Hul
Hul
Çıkarmak, gidermek, soymak ve soyunmak.
Kadının ödemeyi kabul ettiği bedel
karşılığında evlilik akdine son vermek,
başka bir deyimle; eşlerin karşılıklı
anlaşma yoluyla evliliğe son vermesi. Hul' yerine aynı
anlamda muhalea tabiri de kullanılır. İslam hukukunda
muhalea, evliliği sona erdiren sebeplerden birisidir. Bazı
durumlarda evliliğin bu yolla sona erdirilmesine ihtiyaç duyulabilir.
Mesela; eşler birbirini sevmez, biri diğerine saygı duymaz,
anlaşamaz ve birlikte yaşamak çekilmez hale gelmiş olursa
kocanın elinde boşama imkan ve yetkisi vardır. Fakat koca
buna rağmen karısını boşamazsa ne
yapılabilir? Kadın bu şiddetli geçimsizliğe ve
çekilmez hayata katlanmaya devam mı edecektir? İşte bu
gibi hallerde kadının bir bedel
karşılığında kocasından ayrılması
mümkündür. Bu fesih veya talak (boşama)dan ayrı bir
boşama şeklidir (es-Serahsî, el-Mebsût, VI, 171-196; İbnü'l-Hümam,
Fethu'l-Kadr, III, 199-224; İbn Abidin, Reddü'l-Muhtar
ale'd-Dürri'l Muhtar, II, 556-5731)
Muhalea kitap ve sünnet delillerine dayanır .
Ayetlerde şöyle buyurulur: "Kadınlara
vermiş olduğunuz bir şeyi geri almanız helal değildir.
Meğer ki karı ve koca Allah'ın çizdiği
sınırlara riayet edememekten korkmuş olsunlar. Şayet
onların, ilahi sınırlara riayet edemeyeceklerinden
korkarsanız, karının kurtulmak için bir şey (para)
vermesinde ikisi için de bir günah yoktur" (el-Bakara, 2/229).
"Nikahladığınız
kadınların mehirlerini gönül rızası ile verin.
Şayet mehrin bir bölümünü gönül hoşluğu ile kendileri
size bağışlarsa, onu afiyetle yiyin" (en-Nisa, 4/4).
İbn Abbas (r.a)'den rivayet edildiğine göre;
Sabit b. Kays'ın karısı Peygamber (s.a.s)'e gelerek:
"Ey Allah"ın Rasûlü, Sabit b. Kays'ı
ahlak ve din hususunda ayıplamıyorum, fakat müslümanlıkta
küfür derecesinde bir hata işlemekten korkuyorum" dedi. Hz.
Peygamber ona sordu: "Bahçeyi ona geri verecek misin?" cevap
verdi: Evet. Bunun üzerine Hz. Peygamber Sabit'e; "Bahçeyi kabul
et ve onu bir defa da boşa" buyurdu (Buharî, Talak, II;
Nesaî, Talak, 34).
Muhalea kendine has özellikleri olan bir boşama
çeşididir. Bu boşama koca bakımından bir yemindir.
Çünkü koca muhalea anlaşmasıyla karısını
boşamayı bir bedele bağlamış olur. Bedeli
alınca boşama gerçekleşmiş sayılır. Muhalea,
kadın bakımından ivazlı (bedelli) bir akittir.
Çünkü kadın bununla bir bedel ödemeyi kabul etmiş olur.
Kadın, kocasının bir bedel
karşılığında boşama teklifine "kabul
ettim" der veya "beni şu kadar para
karşılığında boşa" diyerek kendisi
icapta bulunur. Aslında bununla, "Şu kadar para
karşılığında evlilik bağını senden
satın almaya razı oldum" demek istemiştir.
Muhalea teklifi kocadan gelmişse, artık ne
kadının kabulünden önce ve ne de sonra bu icabından (teklifinden)
rucû edemez. Karısını kabulden menedemez. Kendisi için
muhayyerlik şartı koyması muteber değildir.
