Tenzihi Sıfatlar
Tenzihi sıfatlar
Cenab-ı Allah'ın her türlü noksanlıktan
münezzeh olduğunu ve mahlukatına benzemekten beri olduğunu
ifade eden itibarî sıfatlar. Bu sıfatlar, sıfat-ı sübûtiyye
gibi hakiki, vücûdî ve Cenab-ı Hakk'ın zatıyla kaim
manalar olmayıp O'nun noksanlıklardan münezzeh olduğunu
ifade etmeye yarayan tabir ve kavramlardır. Tenzîhî sıfatlara,
es-Sıfatü's-Selbiyye, es-Sıfatü't-Tenzîhiyye ve tenzihat
da denilir .
Tenzîhî sıfatlar, Allah Teala'dan, O'nun zatına
layık olmayan ihtiyaç, hudûs, imkan ve başkasına
benzemek gibi her türlü noksanlığı selbettiği, yani
nefy edip kaldırdığı için es-Sıfatü's-Selbiyye
diye de isimlendirilir.
Cenab-ı Allah'ı noksanlıktan tenzih
eden sıfatlar sayılamayacak kadar çoktur. Mütekellimîn,
Kur'an-ı Kerîm'den istifade ederek bunları beş esasta
toplamıştır.
1- Kıdem: Allah Teala'nın
varlığının başlangıcı olmaması,
ezeli olması demektir. Onun hakkında kıdem ve ezeliyyet vacib
(zorunlu) ve bunun zıddı olan hudûs muhaldir.
2- Beka: Allah Teala'nın
varlığının ebedi ve devamlı olması ve sonu
olmaması demektir. Kıdem ve Beka, vacib lizatihî ve
vacibü'l-vucûd olan Allah'ın zorunlu özelliklerindendir. Fena ve
yokluk, Allah Teala hakkında muhaldir.
3- Muhalefetun li'l-havadis: Allah Teala'nın
zat ve sıfatlarında hiçbir şeye benzememesidir. Başka
şeyler mümkün, varlıklarında muhtaç, hadis ve
fanidirler. Cenab-ı Hakk ise vacib lizatihî (zatından
dolayı varlığı zorunlu) ihtiyaçsız, ezeli ve
ebedîdir. Her şey O'na muhtaçtır. Yüce Allah mümkün olan
varlıkların bütün özelliklerinden münezzehtir. Şöyle
ki, Allah Teala, cisim özelliği olan şekil ve suretlerden münezzehtir.
Çünkü şekilli ve suretli olan şeyler nihayetlidir, hudutludur,
ölçülebilir. Cenab-ı Allah ise mahdud ve muayyen
olmadığı gibi sonlu da değildir. O'nun cinsi ve nev'i
yoktur Allah Teala, eşyanın özelliklerinden renk, koku, tad,
sıcakIık, soğukluk, ıslaklık, kuruluk, sertlik,
yumuşaklık, gevşeklik gibi keyfiyet ve vasıflarla
vasıflanmaktan da münezzehtir. Bütün alimler, O'nun hissî
lezzetler, kin, hüzün, korku, sevinç ve bunların benzeri gibi
nefsanî keyfiyetler ile de vasıflanmadığında ittifak
etmişlerdir. Hulasa, Allah Teala'ya zatında benzeyen veya
O'nun zatının yerini tutan hiçbir şey
olmadığı gibi, O'nun sıfatlarını veya
bunların bir kısmını taşıyan ve
sıfatlarının yerini tutan hiçbir şey de yoktur:
"O'nun benzeri hiçbir şey yoktur. O her şeyi işîtici
ve görücüdür" (eş-Şûra, 42/33).
4- Kıyam bi zatihî (Kıyam bi-nefsihi):
Cenab-ı Allah'ın, varlığında ve
varlığının devamında hiçbir şeye, zamana ve
mekana muhtaç olmayarak zatı ile kaim olması ve her türlü
ihtiyaçtan münezzeh olması demektir. Şöyle ki, Cenab-ı
Allah araz değildir.
Çünkü araz, renk, koku ve tad gibi bizatihi kaim
olmayıp varlığında kendisini taşıyan bir
cisme ve mekana ihtiyaç duyandır. İhtiyaç ise hudûs ve
imkan alametidir. Araz bakî değildir. Cenab-ı Hakk ise vacibü'l-vücûd
olup varlığında ihtiyaçsız, ezelî ve ebedidir.
