Musalla
Musalla
Namaz kılmak için tahsis edilen yer; bir belde
halkının cuma, bayram ve cenaze namazlarını bir arada
kılmaları için hazırlanan alan anlamında bir
fikıh terimi. Halk arasında daha ziyade, cami avlusunda cenaze
namazının kılındığı yer için kullanılır.
Cenazenin konduğu taşa da musalla taşı denir.
Musalla kelimesi, Kur'an-ı Kerim'in şu
ayet-i celilesinde geçmektedir: "Kabe'yi insanlar için toplanma
ve güven yeri kılmıştık. İbrahim'in
makamını musalla (namaz yeri) edinin, dedik. Evimi ziyaret
edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için temiz
tutun, diye İbrahim ve İsmail'e ahit verdik" (el-Bakara,
2/125).
İslam'ın ilk asırlarında
genellikle şehirlerin kenar kısımlarında toplu
namazlar için musallalar hazırlanır ve bayram, cuma
namazları gibi toplu namazlar bu günkü gibi muhtelif camilerde değil,
sadece namazgah denilen bu musallalarda kılınır, böylece
bütün şehir halkının haftada bir defa bir araya gelmesi
sağlanırdı. Nitekim Ebu Said El-Hudrî (r.a)'ın
ifadesine göre: "Rasulullah (s.a.s), Ramazan ve Kurban bayramlarında
musallaya çıkar ve ilk başladığı şey namaz
olurdu. Namazdan sonra ayağa kalkarak sahabeye vaaz eder, onlara
gerekli tavsiyelerde bulunur, gerekli emirleri verir, gaza için
göndereceği varsa onları gönderir ve daha sonra musalladan
evine geri dönerdi" (Buharî İdeyn, 6).
Nafi' b. Ömer de der ki: "Rasulullah (s.a.s),
bayram gününün sabahında musallaya gider ve beraberinde mızrağı
da götürülürdü. Musallaya varınca mızrağı,
kendisinin önünde dikilir ve ona doğru namaz kılardı.
Rasulullah'ın o zamanki musallası bir düzlükten ibaretti ve
önünde mihrap gibi herhangi bir şey yoktu" (İbn Mace,
İkamet, 164).
İslam hukukçuları bu hadisi şerifleri
nazarı itibara alarak yağmur ve kar gibi bir özür olmadıkça
bayram, cuma ve cenaze gibi toplu namazların şehir
dışında bir musallada kılınmasının sünnet
olduğunu ve musallada bayram namazı kılmanın camide
kılmaktan daha faziletli olduğunu söylemişlerdir. Hanefi
fukahası hep bu görüştedirler. Zira Rasulullah (s.a.s), bayram
namazlarını hep Medine camiinin dışındaki musallada
kıldırmıştır.
Peygamber Efendimizin musallası, Medineli Münevverede,
Mescid-i Nebevînin kapısından batı istikametine doğru
bin arşın uzaklığında bir yerde idi. Bu gün
Mescidü'l-Gamame denilen cami Peygamber Efendimizin musallasında
yapılmıştır. Medine ahalisi de Hicretin dokuzuncu yüzyılına
kadar bayram namazlarını orada kılarlardı.
İmam Malik'in arkadaşlarından
Ebu'l-Gassan el-Kennani'ye göre Peygamberimizin musallası olan
Mescidü'l-Gamame, Hicretin ikinci yüzyılında cami haline
getirilmiştir. Hicretin dokuzuncu yüzyılına kadar bu cami
musalla olarak kullanılıyordu. Ancak, Mescid-i Nebevi
genişletilince artık musallaya ihtiyaç kalmayıp cuma ve
bayram namazları da burada kılınmaya başlandı.
Peygamberimiz (s.a.s)'in musallasında inşa
edilen Mescidü'l Gamame, Hicretin sekizinci yüzyılında
Kılavun'un oğlu Sultan San tarafından tamir edildi.
Dokuzuncu yüzyılda Mimar Emir Berdek tarafından, onüçüncü
yüzyılda Osmanlı Sultanı Abdülmecid Han tarafından
ve XIX. yüzyılda II. Abdülhamid Han tarafından yine tamirat gördü
ve nihayet Hicri-1353 yılında, Suud hükümeti tarafından
Osmanlı mimarisi üzerine tamiratı yapıldı (Abdül
Kuddus el-Ensari, Asarü'l-Medine el-Münevvere, 118).
Abdülcelil ÜNALAN
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.