Karine
Karine
İstenilen bir şeye delalet eden belirti. Bir
Şeyin varlığını gösteren emare, belirti ve nişan
anlamına gelen bir fıkıh terimi. İslam hukukunda yedi
tane hüküm sebebi vardır. Bunlardan birisi kesin karînedir. Diğerleri
şahitlik, ikrar, yemin, yeminden kaçmak, kasame ve bazı
bilgilere göre hakimin dava hakkında özel bilgisidir.
Karîneye dayanarak hüküm vermek İslam
hukukunda bir prensiptir. Karîne davanın görülmesine engel olur.
Darlık içinde bulunan bir yoksulun, varlıklı
bir zengine ödünç para verdiğini iddia etmesi gibi, Kimi zaman töhmet
yüzünden beyyine veya ikrar reddedilir. Şahidin, lehine şahitlik
yapacağı kimseye hısım olması gibi.
İkrarın ölüm hastalığı sırasında
yapılması da böyledir. Karîne, başka hiç bir delil
bulunmadığı zaman tek başına
bağımsız bir delil sayılır. Diğer delillerin
çatışması halinde ise, karîne tercih edici bir delil
vazifesi görür.
Karîne kuvvetli ve zayıf olmak üzere ikiye ayrılır.
İslam hukukçuları karînelerden belirli sonuçlar çıkarmak
için çalışmışlardır. Mesela: karı koca
arasında ev eşyasının mülkiyeti konusunda anlaşmazlık
çıksa, prensip olarak; palto, silah ve meslek aletleri gibi erkeğe
uygun olan eşya erkeğe; zinet eşyası, manto gibi
kadına uygun olan şeyler ise kadına ait sayılır.
Bu konuda dış görünüşün sehadeti ile örf ve adet
esas alınır.
Karîne kesin olduğu zaman yakîn derecesine
yükselir. Mesela; bir kimse elinde kanlı bir bıçakla korku ve
telaş içinde bir evden çıksa bu eve girilince yeni bıçaklanıp
öldürülmüş bir ceset bulunsa, bu dış görünüşün
şehadeti o şahsın bu kimseyi öldürdüğüne kesin
karîne teşkil eder. Bunda şüphe bulunmaz. Hakim bu karîneye
dayanarak hüküm verebilir. Sanık aksini iddia ederse, başka
delillerle isbat etmesi gerekir. Karîne kesin olmayıp, galip zan
verecek güçte ise, sadece taraflardan birisi için tercih edici bir rol
oynar.
İslam hukukçularının çoğunluğuna
göre hadler konusunda karînelerle hüküm verilmez. Çünkü hadler
şüphe ile düşer. Kasame dışında kısas
konusunda da, kanı korumada ihtiyatlı olmak amacıyla hüküm
verilmez. Malî ve şahsı davalarda ise karîne ile hüküm
verilir.
Allahü Teala, mevcut ve meşrû haklar için
bir takım alamet, emare ve belirtiler koymuştur. İman, münafıklık
ve inkar için de bazı alamet ve deliller belirledi. Dört halife
devrinde gebelik zina fiili için bir karîne sayılarak had
cezası uygulanmış, ayrıca ikrar veya dört şahit
aranmamıştır. Yine kadının hayız görmesi
gebe olmadığına, ağızda şarap kokusu, içki
içildiğine karîne sayılmış ve başka delil
aranmamıştır (Cürcanî, Ta'rifat, s. 152; Meydanî,
el-Lübab, IV, 50; Zühaylî, el-Fıkhu'l-İslamî ve Edilletuh,
VI, 644, 647; Bilmen, Istilahat-ı Fıkhıyye Kamusu,
İstanbul 1970, VIII,)
Hamdi DÖNDÜREN
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.