Allah, cisim olmadığı gibi cisimlerden bir cüz ve parça
da değildir. Cisimler atomlardan mürekkeptir ve atomlarına
muhtaçtır. Cisimler ve atomlar boşlukta yer tutarlar.
Cenab-ı Barî ise cüz ve atomlardan mürekkeb olmadığı
gibi mekandan da münezzehtir. Yüce Allah eşyaya hülûl etmekten
ve eşyanın içine nüfuz edip girmekten de münezzehtir.
Çünkü bu takdirde Allah'ın zatı, eşyanın mahiyeti
ile birleşmiş olur. Allah vacibtir. Eşya mümkündür.
Vacible mümkinin birleşmesi çelişik ve batıl olur.
Başka bir açıdan Allah'ın başka bir şeyle
birleşmesi de muhaldir. Çünkü birleşme halinde iki
varlık baki kalırsa, Allah bir olduğu halde iki olur veya
iki parça olur. Eğer ikisi de mahiyetlerini kaybederek yok olur ve
başka bir şey ortaya çıkarsa, bu da muhaldir. Çünkü
Allah'ın zat ve sıfatları değişmez. Biri yok olup
diğeri bakî kalırsa, yine birleşmemişlerdir. Bakî
olan yok olanla birleşmez. Allah'la alemin bir olduğunu, yani
Allah'tan başka alem, ve alemden başka Allah
olmadığını iddia eden Pantheisme görüşü batıldır.
Alem fanidir ve varlığında Allah'a muhtaçtır. Allah
varlığında aleme muhtaç değildir. O zeval bulmayan bakidir.
Yüce Allah bir yere girse, girdiği yer ve
eşya ile sınırlanmış ve mekan tutmuş olur.
Onun mekana ihtiyacı yoktur. Zaman da böyledir. O'nun üzerinde
zamanda carî olmaz. Mekan ve zaman yokken O'nun yaratması ile
meydana gelmişlerdir. O, zaman ve mekan üstüdür.
5- Vahdaniyet: Allah Teala'nın, zat, sıfat
ve fiillerinde bir ve tek olması; ortağı, benzeri
olmaması demektir. Yani yüce Allah zat ve sıfatlarında
tektir. Yegane halık (yaratıcı) ve hakiki müessir O'dur.
O'ndan başka ma'bûd, ibadete layık olan başka bir zat ve
nesne yoktur.
Kur'an-ı Kerîm'in bazı ayetleri ile bir
kısım hadislerde Allah'ın tenzihî sıfatları ile
uyuşmayan vech, yed, ayn, meci' (gelmek) ve istiva gibi (bkz. Sıfat-ı
ilahiyye) müteşabih bazı sözler varid olmuştur.
Haşeviyye (nasların sadece zahirine bağlananlar), müşebbihe
ve mücessime'nin, bu ayet ve hadislerle istidlal ederek Cenab-ı
Hakk'a, yön, cisimlik, organlar, şekil ve sûret isnad etmeleri,
duyularla hissedilmeyen ve müşahede edilemeyen Allah Teala
üzerine duyularla hissedilen eşyanın hükümlerini vermektir ki
bunun batıllığı çok açıktır.
Selef-i salihîn, kat'i delillerle Yüce Allah'ın
noksanlıklardan, hudûs, acz, ihtiyaç ve imkan alametlerinden
münezzeh olduğunu ve O'nun hiçbir şekilde mahlûkatına
benzemeyeceğini bildikleri için, bu müteşabih
sıfatları, teşbihsiz, tecsimsiz, temsilsiz ve keyfiyetinin
nasıl olduklarını Allah'a havale ederek kabul etmişler
ve bunlar hakkında yanlış yoruma düşme korkusuyla
te'vile gitmemişlerdir. Kelamcıların müteahhirîni ise,
cahillerini önlemek için bu haberî sıfatlar denilen
muteşabih sözleri, O'nun tenzihi sıfatlarına uygun bir
şekilde te'vil etmişlerdir. (Bkz. Sıfat-ı ilahiyye)
Muhiddin BAĞÇECİ
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.