Tesettür
Tesettür
Örtünmek, gizlenmek, bir şeyin içinde veya
arkasında gizlenmek. "STR" kökünden "tefe'ul"
vezninde bir mastar. Bir fıkıh terimi olarak erkek veya
kadının şer'an örtülmesi gereken yerlerini örtmesi
demektir. Bir kimsenin örtmesi gereken ve başkasının
bakması haram olan yerlerine "avret yeri" denir. Başka
erkek veya kadının başkasının yanında avret
yerlerini örtmesi gerektiğinde görüş birliği
vardır. Sağlam olan görüşe göre, bir kimse tek başına
olduğu zaman da örtünmelidir. Buna göre, bir kimse temiz elbisesi
bulunduğu halde kimsenin olmadığı bir yerde,
karanlık bir odada bile olsa çıplak olarak namaz kılarsa
bu caiz olmaz (İbn Abidîn, Reddü'l-Muhtar, Mısır, (t.y)
I, 375).
Yıkanma, tabiî ihtiyaç, taharetlenme gibi
hacetler dışında, tenha bir yerde de bulunsa, namazda veya
namaz dışında avret yerlerinin örtülmesi farzdır.
Bunun delili Kur'an ve sünnettir.
Allah Teala şöyle buyurur: "Ey Ademoğulları!
Her mescide gelişinizde güzel elbiselerinizi giyerek gelin"
(el-A'raf, 7/31). İnsanın örtünme ihtiyacının ilk
insan Adem ve Havva ile başladığı, çıplaklığın
çirkin bir şey olduğu ayette şöyle belirtilir: "Ey
Ademoğulları! Şeytan ana ve babanızı kötü
yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak nasıl
cennetten çıkardıysa, sakın size de bir kötülük yapmasın"(el-A'raf;
7/27). "Ey Ademoğulları! size çirkin yerlerinizi örtecek
bir giysi, bir de giyip süsleneceğiniz bir giysi indirdik. Takva
örtüsü ise daha hayırlıdır" (el-A'raf, 7/26).
Hayvan yünlerinden giysi için yararlanmanın gereğine şöyle
işaret edilir: "Davarları da O Yaratmıştır
ki, bunlarda sizin için ısıtıcı ve koruyucu maddeler
ve nice nice yararlar vardır" (en-Nahl, 1 6/5).
Örtünmenin amacı başkasının
bakışlarından korunmak ve ırzı meşru olmayan
cinsel isteklerden sakınmaktır.
Erkeklerin gözlerini sakınması,
kadınların iffetini korumak içindir. Ayette şöyle
buyurulur: "Mümin erkeklere söyle: Gözlerini sakınsınlar
ve ırzlarını korusunlar. Bu kendileri için daha
temizdir" (en-Nûr, 24/30). Kadınların örtünmesi
konusunda da şöyle buyurulur: "Mümin kadınlara da şöyle:
Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını
korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden
görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının
üstüne koysunlar. Zinet yerlerini kendi kocalarından,
babalarından, kocalarının babalarından,
oğullarından, kocalarının oğullarından,
kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin
oğullarından, kız kardeşlerinin
oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden,
erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların
gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler.
Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da
vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah'a tövbe edin. Böylece
korktuğunuzdan emin" umduğunuza nail
olasınız" (en-Nûr, 24/31).
Diğer yandan kadın yaşlanıp ay
halinden kesilir ve cinsel yönden erkeklere istek duymaz olursa, bunun
için örtünmede bazı kolaylıklar getirilmiştir. Ayette
şöyle buyurulur: Ay halinden kesilmiş ve evlenme için ümidi
kalmamış olan yaşlı kadınlar zinet yerlerini
erkeklere göstermemek şartıyla dış elbiselerini
bırakmalarında onlar için bir günah yoktur. Bununla birlikte
yine de sakınmaları kendileri için daha hayırlıdır"
(en-Nûr, 24/60).
Kadınların ev dışında veya
yabancı erkeklerin yanında normal ev içi elbisesinin üstüne
bir dış elbise daha giymeleri gerekir. Ayette şöyle
buyurulur: "Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin
kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini
söyle. Bu onların tanınıp, kendilerine
sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur. Allah çok yarlığayıcı
ve çok esirgeyicidir" (el-Ahzab, 33/59) .
