Maazallah
Maazallah
Her türlü kötülüklerden Cenab-ı Allah'a
sığınmayı ifade etmek için kullanılan bir terkip.
"Me'az". kelimesi mimli masdardır. Bu kelime; (euzü) fiili
sema'en hazfedilmiş ve mef'ülüne (Allah'a) muzaf olmuştur.
Te'kid ifade etmek için fiilinin yerine geçen mefulü mutlaktır.
E'ûzü billahi me'azen demektir. Herhangi kötü bir iş
ve beladan, üzüntüden mutlaka Allah'a sığınırım,
Allah korusun, anlamına gelir.
Allah Teala, Kur'an-ı Kerim'de Hz. Yusuf'un
"maazallah" diyerek fuhşa ve kötülüklerden Allah'a sığındığım
beyan eder (Yûsuf, 12/23, 79) "Maazallah" denildiği gibi
daha çok (eüzübillahi) veya "este'izübillah" denilir.
Müste'iz (Allah'a sığınan),
sığınırken, tek başına dini ve dünyevî
faydaları celbetmeye muktedir olamayacağını, gerek
şeytandan gerekse nefisten gelecek fitne ve zararları
gideremeyeceğini anlamalı, her hayrın Allahın kudret
elinde bulunduğunu, bütün zararları gidermeye O'nun gücünün
yeteceğini ve O'nun yegane müessir olduğunu kalbiyle bilmeli
veya sonra lisanıyla "Maazallah" veya "euzübillah"
diyerek bütün üzüntü ve belalardan, şerlerden (el-müsteazüminh'ten)
Allah'a sığınmalıdır. İyi ve
hayırlı işlerde Allah'ın yardımını
istemelidir. Kur'an-ı Kerim'de Eğer şeytandan bir vesvese
ve fesat arız olursa (bunu defetmek için) Allah'a sığın.
Çünkü O Allah en iyi işiten ve çok iyi bilendir. Allah'a karşı
gelmekten sakınanlar şeytan tarafından bir taife (fitne ve
fesata) uğrayınca Allah'ı anarlar ve hemen gerçeği görürler.
Şeytanın kardeşleri onları azgınlığa
çekerler ve bundan hiç geri durmazlar" (el-Araf, 7/200-202). Bu
ayetlerde Allah Teala dil ile Allah'a sığınıldığında
bunu işittiği gibi, kalbinizle de düşünerek Allah'a sığınmanızı
bilir, diyerek şuurlu olarak "esteizubillah" dememizi ve
kendisine bağlanmamızı tenbih ediyor.
Peygamberlerin hepsi, cahillik, kötülük ve
belalardan Allah'a sığınmışlar ve bunu
ümmetlerine öğretmişlerdir. Allah Teala, ümmetine öğretmesi
için Hz. Peygamber (s.a.s)'e şöyle buyuruyor: "...Ve de ki,
Rabbim, şeytanın dürtüştürmelerinden (fit ve
fitnelerinden) sana sığınırım. Rabbim
onların yanımda bulunmalarından sana
sığınırım" (el-Müminun, 23/9798.). Felak
suresinde bütün yarattığı şeylerin şerrinden
Allah'a sığınmak emredildiği gibi, Nas suresinde de
insanların kalblerine daima vesvese veren insan ve cinden olan sinsi
şeytanların şerlerinden her şeyin malikî ve insanların
Rabbi Allah'a sığınmak emredilmiştir. Peygamberimiz (s.a.s),
her şeyin şerrinden, fakirlikten, borçlardan, görünür ve
görünmez kaza ve belalardan düşmanların şerlerinden,
zulmetmek, zulmolunmak, nifak ve şikak gibi her türlü kötü
ahlaktan, hülasa, gazabından rızasına, ukubetinden afv ve
atıfetine eüzubillah diyerek sığınmayı ümmetine
öğretmiştir (Mansur Ali Nasıf, et-Tac, V, 123-139).
Peygamberimizin yakınlarında, birbirleriyle sövüşüp
döğüşen iki kişiden birinin şiddet ve
gazabından yüzü kızarmış ve şah damarı
şişmişti. Bunun üzerine Resulullah (s.a.s), "Ben bir
kelime bilirim ki eğer şu kişi o kelimeyi söylese,
kendisinde bulunan gazab hali mutlaka gider. Evet o ki,si eüzubillahimineşşeytanirracim
dese kendisinde bulunan bu hal gider" buyurdu. Orada bulunan ashab
ona Resulullah'ın şeytandan Allah'a sığın
dediğini, söylediklerinde o da "vay bende delilik mi var?"
diyerek itiraz eyledi (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Mansur Ali Nasıf,
et-Tac, V, 52). Herhalde bu adam, kötü bir gazabın şeytan
tarafından ilka edilen fitne ve fesattan ibaret olduğunu sanan
ve istiazenin meziyetini anlamayan bir bedevî idi.
"Kur'an okuyacağın vakit kovulmuş
olan şeytandan Allah'a sığın" (en-Nahl, 16/98)
ayetinin gereği olarak okumaya başlarken eüzu çekerek cin ve
insan şeytanlarının şerlerinden Allah'a
sığınmak gerekir. Bu ise, ucub, kibir gibi manevî hastalıklardan
Allah'ın korunmasını şuurlu olarak samimiyetle
istemektir. O halde Allah'a sığınmak kalbin fiilidir. Bu
sebeble alimlerin çoğu lafzen eüzu çekmek vacib değil, sünnettir,
demişlerdir.
Ata b. Ebi Rabah (v.114/732) gibi bazı alimler,
ister namaz içinde olsun ister dışında Kur'an okurken eüzu
çekmek vacibtir demişlerdir. Hanefîlere göre namazın ilk
rekatında Fatihadan önce eüzu besmele çekmek sünnettir.
İmama uyan çekmez. Mesbuk geçirdiği rekatları kaza etmeye
başladığında çeker. Şafiîlere göre namazın
her rekatında sünnettir, besmele çekmek farzdır. Malikîlere
göre ise nafile namazlarda caiz ise de farz namazlarda mekruhtur.
Muhiddin BAĞÇECİ
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.