Munkatı' Hadis
Munkatı' hadis
Munkatı, lügatta; kesilmiş, kopmuş
demektir. Bu tabir ilk asırlarda, lügat manasına uygun olarak,
umumiyetle isnadı muttasıl olmayan hadisler için kullanılıyordu.
Buna göre senedinin herhangi bir yerinde bir veya birden çok ravi düşerse
veya müphem bir ravi zikredilirse bu hadise munkatı deniyordu (Nureddin
Itr, Menhecü'n-Nakd, fi Ulûmi'l-Hadîs, Dımaşk 1392/1972, s.
344; Koçyiğit, Talat, Hadis Istılahları, A. Ü. İlahiyat
Fakültesi Yayınları, Ankara 1980, s. 286). Önceleri Tabiînden
sonra yaşamış bir şahsın sahabiden rivayet
ettiği habere de munkatı diyorlardı (Ahmed Naim, Tecrîd-i
Sarih Tercemesi, Ankara 1976, Mukaddime, s. 149). Fakat hadislerle ilgili
her durum için yeni terimler bulununca munkatı daha dar anlamda
kullanılmaya başladı. Buna göre, senedinde sahabiden önce
bir veya -peşipeşine olmamak şartıyla- iki ravinin
zikredilmediği veya kapalı bir şekilde zikredildiği
hadise "munkatı hadis" denir (Ahmed Naim, a.g.e., s. 149;
Koçyiğit, a.g.e., s. 286).
Tariften anlaşıldığı üzere,
bir hadise munkatı denilebilmesi için senedden, Sahabî hariç, yalnız
bir ravinin düşmüş olması gerekir. Şayet iki veya
daha fazla ravi düşmüş ise, bunların birbirini takip eden
raviler olmaması lazımdır. Çünkü Sahabî atlanmışsa
hadise mürsel; peşipeşine iki ravi atlanmışsa mu'dal
denir.
Hakim Nîsaburî'den (405/1014) itibaren "Racül",
"Şeyh" gibi müphem lafızlarla zikredilen ravilerin
yer aldığı isnadlar da munkatı
sayılmıştır (Itr, a.g.e., s. 346). "Allahım,
bütün işlerimde bana sebat vermeni dilerim" hadisi buna bir
örnektir. Bu hadisin senedi şöyledir. Abdullah b. eş-Şihhir
an Racüleyn an Şeddad b. Evs an Rasûlüllah Buradaki "iki
adamın" kim oldukları belli değildir (Subhi es-Salih
Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları. Çev. Yaşar
Kandemir, Ankara. (1973, 140; Itr, a.g.e., s. 346.) Eğer müphem isim
bir başka rivayette tasrih edilmişse o takdirde hadis
munkatı olmaktan kurtulur. Buna örnek, "...Sufyan es-Sevrî
haddesena Davûd b. Ebî Hind haddesena Şeyhun an Ebî Hureyre"
isnadıyla gelen, "Kişinin, acizlikle fısku fucûr arasında
muhayyer kalacağı bir zaman gelecektir. Bu zamana yetişen
kimse aczi fısk u fucûra tercih etsin" hadisidir. Bu hadisin
munkatı sayılmamasının sebebi, müphem ravinin diğer
bir rivayette Ebû Amr el-Cedelî olarak zikredilmesidir (Subhi es-Salih,
a.g.e., s. 140).
Bilindiği üzere Peygamber Efendimizden nakledilen
bir haberin muteber sayılabilmesi için, onu rivayet edenlerin
güvenilir (sika*) olmaları ve işitme, yazışma gibi geçerli
bir metodla elde etmeleri asgarî şartlardır. Bu itibarla,
munkatı hadis, raviler arasındaki kopukluk yüzünden zayıf
kabul edilir; sahih bir isnadla desteklenmedikçe makbul sayılmaz
(Ahmed Naim, a.g.e., s.150).
Nuri TOPALOĞLU
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.