Ibadet
ıbadet
Tapmak, kulluk yapmak, itaat etmek, boyun eğmek.
Niyete bağlı olarak yapılmasında sevap olan,
Cenab-ı Hakka yakınlık ifade eden ve özel bir şekilde
yapılan taat ve fiillerden ibarettir. Bu, bizi yoktan var eden, bize
sayısız nimetler bahşeden yüce Allah'ı ta'zîm (ululamak,
yüceltmek) amacıyla güden bir kulluk görevidir (Elmalılı
Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1935, I, 95).
Bu duruma göre ibadet, Cenab-ı Allah'a
karşı gösterilen saygı ve hürmetin, en yüksek derecesini
ifade eder. En geniş anlamda ibadet, Allah'ın hoşnut ve
razı olduğu bütün fiil ve davranışları
kapsamına alır. İslam'da ibadet, yalnız Allah için
yapılır. Peygamber veya diğer insanlar için ibadet asla
söz konusu olmaz. Kur'an-ı Kerîm'de, yeryüzündeki tüm insanlar
için şu çağrıda bulunulur: "Ey iman edenler! Sizi ve
sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin. Umulur ki, sakınırsınız"
(El-Bakara, 2/21). İslam inancında, Allah'tan
başkasına tapma, tevhîd inancı ile çelişir ve
kişiyi niyetine göre dinden çıkarabilir. Putlara tapan müşriklere,
cevap olmak üzere inen el-Kafîrûn Sûresi konuyu şu esasa
bağlar: "Ey Muhammed! De ki; ey kafirler!. Ben sizin
taptıklarınıza ibadet etmem. Biz de benim ibadet
ettiğime tapacak değilsiniz. Ben de sizin
taptığınıza ibadet edecek değilim. Siz de, benim
ibadet ettiğime tapacak değilsiniz. Sizin dininiz size; benim
dinim banadır" (el-Kafirûn, 1 09/1 -6) .
Hz. İsa'yı ilah ve Allah'ın oğlu
tanıyarak, ona ibadet edenler için ayette şöyle buyurulur:
"Şüphesiz, Allah, Meryem oğlu İsa Mesih'tir, diyenler
kafir oldular. Oysa Mesih onlara şöyle demişti: Ey
İsrailoğulları! Hem benim hem de sizin Rabbiniz olan
Allah'a ibadet edin. Kim Allah'a ortak koşarsa, şüphesiz Allah
ona cenneti haram kılmıştır ve onun varacağı
yer cehennemdir. Zalimlerin hiçbir yardımcısı da yoktur"
(el-Maide, 5/72).
Allah'a kulluk edenlerin, ilahî duygular içinde,
yeni ve manevî bir ortamın rengini alacakları, ayette şöyle
ifade buyurulur: "Allah'ın boyası ile boyandık,
Allah'ın boyasından (din) daha güzel boyası olan kimdir?
Biz ancak O'na kulluk ederiz deyin" (el-Bakara, 2/1 38).
Hz. Peygamber'in vefatından sonra, Sahabenin çok
üzülmesi, O'nun ahirete intikaline inanmayacak derecede bazı
davranışlar göstermesi ve mesela Hz. Ömer'in kılıcını
çekerek "Kim Muhammed öldü derse, başını uçurum"
gibi sözler sarfetmesi üzerine, ilk halîfe Hz. Ebû Bekir, Ashab-ı
kiramı toplayarak büyük bir soğukkanlılıkla şöyle
demiştir: "Dikkat ediniz, kim Muhammed'e tapıyorsa, bilsin
ki, Muhammed ölmüştür. Kim de Allah'a ibadet ediyorsa, şüphesiz
Allah ölümsüz ve Bakidir sonu yoktur" (Buharı, Cenaiz, 3;
Fedailü Ashabı'n-Nebi, 5; Megazî, 83; İbn Mace, Cenaiz,
65; Ahmed b. Hanbel, VI, 220).
İslam'a göre, insanın
yaratılış gayesi Allah'a ibadet etmektir. Kur'an-ı Kerîm'de
şöyle buyurulur: "Ben cinleri ve insanları ancak bana
ibadet etsinler diye yarattım" (ez-Zariyat, 51/56).
İslam'da ameller niyetlere göredir. Amellerden
beklenen ecir ve sevabın almabilmesi, ibadetin yapılmasından
daha çok, niyetin halis ve katkısız olmasına
bağlıdır. Hadîste; "ameller niyetlere göredir. Her
bir kimse için niyet ettiği şey vardır" (Buharî,
Bed'ül Vahy, 1; ltk, 6; Menakıbu'l-Ensar, 45; Talak, 11; Hıyel,
1; Müslim, İmare, 155; Ebû Davud, Talak, 11).
İbadet, yapanın niyet ve maksadına göre
üç dereceye ayrılır.
a) Allah'a, sevabını umarak ve azabından
korkarak ibadet etmek. Yani Cennet ümidi veya Cehennem korkusu ile ibadet
etmek.
2- Allah'a ibadetle şereflenmek veya onun
emirlerine uymak ve kabul etmiş olmak için ibadet etmek.
3- Allah'a, ibadet ve tazime layık olduğu için
ibadet etmek. Bu ibadetin en yüksek derecesidir (el-Alûsî,
Rûhi'l-Meanî, Beyrut, t.y, I, 86).
Bu dereceye hadiste "ihsan" derecesi denir.
Cibril hadisinde, Cebrail aleyhisselamın Rasûlullah (s.a.s) ve
sorduğu sorulardan birisi de "ihsan" olmuştur. Hz.
Peygamber buna şöyle cevap vermiştir; "İhsan; Allah'a
sanki O'nu görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Her ne kadar sen
O'nu görmüyorsan da O seni görmektedir" (Müslim, İman, 5,
6; İbn Mace Mukaddime, 9). Dolayısıyla İslam'da
ibadet insanın bütün davranışlarını kapsar.
Bunlardan başka bir de dünya ile ilgili bir takım
faydaları olduğu için ibadet etmek vardır ki, buna ibadet
etmek bile doğru değildir.
İslam'da ibadet, kısa tanımı ile
üç şekilde yapılır:
a) Beden ile yapılan ibadetler: Namaz ve oruç
gibi ibadetler bu çeşit bir ibadettir. Beden ile yapılan
ibadetlerde başka birini vekil tayin etmek caiz değildir. Yani
bir kimse başka birinin yerine namaz kılamadığı
gibi, oruç da tutamaz. Bunları herkes kendi yapmalıdır
(bk. namaz ve oruç mad.).
b) Mal ile yapılan ibadetler: İslam'ın
beş şartından biri olan zekat bu çeşit bir
ibadettir. Mal ile yapılan ibadetlerde başka birini vekil yapmak
caizdir.
c) Hem beden hem de mal ile yapılan ibadetler: Hac
böyle bir ibadettir. Parası olduğu halde hacca gitmekten aciz
olan veya herhangi bir özürden dolayı hac vazifesini yapamayan bir
kimsenin başka birini yerine vekil göndermesi caizdir (bk. Hac
mad.).
Hamdi DÖNDÜREN
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.