerek ihramdan çıktık,
kadınlarımızla beraber bulunduk. Peygamber (s.a.s) buyurdu
ki: "Yanında kurban götüren kimseye, o kurbanı yerine
ulaştırıncaya (Mina'da kesinceye) kadar (ihramın
yasaklarından) birşey helal olmaz. " Sonra bize Terviye
günü (Zilhicce'nin sekizinci günü) akşamı hacca niyet
etmemizi emretti. Hac menasikini bitirince geldik Kabe'yi tavaf ettik.
Safa ile Merve'yi sa'y ettik ve bize kurban vacib oldu" (Mansur Ali
Nasıf, et-Tac II, 123).
Cahiliye devrinde Araplar hac mevsiminde umre yapmayı
en kötü bir amel olarak görürlerdi. Hz. Peygamber (s.a.s) hem onların
bu tatbikatına muhalefet etmek hem de Mekke dışından
hacca gelenlere kolaylık ve ruhsat olmak üzere temettü haccı
tatbikatını bize böylece öğretmiştir.
Halit ÜNAL
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.