Usulü'l-hadis
Usulü'l-hadis
Kabul ve red yönünden hadisin sened ve metnini
inceleyen ilim dalı.
Hadis ilmi temelde rivayetu'l-hadis ve.
dirayetu'l-hadis diye iki ana bilim dalına ayrılmaktadır.
Rivayetü'l-hadis ilmi, Rasûl-i Ekrem (s.a.s.)'in söz, fiil, takrir ve
hallerini; bunların zabt edilip usulüne uygun olarak sonraki
nesillere nakledilmelerini (rivayetlerini) konu edinen hadis ilim dalıdır.
Mustalahu'l-hadis ve usûlü'l-hadis diye de
isimlendirilen dirayetü'l-hadis ilmi, "Sened ve metnin durumlarını
anlamaya imkan veren kaideler ilmi" olarak tarif edilmektedir. Bu
tariften açıkça anlaşılacağı gibi dirayetü'l-hadis
ilmi, genel ve teorik kaideler vaz ederek ravî, rivayet ve merviyy
konularının tetkik ve tenkidine zemin hazırlamaktadır.
Bu ilim edebiyatı da prensipler edebiyatı demektir (İsmail
Lütfü Çakan, Hadis Edebiyatı, İstanbul 1985, 162).
Zaten usûl, aslın çoğulu olarak,
asıllar, kökler, kaynaklar anlamındadır. Terim olarak da
yol, yöntem, kaide, düzen ve metod anlamlarına gelen usül, bir
ilmin asıl mevzuundan önce öğrenilmesi gereken esaslar,
prensipler, başlangıç bilgileri ve teknikleri demektir. Böyle
olunca, hadis usûlü, hadis ilminin dayandığı prensipler,
hadis metodolojisi anlamına gelmektedir. Hadis usulcüleri denilince
de hadis ilminin dirayete dayanan prensipler bölümü (usuliyyat) ile meşgul
olan alimler (usûliyyun) akla gelir.
Dirayetü'l-hadis ilmi ve dolayısıyla hadis
usûlü edebiyatı da temellerini, rivayetü'l-hadis ilmi ve edebiyatı
gibi ashab-ı kiramın hadis nakli ve rivayetinde gösterdikleri
titizlik, araştırma (tesebbüt-taharri) ve denetim
faaliyetlerinde bulmaktadır. Ashabın üst seviyede bir dikkat ve
titizliğe sahip olmaları yanında, birbirlerinden
duydukları hadisleri daha iyi bilenden tahkik etmekten de geri
kalmadıkları bilinmektedir. Hz. Aişe'nin yirmi kadar sahabînin
rivayetlerini tashih ettiğine dair hadisleri Bedreddin ez-Zerkeşî
"el-Icabe" adlı eserde toplamış
bulunmaktadır. Öte yandan Hatib Bağdadî de hadis öğrenmek
ve bildikleri hadisleri kontrol etmek için uzun yolculuklara çıkan
sahabîleri "er-Rihle fı talebi'l-hadis" adlı eserinde
tanıtmaktadır.
Ashab ile başlayan bu araştırma ve
tetkik gayretleri, dirayetü'l-hadise ait kaidelerin şekillenmesine
zemin hazırlamıştır. Tebliğ görevi ve Hz.
Peygamber'e yalan isnad etmeme dikkati, hadis ilmine dair tüm
faaliyetlerin temelinde yatan gerçek olmanın yanında, hadis usûlünün,
en erken bir dönemden itibaren uygulama alanına intikalini de gerçekleştirmiş
olan asıl sebeptir. Ancak hadis usûlüne dair edebiyatı müstakil
hüviyetleri ile rivayetü'l-hadis edebiyatından daha sonraki bir dönemde
bulabilmekteyiz (İsmail Lütfü Çakan, a.g.e., 162).
Hadis metinlerinin hadis kitaplarında bir araya
getirilmesi, temelde "sahih" hadisleri tesbit amacından
kaynaklanmaktaydı. Bu tesbit çalışmaları da belli
kaidelere göre yapılıyordu. Bazıları kabul edilirken
bir kısmı da güvenilir bulunmuyor ve reddediliyordu. Ne var ki
bu tesbit, red ve kabullere esas teşkil eden kaideler (usûl) belli
kitaplarda toplanmış değildi. Kaidelerin biliniyor ve
uygulanıyor olması yeterli görülmekteydi. Hadis metinlerinin
bu uygulanan canlı kaidelere göre tesbitinden sonra, geleceğin
araştırıcılarına hadis edebiyatının
hangi kaidelere göre oluşturulduğunu anlatma görevi de yerine
getirilirdi. Nitekim bu da geciktirilmemiş, Kütüb-i Sitte dönemini
takip eden yıllarda usül edebiyatı da müstakil mahsullerini
vermiştir.