Cahiliye döneminde Araplar Kabe'yi çıplak tavaf
ederlerdi. Gündüz erkekler, gece kadınlar gelirler,
tavaflarını anadan doğma yaparlar ve "içinde günah işlediğimiz
elbiselerimizle tavaf etmeyiz" derlerdi. Diğer yandan İslam'da
her müminin namazını en güzel ve temiz görünüş ve
giyim içinde kılması sünnet gereğidir. Ayette şöyle
buyurulur: "Ey Ademoğulları! Her mescide gelişte
zinetinizi giyin" (el-A'raf, 7/31). Ayet, tavafı ve namaz için
mescide gelmeyi kapsar. Başka bir ayette gizli yerlerini örtüp
koruyan erkeklerle kadınların Allah'ın affına ve büyük
bir mükafata ulaşacakları belirtilir (bk. el-Ahzab, 33/35)
Örtünmenin ahiret hayatında da söz konusu olacağı,
iman edip, güzel amel işleyenlerin mükafatı arasında
şöyle açıklanır: "Onlar tahtlar üzerinde kurularak
orada altın bileziklerle bezeneceklerdir, ince ve kalın saf
ipekten yeşil elbiseler giyeceklerdir, Ne güzel sevap ve ne güzel
dayanak!" (el-Kehf, 18/31). "Şüphesiz Allah iman edip,
güzel iş yapanları altından Irmaklar akan cennetlere
sokacak. Orada bunlar altından bileziklerle, incilerle bezenecekler.
Orada giysileri de ipektir" (el-Hacc, 22/23). "Onlara (cennete)
gümüşten yapılmış billur şeffaf kaplar, kupalar
dolaştırılır" (el-İnsan, 76/15).
"Üzerlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler
vardır. Gümüşten bileziklerle süslenmişlerdir. Rableri
de onlara son derece temiz bir şarap içirmiştir"
(el-İnsan, 76/21).
Hz. Peygamber (s.a.s) örtünme ile ilgili bu ayetlerin
tefsirini yapmış ve uygulama esaslarını göstermiştir.
Hz. Aişe'den rivayete göre, bir gün Hz. Ebû Bekir'in kızı
Esma ince bir elbise ile Allah Resulunun huzuruna girmişti.
Resulullah (s.a.s) ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu: "Ey
Esma! Şüphesiz kadın erginlik çagına ulaşınca,
onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi
uygun değildir." Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve
avuçlarına işaret etmişti" (Ebu Davûd, Libas, 31).
"Allah Teala ergin kadının namazını başörtüsüz
kabul etmez" (İbn Mace, Tahare, 132; Tirmizî, Salat, 160;
Ahmed b. Hanbel, IV, 151, 218, 259).
Erkeklerin örtülmesi gereken uzuvları göbekleri
altından dizleri altına kadar olan kısımdır.
Sağlam görüşe göre diz kapağı da uyluktan olup
avret yeri sayılır. Delil, Hz. Peygamberin şu hadisidir:
"Erkeğin avret yeri göbeği ile diz kapağı
arasıdır" (Ahmed b. Hanbel, II, 187). Diz kapağı
avret yerindendir" (Zeylai, Nasbu'r-Raye, I, 297).
Kadınların yüzleriyle ellerinden başka,
sarkan saçları dahil bütün bedenleri avrettir. Yüzleriyle elleri
ise bir fitne korkusu bulunmadıkça namazda da namaz dışında
da avret değildir. Sağlam görüşe göre, ayaklar da avret
sayılmaz. Çünkü ayaklarla yolda yürünür ve yoksullar için
bunları örtme zorluğu vardır. Yine sağlam görüşe
göre, hür kadınların kolları ile kulakları ve
salıverilmiş saçları da örtülmelidir. Kadınlar
kendiliğinden görünen yerler dışında, zînetlerini
göstermesinler" (en-Nûr, 24/31) ayetinde kastedilen, zinetlerin takıldığı
yerler olup, eller ve yüz bundan müstesnadır. Hadiste şöyle
buyurulur: "Kadın örtülmesi gereken avrettir. Dışarı
çıktığı zaman şeytan ona gözünü diker"
(Tirmizî, Rada, 18). Hz. Aişe (R.anha)'dan nakledilen;
"Allah Teala erginlik çağına ulaşan
kadının namazını başörtüsüz kabul etmez"
(İbn Mace, Tahare, 132; Tirmizî, Salat, 160) hadisi saçları
da kapsamına alır.