Karısının hemen o meclise kabul iradesini açıklaması
gerekir. Koca muhalea akdini feshedemez. Kocanın mücerred muhalea
isteğinde bulunmasıyla bu beş hüküm kendiliğinden
doğar. Koca muhaleayı bir şarta veya gelecek zamana
bağlayabilir. "Eğer baban gelirse, şu kadar para
karşılığında seninle muhaleayı kabul ettim"
veya "Ramazan ayı başında, şu kadar para
karşılığında seninle muhaleayı kabul ettim"
denilse, şart gerçekleştikten veya belirtilen tarih girdikten
sonra kadın kabul etse boşama meydana gelir. Kadının
belirlenen parayı kocasına vermesi gerekir.
Muhalea yoluyla boşanma teklifi kadından
gelir de kocasına; "Sana vereceğim şu kadar para
karşılığında beni boşa" derse, koca
kabul iradesini açıklayıncaya kadar, kadın bu
icabından rucû edebilir. Karı-kocadan birinin meclisi terk
etmesiyle bu icab batıl olur. Kadının muhaleada
muhayyerlik şartı geçerlidir (İbn Abidin, a.g.e, II, 557;
M. Zihni Efendi, Munakehat Mufarekat, 117, vd.).
Mihir olarak verilebilen her şey muhaleada bedel
olabilir. İslam hukukuna göre alım-satımı meşrû
olan ve ekonomik bir değer taşıyan menkul ve gayr-i
menkuller ile bazı menfaatler mehir ve muhaleada bedel olabilir.
Muhalea bedeli, mehire denk, ondan az veya çok olabilir. Mesela; koca,
küçük çocukların masraflarının belli bir yaşa
kadar karısı tarafından karşılanması
şartıyla muhalea yapabilir. Yine çocukların belli
yaşa kadar karısı tarafından bakılıp terbiye
edilmesi de muhalea bedeli olabilir.
Eşler arasında geçimsizliğin
kaynağı bazan kadın, bazan kocadır. Bazan da geçinip
giden eşler boşanabilir. Geçimsizlikte kusurlu olmak muhalea
bedelini etkiler mi? Başka bir deyimle, koca hem geçimsizlik çıkarır,
hanımını boşamaz, hem de boşamak için karısından
bir bedel isteyebilir mi? Burada, kocanın boşama
hakkını kötüye kullanma ihtimali vardır. Koca muhalea
bedeline ya mahkeme hükmüyle (kazaen), ya da Allah'la kul arasında
kalan yolla (diyaneten) malik olur. Koca dünya hukuku bakımından
(kazaen) muhalea bedelin her durumda sahip olur. Geçimsizliğin
yalnız kocadan yahut yalnız kadından yahut da her ikisinden
gelmesi sonucu etkilemez. Bu bedelin mehire eşit, ondan az veya çok
olması da hükmü değiştirmez (el-Fetava'l-Hindiyye, I,
488). Çünkü kadın, kendi mülkü üzerinde dilediği
şekilde tasarruf edebileceği gibi, koca da, karının
kendi rızasıyla vereceği bir bedel
karşılığında birtakım hak ve menfaatlerinden
vazgeçerek onu boşayabilir. Ayet-i kerîme'de"...Karının
kocasına evlilikten kurtulmak için bir bedel vermesinde her ikisi
için de bu günah yoktur" (el-Bakara, 2/228) buyurulmuş,
bedelin miktarı için bir sınır
konulmamıştır. Ancak Ebû Bekr el-Müzenî bu ayetin, aşağıdaki
ayet tarafından neshedildiği görüşünü benimsemiştir.
"Eğer bir kadını bırakıp da yerine
başka bir kadın almak isterseniz, öncekine yüklerce mehir
vermiş olsanız bile, o verdiğinizden geri bir şey
almayınız" (en-Nisa, 4/20). el-Müzenî bu ayete dayanarak
hul' yoluyla boşanmaya karşı çıkar. İslam
hukukçularının çoğunluğu ise bu son ayeti rızası
hilafına kadından bir şey alınmaması
şeklinde anlamışlardır (ez-Zühaylî, el-Fıkhu'l
İslam'ı ve Edilletuh, Dımaşk 1985, 2. baskı,
VII, 472).