Ancak yine bu arada hatırlanması uygun olan
bir durum söz konusudur. O da -müstakilen olmasa bile- bazı hadis
usûlü kaideleri daha önceki kaidelere ait eserlerde yer almıştır.
Mesela İmam Şafiî'nin er-Risale'si, Ahmed b. Hanbel'in,
kendisine sorulan suallere verdiği cevaplar, Müslim'in Sahih'ine
yazdığı mukaddime, Ebu Davud'un Mekkelilere
yazdığı mektup, Tirmizî'nin Cami'i ve sonundaki Kitabu'l-İlel'i
bu konuda ilk anda sayılabilecek eserlerdir. Yine Buharî'nin üç
Tarih'i cerh ve ta'dil bilgilerinin değerlendirilmeleri de hadis usûlü
kaidelerinin alt kaynaklarıdır (İsmail Lütfi Çakan, a.g.e.,
162).
Hadis usûlü konusunda müstakilen vücûda getirilmiş
eserleri şöyle bir sırayla ele almak mümkündür.
1- Ebu Muhammed el-Hasen b. Abdirrahman b. Hallad
er-Ramehurmuzî'nin "el-Muhaddisu'l Fasıl Beyne'r-Ravi ve'l-Vai"
adlı eseri.
2- el-Hakim Ebu Abdillah en-Neysaburî'nin "Ma'rifetu
Ulumi'l Hadis"i.
3- Ebu Nuaymel-Isfehanî'nin "el-Müstahrec"i.
4- el-Hatib Ebu Bekir el-Bağdadî'nin "el-Kifaye
fi İlmî'r-Rivaye"si.
5- Kadı Iyaz'ın "el-İlma' ila
Ma'rifeti Usûli'r-Rivaye ve Takyidi's-Sema" adlı eseri.
6- Ebu Hafs Ömer b. Abdülmecid el-Meyancî'nin "Ma'la
Yeseu'l Muhaddise Cehlûhu" adlı risalesi.
7- İbn Salah'ın "Ulumu'l-hadis"i ve
bu eseri ihtisar etmiş olan müelliflerden,
a) en-Nevevî'nin "et-Takrib ve'tTeysir"i
b) İbn Kesir'in "İhtısaru
Ulumi'lHadis"i ve
c) İbn Hacer'in "Nuhbetu'l-Fiker fi Müstalahi
Ehli'l-Eser"i son derece önemli eserlerdendir.
8- Suyutî'nin "Tedribu'r-Ravî fi Şerhi
Takribi'n-Nevevî" adlı eseri.
9- Cemaleddin el-Kasimî'nin "Kavaîdu't-Tahdis"
ve
10- Tahir el-Cezairî'nin "Tevcihu'n-Nazar ila
Usuli'l-Eser" isimli kitapları hadis usûlü kitaplarının
başta gelenleridir.
Hiç şüphesiz hadis usûlü kitapları
bunlardan ibaret değildir. Zaman içerisinde hadis usulü meseleleri,
te'lif, ihtisar, şerh, nazım şeklinde telif olunan
geniş kapsamlı kitaplardan incelemeye ve tetkike çalışılmıştır.
Özellikle H. XIV. asır başlarından itibaren İslam
dünyasında yeniden canlanan hadis usûlü çalışmaları
giderek müsbet yönde gelişmektedir. Hadis usûlü konusunda yazılmış
olan eserler, bize her şeyden önce Müslümanların sağlam
ve sahih hadis metinlerine sahip olmak için göstermiş
oldukları fevkalade ilmî ciddiyetin ölçüsünü göstermektedir.
Hadise ve hadisle ilgili bilinmesi gereken konulara Müslümanlar burada
görüldüğü gibi büyük önem atfetmişlerdir. İlmî ve
tarihî hakikatın böyle olmasına rağmen bazı
yazarların, alimlerin hadise gereken önemi vermedikleri
şeklindeki iddialarının vakıayla bağdaşmayan
gayr-i ciddi sözlerden olduğu da açıkça anlaşılmaktadır.
Sabahattin YILDIRIM
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.