Ashabu'l-eser
Ashabu'l-eser
Eser, meydana getirilen şey, nişan ve alamet
demektir. Terim olarak ise gerek Hz. Peygamber (s. a. s.)' den ve gerekse
sahabeden rivayet edilen şeylere denir (Riyazü's-Salihîn ve
Tercemesi (Mukaddime), 1-2). Ashabu'l-Eser de eser sahipleri, eser
taraftarları ve eserciler demektir.
Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bu dünyadan göçmeleriyle
başlayarak İmam Şafiî'nin yaşadığı
asra kadar gelip geçen fıkıh bilginleri iki kısma
ayrılır:
a) Ashabu'l-Eser. Buna ashab-ı rivayet de denir.
b) Ashabu'l-Rey. Buna ehl-i rey de denir (M. Ebû
Zehra, Ebû Hanife, (O. Keskioğlu Tercümesi) Üçdal Neşriyatı,
s. 161)
Asr-ı saadette müslümanlar, ortaya çıkan
problemlerini Hz. Peygamber (s.a.s.)'e arzediyorlar, gerekli cevabı
alarak dönüyorlardı. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in vefatından
sonra İslam devletinin hudutları genişledi. Örf ve
adetleri başka başka olan yeni milletler İslamiyet'e
girdiler. Ashab'ın bir kısmı da Hicaz bölgesinden çıkıp
başka yerlere dağıldılar. Hayat hadiseleri çoğaldı.
Ortaya yeni yeni meseleler atıldı. Halk bu meseleleri sahabelere
sordular.
Ashab'ın bazıları Hz. Peygamber (s.a.s.)'den
hadis rivayet ederek esere bağlanmayı tercih ettiler. Rivayete
çok yer verdiler. Allah'ın dinine kendi reylerini
karıştırmaktan kaçınmak için fetva vermemeyi tercih
ettiler (M. Ebû Zehra a.g.e., s. 164-166). Vuku' bulmayan hadiseler hakkında
peşin hüküm vermiyorlardı. Bunlar Hicaz bölgesinde
bulunuyorlardı. Medine, merkezleriydi. Burada başka ırktan
insanlar ve halli gerekli hukuki meseleler yok denecek kadar azdı.
Çok nadir durumlarda rey ile fetva verilirdi. Medine ekolüne mensup
hukukçular Ömer b. el-Hattab, Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Ömer, Hz. Aişe
ve Abdullah b. Abbas'dır (Allah hepsinden razı olsun) (Hayreddin
Karaman, İslam Hukukunda İctihad, s. 102). Bu ekole
bağlı tabiin alimlerinin başlıcaları
şunlardır: Said b. el-Müseyyeb, Urve b. Zübeyr, Kasım b.
Muhammed, Ebû Bekir b. Abdurrahman b. Haris, Ubeydullah b. Utbe,
Süleyman b. Yesar, Harice b. Zeyd (Dr. M. Esad Kılıçer,
İslam Fıkhında Rey Taraftarları, Ankara 1975, s.
29-31; H.Karaman, a.g.e., s. 101-102)
Durak PUSMAZ
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.