Uhrevî sorumluluk bakımından (diyaneten)
muhalea bedelinin hükmü eşlerin geçimsizlikteki rollerine göre
değerlendirilmiştir. Geçimsizlik yalnız kocadan
kaynaklanıyorsa muhalea bedeli istemesi helal değildir.
Verilen mehrin boşarken geri alınmasını yasaklayan
Nisa Sûresi 20 nci ayeti bunun delilidir. Çünkü erkeğin
hanımına zulüm yaparak muhalea bedelini yüksek tutması
ve boşamayı bir para karşılığı
yapması, hakkı kötüye kullanma sayılır (el-Cassas
Ahkamü'l Kur'an, 2. baskı, Kahire, (t.y), II, 92, 93; el-Fetava'l-Hindiyye,
I, 488; Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam Hukuku, 2. Baskı,
İstanbul 1983, s. 406, 407). Geçimsizlik yalnız kadından
veya her iki şeyden geliyorsa, kocanın boşama
karşılığında bir bedel (para) alması helaldir.
Fakat bu durumda kadına mehir olarak verdiğinden daha
fazlasını alması mekruh sayılmıştır
(el-Cassas, a.g.e, II, 93; el-Fetava'l-Hindiyye, I, 488).
Hanefilerin de dahil bulunduğu çoğunluğa
göre muhalea yoluyla boşama, bir bain (kesin) talak sayılır.
İmam Şafiî ise muhaleayı boşama değil, fesih
sayar. Bu konuda şu delillere dayanır: Ayetlerde şöyle
buyurulur: "Talak iki defadır" (el-Bakara, 2/229). Ayetin
devamında; "Kadının kurtulmak için bir bedel
vermesinde, ikisine de bir günah yoktur" buyurulur. Aynı Sûrenin
229 ncu ayetinde ise; "Eğer koca karısını ikinci
talaktan sonra bir defa daha boşarsa, bundan sonra kadın
başka bir erkeğe nikahlanmadıkça (ve ondan da ayrılmadıkça)
ilk kocasına helal olmaz" ifadeleri yer alır. Muhalea da
boşama sayılırsa, birbirine bağlantılı
olarak gelen bu ayetlere göre talak (boşama) sayısı dört
olur. Halbuki boşama üçten fazla olamaz. Hanefiler ise bu
ayetlerdeki boşama çeşitlerini ivazlı (bedelli) ve
ivazsız (bedelsiz) olmak üzere üç tane olarak kabul ederler.
Çünkü muhalea yeni bir boşama çeşidi değil, kinayeli
sözlerle yapılan bir boşama şeklinden ibarettir. Bu yüzden
muhalea sonunda fesih değil, bain talak meydana gelir. Hz. Ömer,
Hz. Ali ve İbn Mes'ud'dan muhaleanın bain talak olduğu
rivayet edilmiştir (es-Serahsî, el-Mebsût, VI, 171 vd.).
Boşamaya ehil olan koca ve boşanmaya mahal
olan kadın aynı zamanda muhalea akdi yapmaya da ehildir. Bu
akit sonunda kadın kendi malında tasarrufta bulunduğu için
bu bir teberrua benzetilmiş ve hibe için aranan şartlar burada
da aranmıştır. Bu yüzden muhalea için kadının
akıl, baliğ olması, ölümle sonuçlanan bir hastalığa
yakalanmamış bulunması ve sefîh olması yüzünden
hacr altına alınmış olmaması gerekir.
İslam hukukçularının çoğunluğuna
göre, eşler karşılıklı anlaşınca
evlilik muhalea yoluyla kendiliğinden sona erer. Ayrıca hakimin
hükmüne ihtiyaç bulunmaz .
Hamdi DÖNDÜREN
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.