Minnet
Minnet
Bir iyilik karşısında duyulan borçluluk
duygusu. Kelime ayrıca ihsan, in'am, lütuf, kerem, iyilik etme,
iyilik bilme, bir iyiliğe teşekkür etme gibi anlamları da
dile getirir. Bununla birlikte yapılan iyiliği başa kakma
anlamıyla yaygınlık kazanmış ve genellikle bu kötü
huyu belirtmek amacıyla kullanılmıştır.
Yapılan bir iyiliği başa kakma
anlamında minnet, Kur'an ve Sünnet'te amelleri boşa çıkaran,
azap gerektiren kötü bir davranış biçiminde tanımlanarak
yasaklanmıştır. Bu kötü huyla ilgili olarak Kur'an'ın
bir ayetinde "Mallarını Allah yolunda verip de sonra
verdiklerinin ardından başa kakmayan ve eziyet etmeyenlerin
Rableri katında mükafatları vardır. Onlara korku yoktur ve
onlar üzülmeyeceklerdir" (el-Bakara: 2/262) buyurulmaktadır.
Diğer bir ayette de: "Ey inananlar! İnsanlara gösteriş
için malını verip Allah'a ve ahiret gününe inanmayan adam
gibi, başa kakmak ve eziyet etmekle sadakalarınızı
boşa çıkarmayın" (el-Bakara: 2/264)
buyurulmaktadır. Müslüman olmalarını Peygamberimizin
başına kakan kimseler için de Kur'an'da şöyle
denilmektedir: "İslam'a girdiklerini senin başına
kakıyorlar. De ki: Müslüman olmanızı benim
başıma kakmayın. Belki sizi imana hidayet
buyurduğundan dolayı Allah sizin başınıza kakar.
Eğer doğrularsanız" (el-Hucurat, 49/17).
Birinci ayette, iyiliğin Allah rızası için
yapılacağı bildirilmekte ve böyle yapanlara mükafat
vadedilmekte, onlar için korkunun ve üzüntünün olmayacağı
belirtilmektedir. İkinci ayette, yaptığı iyiliği
başa kakan kimsenin iyiliğinin boşa çıkacağı,
kendisine bir yararının olmayacağı bildirilmektedir. Böyle
bir insanın, yaptığı iyiliği gösteriş için
yaptığı belirtilmekte, ahirete inanmayan insana
benzetilmektedir. Üçüncü ayette de en çok iyilik yapanın
"Allah" olduğu zikredilmektedir.
Peygamberimiz de: "Üç sınıf insan
vardır ki Allah Teala kıyamet gününde bunlara iltifat
buyurmaz, yüzlerine bakmaz, onları tezkiye etmez, korumaz. Onlar için
can yakıcı azab vardır" buyurmakta, bunların
"Elbiselerini kibirlenerek yerlerde sürüyen, yaptığı
iyiliği başa kakan ve satılık eşyasını
yalan yeminle kıymetlendirmeye çalışan kişiler"
olduğunu haber vermektedir (Riyazü's-Salihin, III, 166).
Başka bir hadiste de "Düzenbaz, cimri ve
yaptığı iyiliği başa kakan kimse Cennete
girmeyecektir (Cennete ilk girenlerden olmayacaktır)"
buyurulmaktadır (Tirmizi, Birr: 41).
Görüldüğü gibi ayetlerde ve hadislerde yaptığı
iyiliği başa kakmak hoş karşılanmamakta ve
yasaklanmaktadır. İyilik yapan insan, yaptığı
iyilikle sevap kazanır. Fakat iyiliği başa kakmakla bu
sevap ortadan kalkar. Bu tür insanlar; düzenbazlar ve cimriler sınıfına
dahil edilir. Yaptığı iyiliği başa
kaktığı için azabı da hak eder.
Cemil ÇİFTÇİ
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.