Isra Suresı
ısra suresı
Kur'an-ı Kerîm'in onyedinci sûresi. İlk
ayetinde Peygamberimizin Miracından bahsedildiği için "gece
yürütmek" anlamına gelen "İsra" adını
almıştır. Bu sureye "Subhan" ve "Benû
İsrail" sûresi de denilmiştir. Ayetlerinin
sayısı, Kûfelilere göre 111, diğerlerine göre 110'dur.
26, 32, 33 ve 57. ayetlerle 73-80 arası ayetler. Medine'de,
diğerleri Mekke'de inmiştir. Kelime sayısı 1563, harf
sayısı ise 6460'dır. Ayet sonlarına ahenk veren
fasılaları "elif" ve "ra" harfleridir.
Hz. Aîşe'den rivayet edildiğine göre
Peygamber efendimiz İsra ve Zümer sûrelerini okumadıkça
uyumazdı (Tirmizî, Deavat, 22).
Abdullah b. Mes'ud da İsra, Kehf ve Meryem
sureleri için: "Onlar ilk gelen surelerdendir ve onlar, benim ilk
servetimdendir", demiştir (Buharî, Tefsiru sureti Bem İsrail,
17).
İsra suresinde üzerinde duruları
hususlardan başlıcaları şunlardır:
Surenin ilk ayetinde Mi'rac mucizesinden bahsedilmekte,
daha sonra da İsrailoğullarının durumundan söz
edilmektedir.
Kur'an-ı Kerîm, en doğru yola ileten bir
rehberdir.
Ahirete inanmayanlar için acı bir azap
hazırlanmıştır.
Kimse kimsenin günahını yüklenmez.
Dünyayı isteyene dünya, ahireti isteyene ahiret
verilir.
Yüce Allah, sadece kendisine ibadet edilmesini ve
ana-babaya iyiliği emretmektedir.
Akrabaya ve yoksullara yardım edilmeli ancak
malı gereksiz yere saçıp savurmamalıdır. Cimrilikten
de kaçınmalıdır.
Çocukları öldürmek, zina etmek ve haksiz yere
cana kıymak yasaktır.
Yetim malı yenilmeyecek, ölçüde dürüst davranılacak,
gizli şeyler araştırılmayacak ve kibirden
sakınılacaktır.
Allah birdir, O'ndan başka tanrı yoktur.
Yerde ve gökte olanlar O'nu tesbih etmektedirler.
İlk defa yaratan Allah, yarattıklarım
tekrar diriltecektir.
Yüce Allah, Hz. Adem'e secde etmeleri için meleklere
emir verdi. Melekler secde ettiler, yalnız İblis diretti; bunun
üzerine kovuldu. O da, insanları, hakiki kullar müstesna, doğru
yoldan saptıracağını bildirdi. insan nankör bir varlıktır;
sıkıntı anında Allah'ı hatırlar,
sıkıntısı geçince de unutuverir.
Yüce Allah, Adem oğullarına pek çok
ikramda bulunmuştur.
Ruhun mahiyeti bilinmez, o, Allah'ın emrindendir.
Kur'an Allah kelamıdır. O'nun benzerini
meydana getirmek mümkün değildir.
İnkarcılar, Hz. Peygambere ve Kur'an'a
inanmamak için mantık dışı bahane ve isteklerde
bulunmuşlardır. Gerçekte, hidayete erdirecek olan yalnız
yüce Allah'tır.
Yüce Allah, Hz. Musa'ya dokuz ayet (Mucize) vermiştir.
Hz. Musa'yı sürüp atmak isteyen Fir'avn, yakınlarıyla
birlikte boğulmuştur.
Kur'an-ı Kerîm Hak olarak parça parça indirilmiş,
Hz. Peygamber de müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir.
Kendilerine bilgi verilenler, Kur'an okuyunca Allah'ı tesbih ederek
secdeye kapanırlar.
En güzel isimler yüce Allah'ındır. Sadece
O'na hamdetmek ve O'nu yüceltmek gerekir.
Sure, Allah'ı bütün noksan sıfatlardan
tenzih (tesbih) ederek baslar; O'na hamdederek son bulur. İlk ayet
şöyledir: "Kulu Muhammed'i geceleyin delillerini göstermek
için, Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız
Mescid-i Aksa'ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir.
Şüphesiz 0, herşeyi işitir ve herşeyi görür"
(1). Hz. Peygamber'in bir gece Mekke'deki Mescid-i Haram'dan alınıp,
Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya, oradan da yedi kat göklere, Sidretü'l
Münteha'ya kadar yolculuk yapması, pek çok olağanüstü
şeyler görmesi ve. yatağı soğumadan geri dönmesi
büyük bir olaydır. Ayette "Kulu Muhammed'i götüren Allah..."
denilerek, Hz. Peygamber'in insan ve bir kul olduğuna dikkat
çekiliyor. Böylece O'nda bir ulûhiyyet gücü olmadığına,
bu geziyi sonsuz kudret sahibi olan Allah'ın yardımıyla
yaptığına işaret ediliyor. Çünkü hristiyanlık
alemi, Hz. İsa'nın doğumu ve ölümü sırasında görülen
olağanüstü haller yüzünden kullukla ilahlığı
birbirine karıştırmış ve itikat bozukluğuna
düşmüştür.
Surenin Mekke'de inen bölümünde iman, edep, ahlak
esasları ağırlıktadır. Surede Allah'ın yüceliği,
bütün noksan sıfatlardan münezzeh oluşu, O'nun sonsuz
nimetlerine karşı hamd ve şükrün gereği defalarca
tekrarlanır. Bu arada Hz. Nuh'un çok şükreden bir kul olduğu
belirtilir ve Kur'an-ı Kerîm'in şu özelliğine dikkat
çekilir:"Şüphesiz bu Kur'an, insanları en doğru yola
götürür. Salih amel isleyen müminlere büyük bir mükafat olduğunu,
ahirete iman etmeyenlere de can yakıcı bir azap
hazırladığımızı müjdeler" (9-10).
Mescid-i Aksa dolayısıyla, bu bölgede yerleşen
İsrailoğullarının
aşırılıklarından söz edilir. Birinci
bozgunculuklarının cezasını, güçlü düşmanlarının
onları yurtlarından çıkarmasıyla çektikleri,
kendilerine güçlenmek için yeniden fırsat verildiği; yeryüzünde
ikinci defa bozgunculuk çıkarırlarsa, yine üzerlerine salınacak
düşmanla perişan edilecekleri hatırlatılır
(4-7).
Surenin Medine'de inen ayetleri hüküm ağırlıklıdır.
Çünkü orada, bu hükümleri uygulayacak bir İslam devleti oluşmuştur.
Aşağıdaki ayetler buna örnek verilebilir: "Akrabaya,
düşkünlere, yolda kalan yolcuya haklarını ver" (26);
"Sakın zinaya yaklaşmayın; Çünkü o rezilliktir,
kötü bir yoldur. Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı
bir cana, haklı bir sebep olmadıkça, kıymayın. Biz
haksız yere öldürülenin velisine bir yetki vermişizdir. O da
öldürmede sınırı aşmasın" (32, 33).
Sure şu ayetle son bulmaktadır: "Hamd,
çocuk edinmeyen, mülkte ortağı bulunmayan aciz olmayıp
bir yardımcı da edinmeyen Allah'a mahsustur, de. O'nu layık
olduğu şekilde yücelt. " (111).
Hamdi DÖNDÜREN
Abdurrahman ÇETİN
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.