Küfür
Küfür
Örtmek veya şükrünü yerine getirmeyerek erişilen
nimeti örtmek, nankörlük etmek. Bundan dolayı arapçada karanlığı
ile her şeyi örttüğü için geceye kafir (örten) denmiştir.
Terim olarak küfür, imanın zıddı yani
imansızlıktır. Başka bir deyişle Allah'ın
varlığını ve birliğini, peygamberliği, Hz.
Muhammed'in Allah katından getirdiği kesin olarak belli olan
şeyleri inkar etmektir. İslam dininde inanılması
gereken şeylere inanmayan kimseye de gerçeği örttüğü
için kafir denir. Küfür için iman edilecek şeylerin tümüne
inanmamak şart değildir. Bunlardan birine veya bir
kısmına inanmamak da küfürdür.
Küfür kalben olduğu gibi söz ve davranışla
da olabilir. Her hangi bir zorunluluk olmadığı halde
diliyle insanı küfre götürecek bir söz söyleyen, inanılması
gereken şeyleri küçümseyen onlarla alay eden yahut imanla bağdaşmayan
işleri yapanlar da kafir olur. Ancak ölüm tehdidi karşısında
bulunan bir kimse gönlü imanla dolu olduğu halde canını
kurtarmak için istemeyerek küfrü gerektiren bir söz söylerse dinden
çıkmış olmaz (Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili,
İstanbul 1960, c.1, s. 207-208; Asım Efendi Kamus Tercümesi,
c.2, s. 662).
İslam'ı terketmeye zorlananlar için tanınan
ruhsat hakkında Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur: "Allah'a
imandan sonra, kalbi iman ile sabit ve mutmain iken küfre zorlananlar
müstesna olmak üzere, kim ki Allah'ı tanımaz ve fakat göğsünü
küfre açarsa, mutlaka onların üstüne Allah'tan bir gazap vardır.
Onlar için çok büyük azap da vardır" (en-Nahl, 16/106). Bu
ayetin iniş sebebi şudur: Mekke'de Kureyş müşrikleri,
ashab-ı kiramdan Ammar'ı, babası Yasir'i ve annesi
Sümeyye (r.anhüm)'ü İslam'dan vazgeçirmeye zorluyorlardı.
Onlar bunu kabul etmedikleri için, Sümeyye'yi iki deve arasına
bağlayıp ayrı ayrı yönlere çekerek parçaladılar.
Yasir (r.a)'ı da çeşitli işkencelerle şehid ettiler.
İşte İslam'ın ilk şehidleri bunlardır. Ammar,
müşrikler tarafından kuyuya atıldı. Tam
boğulacağı sırada onlara rıza göstermeye mecbur
kaldı. Ve hayatını kurtardı. Birisi gelip, Hz.
Peygamber'e Ammar'ın dinden döndüğünü söyleyince,
Rasûlüllah (s.a.s): "Hayır, Ammar tepeden tırnağa
imandır. İman onun etine ve kemiğine işlemiştir"
diye buyurdu. Bu arada Ammar, ağlıya ağlıya çıkageldi.
Hz. Peygamber onun gözyaşlarını silerek: "Üzülme,
yine seni zorlarlarsa dilinle onlara uymuş görün" buyurdu (İbn
Kesir, Tefsîru'l-Kur'ani'l Azîm, İstanbul 1985, IV, 524 vd.;
Elmalılı Hamdi Yazır, a.g.e., İstanbul 1936, IV, 3130,
3131).
İnsan yeryüzünde, yaratıcını
tanımak, bilmek ve O'na kulluk etmek üzere yaratıldığı
için, bu amaçtan uzaklaşarak, imandan mahrum olması ve küfür
bataklığına düşmesi kendisi için bir
şansızlıktır. Ölüm sırasında, kabir ve
ahiret hayatında kendisi bakımından acı gerçeklerle
karşılaşınca ikinci defa yeryüzüne çıkarılıp
sınava tabi tutulmayı isteyecekse de, kendisine dünya yaşamı
bir defaya mahsus olmak üzere verildiği için, bu isteği
reddedilecektir (Ayrıntı için bk. "İman",
"İnkar" ve "Kafir" maddeleri).
Hamdi YUSUFOĞLU
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.