Kelime-i Tevhid
Kelime-i tevhid
Tevhîd birleştirme, birleme, bir olduğunu
kabul etme ve bu şekilde inanma demektir. Istılahı
manası ise; Allah'tan başka ilah olmadığına iman
etmek, O'ndan başka Rab ve Ma'bud tanımamaktır. Başka
bir deyişle; ihtiva ettiği manaya gönülden inanarak "Lailahe
illallah Muhammedun Rasûlüllah" sözünü söylemektir.
İşte "Allah'tan başka ilah yoktur Muhammed Onun
Rasûlüdür" anlamına gelen bu söze"Kelime-i Tevhîd"
denir.
"Kelime-i Tevhîd " tüm semavî dinlerin
ortak inanç esaslarının temelini teşkil eder. Bu temele
dayanmayan inanışların ve ibadetlerin tümü batıldır,
Allah'ın yanında makbul değildir. Nitekim, Cenab-ı
Allah'ın göndermiş olduğu elçilerinin tümüne vahyettiği
ve insanlara tebliğ edilmesini istediği en önemli husus, "Tevhîd"
inancının esasını teşkil eden bu kutsal kelimedir.
Hak Teala, Kur'an-ı Kerîm'de, son elçisi Hz. Muhammed (s.a.s)'e
hitaben:
"Senden önce hiçbir rasûl göndermedik ki ona;
Benden başka ilah yoktur, şu halde bana kulluk edin, diye
vahyetmiş olmayalım" (el-Enbiya, 21/25) buyurmakla bu
gerçeği dile getirmiştir.
Allah'tan başka ilah tanımamak ve
yalnızca O'na ibadet etmek tüm semavî dinlerin ortak hedefidir. En
güzel ifadesini "Kelime-i Tevhîd"de bulan bu husus,
ehemmiyetine binaen, hem Kur'an-ı Kerîm'de, hem de Rasûlüllah (s.a.s.)'ın
hadislerinde çokça zikredilmiştir. Kur'an'da:
"Allah, kendisinden başka hiçbir ilah
bulunmayandır" (el-Bakara, 2/255).
"Allah, kendisinden başka ilah olmayandır,
en güzel isimler O'na mahsustur" (Taha, 20/8).
"O, sizin Rabbiniz olan Allah'tır. O'ndan
başka ilah yoktur. Herşeyin yaratıcısı O'dur"
(el-En'am, 6/102).
"Allah ile birlikte başka bir ilah çağırma.
O'ndan başka ilah yoktur. O'nun zatından başka her
şey helak olacaktır. Hüküm O'nundur ve siz O'na
döndürüleceksiniz" (el-Kasas, 28/88) buyurulmaktadır. Rasûlüllah
(s.a.s.)'ın hadislerinde de "Kelime-i Tevhid"le ilgili
şu ifadelere rastlıyoruz:
"Her kim, La ilahe illallah der ve Allah'tan
başka tapılan şeyleri reddederse, onun malına ve
canına dokunmak haram olur. Hesabı da Allah'a
kalmıştır" (Müslim, İman, 37).
"Lailahe illallah, Allah için yüce ve
şerefli bir sözdür. Bunu samimiyetle söyleyen cenneti kendine
vacip kılar. Yalandan söyleyen de malını ve
kanını korumuş olur, fakat gideceği yer cehennemdir"
(Alauddin Ali el-Hindi "Kenzü'l-Ummal", l, 220).
"Allah'tan başka ilah olmadığına
ve Muhammed'in, O'nun elçisi olduğuna şehadet getirerek Allah'a
mülaki olan kimse cennete girer" (a.g.e., l, 215).