Hz. Aişe (r. anha) ilk başörtüsü
uygulamasını şöyle anlatır: "Allah ilk muhacir
kadınlara rahmet etsin onlar; "Baş örtülerini yakalarının
üstüne taksınlar..." (en-Nûr, 24/31) ayeti inince
etekliklerini kesip bunlardan başörtüsü yaptılar". Yine
Safiyye binti Şeybe şöyle anlatır: "Biz Aişe
ile birlikte idik. Kureyş kadınlarından ve onların
üstünlüklerinden söz ettik. Hz. Aîşe dedi ki: Şüphesiz
Kureyş kadınlarının birtakım üstünlükleri vardır.
Ancak ben, Allah'a yemin olsun ki, Allah'ın kitabını daha
çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından
daha faziletlisini görmedim. Nitekim Nûr sûresinde "Kadınlar
başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar..."
ayeti inince, onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler.
Bu erkekler eşlerine, kız, kız kardeş ve
hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her
biri etek kumaşlarından, Allah'ın kitabını tasdik
ve ona iman ederek başörtüsü hazırladılar. Ertesi sabah,
Hz. Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına
durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı"
(Buharî, Tefsîru Sûre, 29/12; İbn Kesîr, Muhtasar, M. Alî,
es-Sabûnî, 7. Baskı, Beyrut 1402/1981, II, 600).
Örtüde Bulunması Gereken Nitelikler
1- Örtünün sık dokunmuş ve
altını göstermeyen kalınlıkta olması gerekir.
Cildin rengini gösterecek derecede ince olan elbise ile avret yeri
örtülmüş sayılmaz. Bu yüzden derinin beyazlığı
veya kırmızılığı belli olan elbise ile namaz
geçerli olmaz ve bununla örtünme gerçekleşemez. Eğer elbise
kalın olmakla birlikte uzvu belli ederse ve hacmi ortaya koyarsa bu,
kötülenmiş olmakla birlikte namaz geçerli olur. Çünkü bundan
kaçınmakta güçlük vardır.
2- Hanefî ve Malikîlere göre zaruret halinde karanlık
bir yerde bulunmak örtünme sayılır. Çünkü farz olan
örtünme, avret yerlerinin başkaları için örtülmesidir,
kendisi için değildir. Bu yüzden örtünmenin başkaları
tarafından görülemeyecek bir şekilde bulunması
yeterlidir. Mesela bir kimse namaz kılarken geniş bulunan
yakasından kendi avret yerini görecek olsa, bununla namazı
bozulmaz. Fakat başkası görecek olursa bozulur.
Namazda bir uzvun dörtte birden fazlası, namaz
kılanın kendi fiili ile açılsa, bir rükun eda edecek
kadar beklemeğe gerek olmaksızın derhal namaz bozulur.
Kadının başörtüsünü namazda iken kendisinin çıkarması
gibi. Bu durumda başörtüsünü yeniden örtse namaz geçerlilik
kazanmaz. Ancak avret yerleri olan ön ve arka uzuvları ile, bu iki
yer dışındaki "hafif avret" sayılan
uzuvlardan birinin tamamı veya en az dörtte biri kendiliğinden
açılır ve bu durum bir rükun edecek kadar devam ederse namaz
bozulur. Eğer açık kalma süresi bir rükun eda edecek süreden
az olursa namaz bozulmaz. Düşen başörtüsünün hemen başa
konulması gibi. Mesela; bir kimsenin karnının veya
uyluğunun, yahut hayalarının, yine bir kadının saçlarından
sarkan kısmın dörtte biri bir rükun eda edecek kadar açık
kalırsa namaz bozulur (ez-Zühaylî, el-Fıkhu'l-İslamî ve
Edilletüh, Dimaşk 1405/1985, I, 585, 586).
Şafiî ile Hanbelîlere göre örtülecek olan
avret yerinin elbise ve benzeri şeylerle örtülmesi
şarttır. Bu yüzden dar anlamda çadır ve karanlık,
avret yerlerinin örtülmesi için yeterli değildir.
3- Hanefilerde sağlam görüşe ve diğer
fakihlere göre örtünmenin yanlardan olması yeterlidir. Alttan veya
gömleğin üst kısmından örtünme şart değildir.
