Veda Haccı
Veda haccı
H.10/m 632 tarihinde yapılan ve Hz. Peygamber'in
vefatından önce son olarak bulunduğu büyük hac.
Mekke fethinden sonra civan tamamen Müslümanlaşmış,
İslam hac ve beraetinin ilanından sonra da müşrikler
genellikle İslam'ı seçmişler, hristiyan ve yahudilere ise
zimmî işlemi uygulanmıştı. Böylece ortalıkta
sulh ve sükûnun doğmasıyla da seyahat imkanları
gelişmiş ve hac görevi artık korkusuzca yapılır
olmuştu. Vaktiyle İslam'a karşı olan kabileler
şimdi Müslüman olmakta adeta yarışıyorlardı.
Putperestlik ve ahlaksızlık tohumları kökünden kazınmıştı.
Yerinde ise tevhid kökünden yetişen fazilet ve güzel ahlak yeşeriyordu.
Mekke fethinden sonra nazil olan Nasr suresinde
Peygamber (s.a.s)'in ölümünün yaklaştığına
işaret vardı. Bu surede Allah Teala, Peygamberine şöyle
hitab ediyordu:
"Allah'ın yardımı erişip de
fethin müyesser olduğunu ve insanların küme küme Allah'ın
dinine girdiklerini gördüğün zaman Rabbine hamdederek O'nun şanını
yükselt ve O'ndan mağrifet dile: Şüphesiz ki, Allah tevbeleri
çok kabul edendir" (en-Nasr, 110/1-3).
Bu sûrede ilahî yardımına
karşılık Allah Teala, Rasûlüllah (s.a.s)'den hamd ve
şükürle beraber bir mağrifet dilemesini istiyordu. Peygamber
(s.a.s)'den bunu istemesi herhalde başka bir anlama geliyordu.
Nitekim bu sûrenin indirilmesinden sonra Rasûlüllah (s.a.s) namazlarda
istiğfarını çok çok arttırmıştı.
İslam her tarafa yayılmış,
geleceğin mürşitleri yetişmiş, Müslümanlar zaferden
zafere koşmuştu. Bütün bunlardan; Rasûlüllah (s.a.s),
Allah'a kavuşmak zamanının
yaklaştığını anlamıştı.
İşte bu sebeple İslam toplumuna İslam'ın
getirdiği hukûkî, ahlakî ve toplumsal yenilikleri topluca bir
kere daha duyurmak istemişti. Hicretin 10. yılı (M. 632)
Zilkade ayında hac için hareket edileceğini ilan etti. Bu
haber hızla yayılmış ve Müslümanlar bölük bölük
Medine'de toplanmışlardı. Efendimiz, Zilkade ayının
26. Cumartesi günü Medine'den çıkıp mîkat (ihrama girme)
mahalline vardı, yıkanıp iki rekat namaz kıldı,
ihramını giyindi, sonra devesine binerek şunları söyledi:
"Allah'ım! Huzuruna geldik. Senin
ortağın yoktur. Hamd sana mahsustur. Her nimet sendedir!"
Allah'ın Rasûlü bunları söyledikçe Müslümanlar da katılıyor
yer ve gök "Lebbeyk" sedaları ile inliyordu.
Peygamber (s.a.s) yaklaşık olarak 114.000
hacı ile beraber hac edecekti. Bunların bir kısmı
Medine'de toplanmış ve onunla beraber hareket etmişlerdi.
Bir kısmı da yollarda katılıyorlardı. Rasûlüllah
(s.a.s) bir inananlar denizinin içinde ve yer gök tekbirlerle,
telbiyelerle inleyerek yol alıyordu. Nihayet Zilhiccenin dördüncü
pazar günü Mekke'ye girdi, Ka'be'yi tavaf etti, iki rekat namaz kılıp
şöyle dedi:
"Allah'tan başka ilah yoktur, O'ndan başka
tapacak yoktur. Birdir, ortağı yoktur. Mülk onundur, hamd onadır,
yaşatır, öldürür, her şeye gücü yeter. Allah'tan başka
ibadet edecek yoktur. Va'dini yerine getirdi, kulu (Muhammed'e)
yardım etti. O'nun aleyhine birleşenleri yalnız
başına hezimete uğrattı. "
Peygamber (s.a.s) pazartesi, salı, çarşamba
günleri Mekke'de kaldı, bu esnada kudüm tavafı *
yapıldı. Makam-ı İbrahim'de iki rekat namaz kılındı.
Zemzem içildi, Safa ile Merve arasında sa'y yapıldı.
Perşembe günü Mina'ya girildi. Orada konaklanarak öğle,
ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazları
kılındı. Sabah namazından sonra güneş
doğuncaya kadar Mina'da dinlenen Rasûlüllah (s.a.s) Zilhicce'nin 9.
günü Müzdelife'yi geçerek Arafat'a gitti, orada kendisi için hazırlanan
çadırına girdi. Güneş zeval (tepe) noktasından
batıya meyletmeye başladığı sırada, çadırından
çıkarak Kusva adlı devesine bindi. Arafat va'disinin
ortasına geldi. Burada İslam tarihinin bütün insanlığa
hitabeden en etkili nutkunu iradetti. Bu nutuk İslam tarihine
"Veda Hutbesi * " olarak geçmiştir.
Rasûlüllah (s.a.s) öğle ile ikindi
namazını peş peşe Arafat'ta kıldı. Sonra
oradan Müzdelife'ye geçti. Burada akşam ile yatsıyı
birlikte kıldı. O gece Müzdelife'de istirahat etti. Sabah namazını
kıldıktan sonra güneş doğmadan Mina'ya hareket etti.
Mina'da kurban kesti, Cemretü'l-Akabe'de taş attı. Mekke'ye
giderek Ka'be'de farz tavafı yaptı. Sonra diğer günlerde
Mina'ya giderek şeytan taşlama işlemini tamamladı.
Bayramın dördüncü günü veda tavafını yaptıktan
sonra Medine'ye döndü (ayrıca bk. "Veda Hutbesi" mad).
Hüseyin ALGÜL
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.