Hukukullah
Hukukullah
Allah'ın hakları, Allah'a ait olan haklar.
Hukuk, hak kelimesinin çoğulu olup "haklar"
demektir. Hukukullah tabiri "Allah'a ait haklar" anlamına
gelip, buna toplum veya amme hukuku da denir.
İslam hukukunda, haklar bir tasnife göre Allah
hakkı ve kul hakkı (hukuku'l-ibad) olmak üzere ikiye ayrılır.
Kul hakkı; kendisiyle, şahsa ait maslahatların (yarar)
korunması kastedilen haklardır. Bunlar;
sağlığın, çocukların ve malın
korunması gibi genel veya malikin mülkü, satıcının
semen, alıcının mebî (satılan mal) üzerindeki hakkını
korumak gibi özel nitelikli haklar olabilir. Bunlarda, indirim, af, sulh,
ibra veya mübah kılma gibi tasarruflar mümkündür. Miras cereyan
eder, her bir suçta ceza tekrar eder.
Allah hakları (hukukullah) ise; kendisiyle Allah'a
yaklaşmak, O'nu ta'zîm etmek ve dininin sembollerini (şeair)
ayakta tutmak veya toplum yararını gerçekleştirmek
kasdolunan haklardır. Bunlar, terkeden için tehlikesinin büyüklüğü
ve sağladığı yararın kapsamlı olması yüzünden
Allah'a nisbet edilmiştir. Allah'a yaklaşmakla ilgili olan
haklar şunlardır: Namaz, oruç, hac, zekat, cihad, emr-i
bi'l-ma'rûf ve nehyi ani'l-münker, nezir, yemin, gerek hayvan kesimi ve
gerekse meşru herhangi bir ise başlarken besmele çekmek gibi.
Toplum yararıyla ilgili olan haklara ise; suçları
önleyici tedbirler almak, zina, kazf (zina iftirası),
hırsızlık, yol kesme, sarhoşluk veren maddeleri
kullanmak gibi suçların cezaları ile ta'zîr cezalarını
(devletin koyduğu cezalar) uygulamak, nehir, yol, mescid gibi topluma
ait yerlerin ortak kullanımını sağlamak gibi haklar
örnek verilebilir.
Allah haklarında, indirim, af veya sulh caiz değildir.
Bunları değiştirmek de caiz olmaz. Hırsızlık
cezası, dava açıldıktan sonra, mağdurun affı
veya hırsızla anlaşması, zina cezası da
kocanın veya başkasının affı, yahut
kadının nikahlanma yoluyla kendisini mübah kılması
hallerinde bile düşmez. Bu haklar miras yoluyla geçmez. Mirasçılar,
miras bırakan vasiyet etmedikçe, onun zekat, hac, adak, fidye gibi
ibadet borçlarından sorumlu değildir. Mirasçı, mûrisin işlediği
suçtan dolayı da sorumlu tutulamaz.
Allah haklarında tedahül cereyan eder. Bir kimse
defalarca zina etse, hırsızlık yapsa, tek ceza yeterli olur.
Çünkü cezadan maksat caydırmak, yıldırmak ve
korkutmaktır. Bu da gerçekleşmiş olur. Bu suçların
cezasını uygulamak hakime ait bir görevdir (es-Serahsî,
el-Mebsût, Matbaatü's-Saade, IX, 185; el-Kasanî, Bedayiu's-Sanayi',
Beyrut 1328/1910, VII, 55 vd.; ez-Zühaylî, el-Fıkhu'l-İslamî
ve Edilletüh, 2. baskı, Dımaşk 1405/1985, IV, 13, 14).
Şamil İA
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.