Çünkü bunda güçlük vardır.
Bu yüzden giyilen bir elbisenin veya kadının
giydiği uzun eteğin aşağıdan açık
bulunması tesettüre engel teşkil etmez.
Hür ve Müslüman Kadının Örtünme
Şekli
1- Müslüman bir kadının yabancı
erkeklere ve müslüman olmayan kadınlara karşı yüzü,
bileklere kadar elleri ve ayakları dışında vücudunun
tamamı avrettir. Ayaklarda görüş ayrılığı
olmakla birlikte sağlam görüşe göre ayaklar açık
kalabilir. Bu yerlerin gerek namaz içinde ve gerekse namaz dışında
örtülmesi farzdır.
2- Kadınların mahrem olan
hısımları yanında el, ayak, kol, saç ve benzeri zinet
yerlerini açmaları caizdir (en-Nûr, 24/31-32).
3- Kadının kadınlara karşı
avret yeri göbekle diz kapakları arasında kalan
kısımdır. Bunun dışındaki yerleri
kadınların yanında açabilirler (el-Mavsılî, el-İhtiyar,
I, 45).
4- Tedavi gibi zaruret sebebiyle erkek veya kadının
avret yerlerine doktor, ebe, iğneci ve pansumancı gibi
kimselerin bakması caizdir. Ancak kadınların bu gibi
tedavilerinde kadın doktor, ebe ve sağlık personelinin
tercih edilmesi gerekir. Bunlar bulunmayınca "Zarûretler sakıncalı
olan şeyleri mübah kılar" kuralı işletilir.
Ancak zaruretler de miktarlarınca takdir olunur (bk. Mecelle, madde,
21, 22).
Karı-koca birbirinin vücutlarının her
yanına bakabilirler. Eşler arasında örtünme zorunluluğu
söz konusu olmaz. Ancak "galîz avret" sayılan haya
yerlerine bakmaması edebe daha uygundur.
Malikîlere göre, erkekler için avret yeri yalnız
ön ve arka, yani galiz avret sayılan yerlerdir. Onlara göre uyluk kısmı
avret sayılmaz. Delil, Enes (r.a)'ten nakledilen şu hadistir:
"Hz. Peygamber Hayber günü izarını uyluğunun
üzerinden kaldırdı, öyle ki, ben onun uyluğunun
beyazlığını görür gibiyim" (eş-Sevkanî,
Neylü'lEvtar, II, 64). Şu hadis de bunu desteklemektedir: "Rasûlüllah
(s.a.s) uyluğunu açmış olarak oturuyordu. Ebu Bekir,
yanına girmek için izin istedi, ona bu durumda iken izin verdi.
Ömer izin istedi, bu durumda iken ona da izin verdi. Sonra Hz. Osman izin
istedi, o zaman uylukları üzerine elbisesini örttü" (eş-Şevkanî,
a.g.e, II, 63).
Ancak çoğunluk fakihlere göre, ön ve arka ile
diz kapağı arasında kalan uyluk da avret yeri
kapsamına girer. Çünkü uyluğun avret yeri olduğunu
bildiren başka hadisler vardır (bk. Buharî, Salat, 12; Ebû
Davud, Hamam,1; Tirmiz3i, Edeb, 40; Ahmed b. Hanbel, III, 478, 479, V,
290).
Küçük Çocukların Avret Yeri
Çok küçük çocukların avret yeri yoktur. Bunun
sınırı dört yaşa kadardır. Bu yaştan küçüklerin
bedenine dokunmak veya bakmak mübahtır. Sonra kendilerine cinsel
istek duyulabilecek çağa kadar, yalnız haya yerleri avret yeri
sayılır. Daha sonra on yaşına kadar sadece ön ve arka
uzuvları ve bunların çevresi ile uyluklar avret kabul edilir.
Çocukların on yaşından sonra erkek olsun kız olsun,
avret yerleri, namazda ve namaz dışında, erginlik çağına
ulaşmış kimselerin avret yeri gibi sayılır
(İbn Abidîn, Reddü'l-Muhtar, Mısır, (t.y), I, 378).
Şafiîlere göre, küçük kız çocuğunun
avret yerleri namazda ve namaz dışında büyük kadınlar
gibidir.