"Lailahe illallah" çok vecîz ve mana
yönünden oldukça kapsamlı bir sözdür. Türkçe'ye"Allah'tan
başka ilah (tanrı) yoktur" şeklinde tercüme
edilebilir. Ne var ki, Allah ve ilah kelimelerinin ifade ettiği
manalar tam olarak anlaşılmadıkça "Allah'tan başka
ilah yoktur." sözü; "Kelime-i Tevhid"in, kafalara ve
gönüllere yerleştirmek istediği mefhumu ifade etmekte çok kısır
kalacaktır. Kaldı ki, hiç kimsenin mü'min ve muvahhid sayılabilmesi
için, Kur'an'ın tanımladığı şekilde
Allah'a iman etmesi ve tüm içtenliğiyle O'na teslim olması
gerekir. Aksi takdirde "Kelime-i Tevhid"i diliyle söylediği
halde, tevhide aykırı düşünce ve davranışlarından
dolayı iman dairesinden çıkarak kafir olması içten bile
değildir.
Kur'an-ı Kerîm, Cenab-ı Allah' şöyle
tanımlıyor:
"Allah bir tektir (el-İhlas, 112/1), O'ndan
başka hiçbir ilah yoktur (el-bakara, 2/255). Tüm alemlerin
Rabbi'dir (Fatiha, 1/1), herşeyin yaratıcısı O'dur (el-Enam,
6/102), hüküm yalnızca Allah'ındır (ez-Zümer, 39/3), rızkı
veren O'dur (ez-Zariyat, 51/58), dirilten de öldüren de (Alû İmran,
3/156), hastalara şifa veren de O'dur (el-En'am. 5/59). O, her
şeyi; gizli olanı da açıkta olanı da bilir.
(İbrahim, 14/38). O'nun irade ve izni olmadan bir yaprak dahi
dalından düşmez" (el-Maide, 6/59). Kısacası
Allah, akla gelebilecek her türlü noksanlıklardan münezzeh ve en
mükemmel sıfatlarla muttasıftır.
Kur'an ayetlerinden de anlaşılacağı
gibi, insanın mü'min ve muvahhid sayılabilmesi için, Allah
hakkındaki düşüncelerinin sağlıklı olması,
"Tevhîdi" çizgiyle paralellik arzetmesi gerekir. Bir yandan
"Allah'tan başka ilah yoktur " deyip diğer Yandan
O'nun hükmünü reddetmek ya da hakimiyetinde O'na ortak koşmak,
kesin olarak haram kıldığı bir şeyi helal,
helal kıldığı bir şeyi haram saymak,
yalnızca kendisine mahsus özelliklerden birini veya birkaçını,
yaratılmışlardan herhangi birine isnad etmek, Allah'a
yaklaştıracak veya O'nun katında şefaatçi olacak diye
O'ndan başka dostlar edinip bunları ulûhiyyet derecesine çıkarmak,
Tevhîd inancıyla asla bağdaşmaz. Bu tür düşünce ve
inançlara sahip kimse "Allah'tan başka ilah yoktur."
demekle iman etmiş sayılmaz. Cenab-ı Allah bu gibi
kimseleri yalancı ve inkarcı diye nitelemektedir:
"Halis din yalnız ve yalnız
Allah'ındır. O'ndan başka dostlar edinenler; bizi, sadece
Allah'a yaklaştırsınlar diye onlara ibadet ediyoruz, derler.
Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri
şeylerde aralarında hüküm verecektir. Allah, yalancı ve
inkarcıyı hidayete erdirmez" (ez-Zümer, 39/3).
"Yoksa onlar, cahiliyye hükmünü mü arıyorlar?
İyi anlayan bir toplum için hükümranlığı Allah'tan
daha güzel hüküm veren kim vardır?" (el-Tevbe, 5/50).
"Allah'ı bırakıp bilginlerini ve
rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i rabler edindiler. Halbuki onlara;
yalnız bir ilaha tapmaları emredilmişti. O'ndan başka
hiçbir ilah yoktur, onların ortak koştukları
şeylerden uzaktır " (et-Tevbe, 9/31).
Evet, "Kelime-i Tevhîd"; düşünce ve
davranışlarda, şirkin her türlü pisliğinden
arınmayı, sadece Allah'ın emirlerine boyun eğerek tağûtun
her çeşidini reddetmeyi gerektirir. Artık:
"Her kim tağûtu reddedip Allah'a inanırsa,
asla kopmayan, sağlam bir kulpa yapışmış olur"
(el-Bakara, 2/256. Ayrıca bk. La ilaha illallah).
Halid ERBOĞA
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.