Sahur
Sahur
Oruç tutmak üzere gecenin son altıda birinde
yenen yemek. Hz. Peygamber sahur yemeğini özellikle teşvik
ederek, Yahudilerden sahur yemeği ile
ayrılacağımızı beyan etmiş; mutlaka
yenmesini tavsiye ile bunda bereket olduğunu söylemiştir. Böylece
sahur yemeği oruç tutan müslümanların önem verdikleri bir
yemek olmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s) "Sahurda
kalkınız, sahurda bereket vardır" buyurmuştur.
İslam dini, insanların hem kişisel hem
de toplumsal davranışlarını en iyi şekilde düzenleyerek
onları terbiye etmeyi hedef almıştır.
Dolayısıyla, Allah'ın karşısındaki konumunu
ancak kulluğunu en mükemmel şekilde ifa etmekle koruyabilecek
olan insana, belli görev ve yükümlülüklerin ve gerekli ibadetlerin
belli zamanlarda yapılması emredilmiştir. Bu ibadetlerden
biri olan oruç disiplini gerektiren ibadetlerden biridir. Uykudan
uyanarak yemek yemek oldukça zor bir iş olduğu için, bu
günkü hayat şartlarında sahur yemeği daha da önem kazanmıştır.
Çünkü sahurun oruç zamanını kısaltmaktan öte bir rolü
vardır.
Orucun başlayış ve bitiş vakti gündüze
göre tayin edilmiştir. Gündüz ise güneşin doğuşu
ile batışı arasındaki zamandır. Kur'an-ı
Kerimin orucun başlangıcını bildirirken
kullandığı ifade ile, orucun bitimini bildirirken
kullandığı ifade arasında farklı bir üslup vardır.
Ayette orucun başlama zamanı için "siyah iplikle beyaz
ipliğin birbirinden ayrılması" ibaresi
kullanılırken; orucun bitimi için de "geceye kadar"
ifadesi kullanılır.
Kur'an-ı Kerim'de orucun vakti için kullanılan
ifade gayet açıktır. "Şafağın beyaz
ipliği, siyah iplikten sizce ayırdedilinceye kadar yiyin, için
" (el-Bakara, 2/187). Bu ayette, vaktin sınırlarını
tespit edecek olan unsur, oruç tutan kimsedir. Çünkü sahur ve iftar
vaktinin sınırları tayin edilirken, "sizce"
ifadesi kullanılmıştır. Aşağıda da göreceğimiz
gibi Hz. Peygamber'in ve sahabelerinin tatbikatı da bu hususu
doğrulamaktadır.
Rasûlüllah (s.a.s): "Bilal'in ezanı ve
ufuktaki uzunlamasına beyazlık,sizi sahur yemenizde
aldatmasın. Beyazlık yayılana kadar yiyin, için " (Müslim)
buyurmuştur.
"Zirr b. Hubeys diyor ki: Sahuru yedim, sonra
mescide gidiyordum. Yolda Huzeyfe İbnül-Yemanî'ye uğradım
ve yanına girdim. Doğuracak bir devenin
sağılmasını emretti. Getirilen süt kaynatıldı,
sonra bana yaklaşıp, "ye" dedi. "Oruç tutmak
niyetindeyim" cevabını verdim. O da "ben de oruç
tutmak niyetindeyim" dedi. Yedik, içtik, sonra mescide geldik namaz
başladı. Sonra Huzeyfe, "bir defasında Rasûlüllah'la
böyle yapmıştık" dedi. "Sabahtan sonra mı?"
diye sordum. "Evet sabahtı ama güneş henüz doğmamıştı"
cevabını verdi" (Müsned-i Ahmed İbn Hanbel). Bu vakit
de genelde ikinci fecrin başlangıcından sonra gece
karanlığının aralandığı vakittir.
"Ebu Zübeyr diyor ki: "Cabir b. Abdullah'a
oruç tutmak isteyen fakat kap elinde su içecek iken, ezan okunduğunu
işiten bir kimsenin durumunu sordum. Cabir, Rasûlüllah'ın
"içsin" dediğinin rivayet edildiğini söyledi
(Müsned-i Ahmed İbn Hanbel).
"Hubeyb'in halası Uneyse bir rivayette diyor
ki: "Eğer bir kadın sahurunu bitirememiş ise, Bilal'e
derdi ki, "Bekle sahurumu bitireyim" (Abdurrezzak b. Memmam,
el-Musannef).
"İbn Münzir, Hz. Ali sabah namazını
kıldırdıktan sonra, "İşte şimdi beyaz
ipliğin siyah iplikten ayrılıp farkedildiği
vakittir" dediğini nakleder" (el-Ayni, Umdetül-Kari li
Şer'il-Buhari).
Sadece bir kaç örnekle bile yetinildiğinde, Hz.
Peygamber'in ve sahabelerinin sahur konusundaki
tavırlarının anlaşılması mümkündür.
Nitekim Maide suresindeki "Ey insanlar, Allah dini sizi zorlamak
için va'z etmemiştir" ayetini tefsir ederken, Fahreddin er-Razi
"Mefatih'ul Gayb" adlı eserinde şöyle söylüyor:
"Bu ayeti kerime dinde önemli bir esas ve
prensiptir. Bu prensip zararlı şeylerin meşru olmaması
prensibidir".
Kur'an'da ve Hz. Peygamber'in tatbikatında da görüldüğü
üzere, sahurun vakti gündüzün geceden ayrıldığı ve
bunun bizzat açıkça yükümlünün şahsi gözleriyle tespit
edildiği vakittir.
Genelde fukahanın sahur vaktini belirlerken
izledikleri sünnet şu olmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s) sahura
son verip imsak ettikten sonra Kur'an-ı Kerim'den elli ayet kadar
okur veya okuyacak bir vakit bekledikten sonra sabah namazını
kıldırırdı. Bu imsak vakti de yaklaşık güneşin
doğmasından 75-90 dakika kadar öncesi olur ki; sahur yemeği
için en son kabul edilen vakittir.
Şamil İA
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.