Malikîlere göre, yedi yaşındaki erkek
çocuğun namazda avret yeri ön ve arka uzuvları ile uyluk
kasık ve kaba etleridir. Böyle bir çocuğun bu yerlerini ergin
erkekte olduğu gibi örtmesi mentuptur. Namazla emrolunan küçük kız
çocuğunun avret yerleri ise göbek ile diz kapağı
arasıdır. Ancak bu kız çocuğunun ergin kadın
gibi örtünmesi menduptur. Namaz dışında ise, sekiz
yaştan küçük çocuklarda avret yeri yoktur (ez-Zühaylî, a.g.e.,
I, 596).
Kadının Açık Olarak Yanına Çıkabileceği
Kimseler
Müslüman bir kadının diz kapağı
ile göbeği arası, karın ve sırtı
dışında diğer yerlerini yanlarında örtmek
zorunda bulunmadığı hısımları ya da birlikte
yaşanacak durumunda olduğu kimseler Nûr sûresi 31. ayette sayılmıştır.
Bunlar yedi sınıf olup şunlardır:
1- Kocası: Kadın kocasının
yanında dilediği gibi giyinebilir. Eşler arasında
örtünme bakımından bir sınır söz konusu değildir.
2- Babası
3- Kayınpederi
4- Oğlu
5- Kocasının oğlu
6- Erkek kardeşi
7- Erkek kardeşinin oğlu
8- Kız kardeşinin oğlu.
9- Müslüman kadın. Çünkü mümin bir kadın,
gayri müslim kadınların yanında diğer yakın
hısımlarının yanında açıldığı
gibi açık oturamaz. Burada, gayri müslim kadının kendi
erkeklerinin yanında müslüman kadını tasvir etmesi ve onu
anlatması engellenmek istenmiştir. Hz. Ömer, Ebû Ubeyde
(r.a)'ye yazdığı bir mektupta şöyle demiştir:
"Bana, müslüman kadınların hamamlara müşrik
kadınlarla birlikte girdikleri haberi ulaştı. Bu, daha
önceden kalma bir adettir. Allah'a ve ahiret gününe inanan hiç bir
kadının kendi dininden olmayanın avret yerine bakması
helal olmaz" (İbn Kesîr, Muhtasaru't-Tefsîr, II, 600, 601).
10- Kölesi ve cariyesi: Bir kadın, köle veya
cariyesinin yanında örtüsüz kalabilir, çünkü Hz. Peygamber,
Fatıma (r.an)'ya bir köle bağışlamıştı.
Bu sırada Hz. Fatıma'nın üzerinde başını
örtse ayakları, ayaklarını örtse başını açık
bırakan bir elbise vardı. Hz. Peygamber bu durumu görünce
şöyle buyurdu: "Senin için bir sakınca yoktur. Çünkü
bu köle senin baban ve oğlun yerindedir" (Ebû Davud, Libas,
32).
11- Erkekliği kalmamış hizmetçiler:
Denk olmama, yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle
kadınlara karşı istek duymama veya hadım olma gibi
nedenlerle evin sahibi kadına cinsel bakımdan zararı
dokunmayacak hizmetçiler, bahçıvan ve aşçı gibi
kimseler, kadın için diğer hısımlar gibidir.
12- Kadınların gizli yerlerine bakmaktan
anlamayan küçük çocuklar: Kadınların yanında bulununca
onların konuşma, yürüme ve giyimlerinden cinsel bakımdan
etkilenmeyecek derecede küçük yaştaki çocukların
yanında örtünme zorunluluğu bulunmaz. Ancak çocuk erginlik
çağına yaklaşmış olursa, artık yabancı
kadınların yanına girmemelidir, çünkü, Hz. Peygamber
şöyle buyurmuştur: "Kadınların yanına
girmekten sakının" "Ey Allah'ın Resulu!
kocanın erkek kardeşi için ne buyurursunuz?" diye
sorulunca, "Kayın birader ölümdür" buyurmuştur
(Tirmizî, Rada, 16; Ahmed b. Hanbel, IV, 149, 153).
Bunlardan başka dede, amca, dayı, süt kardeş
gibi kendileriyle sürekli olarak evlenmek yasaklanan hısımların
yanına da kadın süs yerleri açık olarak çıkabilir.
Ancak bir fitne korkusu olunca kadının örtünmeyi tercih etmesi
daha temiz ve daha uygundur.
Hamdi DÖNDÜREN
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.