Ibra
ıbra
Temize çıkarma, kurtarma, bir şeyden
uzaklaşma, terim olarak, bir kimsenin başkasının
zimmetinde veya onun cihetinde olan kendisine ait bir hakkı düşürmesidir.
Alacaklının, borçlunun zimmetinde bulunan alacağını
düşürmesi ve onu borçtan kurtarması gibi. Hak, bir kimsenin
zimmetinde olmadığı zaman şuf'a veya lehine vasiyet
edilenin meskende oturması gibi, bunu düşürmek ve bırakmak
bir ibra sayılmaz. Belki bu yalnız borcu düşürmedir. Her
ibra bir borcu düşürmedir, fakat her düşürme bir ibra değildir.
İbra'nın hükmü mendub olup, müslümanlar
buna teşvik edilmiştir. Çünkü ibra; ihsan, iyilik ve Cenab-ı
Hakk'ın rızasını kazandıran bir ameldir. Ayette;
"Borçlu, darlık içinde ise, ona bolluk zamanına kadar süre
vermek vardır. Eğer bilirseniz borcu almaktan vazgeçmeniz sizin
için daha hayırlıdır" (el-Bakara, 2/280) buyurulur.
İbra'nın rüknü, ibra hakkı sahibinin, hakkını
terkettiğini ve düşürdüğünü açık bir
şekilde ifade eden teklifinden ibarettir. Bu akdin meydana gelmesi için
kabul şart değildir. Çünkü ibra, hakkı düşürmektir.
Boşama, köle azadı gibi hakkı düşürücü
tasarruflar karşı tarafın kabulüne bağlı
değildir.
İbra; "Seni alacağımdan ibra
ettim veya alacağımı düşürdüm yahut da sana onu
temlik ettim veya onu sana bıraktım" gibi sözlerle
gerçekleşir.
İbra, borçlunun akit meclisinde veya daha sonra
reddi ile reddedilmiş olur.
Bir hakkını ibra edende şu
şartların bulunması gerekir:
l) İbra edenin teberru yapma ehliyetine sahip
olması gerekir. Bu da onun akıl, baliğ ve reşîd
olmasını, sefih veya borç sebebiyle hacr altında
bulunmamasını gerektirir.
2) İbra edeceği hak üzerinde, malik, vekil
veya vasî gibi bir tasarruf velayetine sahip olması.
3) Rızasının bulunması.
Zorlananın ibrası geçerli olmaz.
Ölüm hastası bir varisini borçtan ibra etse,
borç üçte birden az olsa bile, ibra mirasçıların icazetine
bağlıdır. Mirasçı olmayan birisini ibra etse ve
borç da terikenin üçte birini geçiyorsa, üçte birden fazlada ibranın
geçerli olması mirasçıların icazetine bağlıdır.
İbra edilenin belirli bir kimse olması, müphem
ve meçhul bulunmaması gerekir. İbra konusunun miktar ve niteliği
meçhul olabilir. Çünkü ibra, boşama gibi bir hakkı düşürmekten
ibarettir. Bu, bilinse de bilinmese de tatbik edilir. Mal (ayn) cinsinden
olsa bile borçlardan ibra geçerlidir. Deve cinsinden diyet borcu gibi.
Kefili kefaretten, bir kimseyi dava hakkından ibra gibi, haklardan
ibra da caizdir. ibra konusunun, ibra sırasında mevcut
olması gerekir. Bu yüzden geleceğe ait haklarda ibra geçerli
olmaz. Mesela, karısının kocasını gelecek
nafakadan ve boşamadan önce iddet nafakasından ibra etmesi
muteber değildir. Çünkü henüz ibra konusu hak meydana gelmemiştir.
Bu yüzden nikah akdinden önce boşama geçerli olmaz. Hadiste;
"boşama hakkı ancak bu hakka sahip olmakla var olur" (Ebû
Davud, Talak, 7). İbn Mace'nin rivayetinde ise, "nikahtan
önce boşama yoktur" buyurulur. (İbn Mace, Talak, 17).
İbranın bir şarta veya gelecek zamana
bağlanması gerekir. Ancak şart uygun olursa geçerlidir.
"Benim, sende bir alacağım varsa veya ben ölürsem, sen
borcundan berîsin" demek gibi. Ölüme bağlanan ibra, vasiyet
niteliğindedir. İbranın İslamî prensiplerle çelişmemesi
gerekir. Mesela, sarf (nakitlerin alım-satımı) akdinde
karşılıklı kabzdan veya küçüğün velayetinden
ibra gibi, İslamî hükmü değiştirmeye yol açan
tasarruflar batıldır. İbra edilen hakta, ibra edenin
eski bir mülkiyet hakkı bulunmalıdır. Çünkü bir
kimsenin, yetkili kılınmadıkça, başkasının
mülkünde tasarrufu geçerli değildir (İbnü'l-Hümam,
Fethu'l-Kadir, Beyrut, ty., VII, 41, 44 vd.; el-Kasanı, Bedayiu's-Sanayii,
Beyrut, 1, 394/ 1974, VI, 45, 50, 118; es-Suyûtî, eşbah
ve'n-Nezair, s. 152; ez-Zühaylî, el-Fıkhu'l-İslami ve
Edilletuh, Dımaşk 1405/1985 V. 335 vd.).
İbranın konusu mal, eşya, borçlar ve
haklardır. İbra, mal davası veya malın kendisi ile
ilgili olabilir. Zimmette bulunan borçlardan ibra geçerlidir. Çünkü
ibranın esası, zimmetteki şeyi düşürmektir.
Haklardan ibraya gelince;
l) Kefaret, havale gibi sırf kul
haklarından ibra ittifakla geçerlidir.
2) Zina, kazif ve hırsızlık cezası
(haddi) gibi sırf Allah haklarından ibra, Hanefî ve Malikilere
göre, dava açıldıktan sonra geçerli değildir.
3) Ta'zîr, kısas, diyet, intifa', ayıp
muhayyerliği ile fesih gibi, kul hakkı üstün olan haklardan
ibra geçerlidir.
Kocanın, karısının
nafakasından, nafaka kocanın zimmetinde mevcut bir borç olmadıkça,
ibra etmesi ittifakla geçerli değildir.
İbra, kapsam bakımından ikiye
ayrılır. Genel ve özel ibra. Genel ibra, başkasındaki
mal, borç ve şahsa ait her haktan ibradır. Özel ibra ise,
belirli bir hakkı içine alır. Özel bir borçtan ibra halinde
yalnız o borç düşer. İbrada tarih ve şahıs
belirtilmişse, ibra yalnız bununla sınırlı olur
(İbnü'l Hümam, a.g.e, V, 271; İbn Abidîn, Reddü'l-Muhtar,
IV, 176, 495).
İbranın hükmü, özel veya genel ibra
olmasına göre, ibra edilen hakkı düşürmesidir. Özel
ise, artık ibranın kapsadığı konularda
hakkı istemek caiz olmaz ve bu konuda açılacak dava dinlenmez.
Genel ibra ise, o ana kadar meydana gelmiş olan bütün hakları
kapsamına alır. Hanefilere göre, bir bedel karşılığında
ibra; mal karşılığı sulh olma
anlamındadır (es-Suyûti, el-Eşbah ve'n-Nezair, s. 152;
İbn Abidin, a.g.e, IV, 495; ez-Zühaylî; a.g.e, V, 344, 346).
Hamdi DÖNDÜREN
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.