Hass
Hass
Tek bir manayı ifade etmek üzere konmuş ve
bir tek ferde delalet eden lafız. Bir fıkıh usûlü terimi.
Kelimenin kapsamında çokluk bulunmakla birlikte bu çokluk sınırlı
ise, lafız yine hass sayılır. İki,.üç, dört, yüz
gibi.
Hass'ın konulduğu manaya kesin bir
şekilde delalet ettiği ve aksine delil bulunmadıkça
konulduğu manadan başka bir anlama çekilemeyeceği
konusunda İslam hukuk usûlü bilginleri görüş birliği içindedir.
Mesela; "Onlaza seksen değnek vurun" (en-Nûr, 24/4)
ayetindeki "seksen (semanîn)" lafzı, "Zina eden
kadın ve zina eden erkeğin herbirine yüz değnek vurun"
(en-Nûr, 24l2) ayetindeki " yüz (mie)" lafzı ile miras
ayetlerindeki "sülüsan (üçte iki)", "nısıf
(yarım) ", "dörtte bir (rubu)" gibi lafıılar
hass lafızlardır. Bunların başka bir anlama
çekilmeleri söz konusu değildir.
Ayet veya hadislerden hüküm çıkarırken lafzın
hass veya amm oluşu sonucu etkiler. Mesela; "Boşanmış
kadınlar, kendi başlarına (evlenmeden) üç kuru' süresi
iddet beklerler" (el-Bakara, 2/228) ayetindeki "kuru"
lafzı Hanefi ve Hanbelîlere göre "hayız hali"
Şafiî Malikîlere göre ise "tuhur (temizlik) günleri"
anlamındadır. Hanefiler konuyu şöyle açıklar:
ayetteki üç (selase) lafzı, "hass" bir lafız
olup, iddetin eksik veya fazla olmaksızın tam üç kur' olduğunu
ifade etmektedir. Bu durum ise, ayetteki "kuru"'un hayız
olarak anlaşılması ile gerçekleşebilir, tuhur
anlamı verilmesi halinde ise, hass'ın yani ilç (selase)
lafzının anlamı bozulmuş olurdu. Çünkü, kadının
içinde boşandığı tuhur (temizlik günleri) bir tuhur
sayılsa, sayı da; iki tam, bir yarım şeklinde eksiklik;
bu ilk tuhrun dikkate ahnması halinde ise; üç tam tuhur, bir de
yarım tuhur şeklinde fazlalık ortaya çıkar.
Hass'ın Çeşitleri:
Bulunduğu durum veya sıyga
bakımından hass'ın birçok çeşitleri vardır.
Mutlak, mukayyed, emir ve nehiy bunlar arasında sayılabilir.
1) Mutlak ve Mukayyed:
Belirli olmayan bir ferdi veya fertleri gösteren ve
kendisinin herhangi bir sıfatla kayıtlandığına
dair delil bulunmayan lafza "mutlak",. herhangi sıfatla
kayıtlanmış olan lafza da
"mukayyed" denir. Mesela; adam veya adamlar,
kitap veya kitaplar "mutlak lafız" sayılırken,
imanlı adam veya adamlar, kıymetli kitap veya kıymetli
kitaplar "mukayyed lafız" çeşidine girer (Zekiyüddîn
Şa'ban, İslam Hukuk ilminin Esasları (Usûlü'l-Fıkh),
terc. İbrahim Kafi Dönmez, Ankara 1990, s. 270).
Ayet veya hadiste mutlak olarak gelen ve kayıtlandırıldığına
dair bir delil bulunmadıkça mutlak haliyle amel edilir. Örnekler:
"Kim hasta olur veya yolculuk halinde bulunursa, tutamadığı
günler sayısınca orucu, başka günlerde kaza etsin"
(el-Bakara, 2/185). Bu ayetteki "günler (eyyam)" kelimesinden
sonra "peşpeşe" kaydı gelmediği ve kaza
orucunun peşpeşe tutulmasını bildiren başka bir
delil de mevcut olmadığı için, kelimenin mutlak anlamı
ile amel edilecektir. Buna göre, Ramazan ayında hastalık veya
yolculuk nedeniyle oruç tutamayan kimse, bu oruçları Ramazandan
başka günlere peşpeşe veya ayrı ayrı
tutabilecektir.
"...Ve karılarınızın
anaları (ile evlenmek size haram kılındı)"
(en-Nisa, 4/23) ayetindeki "karılarınız (nisaikum)"
kelimesi mutlaktır. "Zifafa girilmiş olmak"
kaydını taşımadığı ve bu konuda
başka kayıtlayıcı bir delil de
bulunmadığı için; bir kadınla zifafa girmeksizin mücerred
nikahlanmış olmak, bu kadının annesi ile damadı
arasında ebedî evlenme engeli doğması için yeterlidir.
Bir nass'ta mukayyed olarak bulunan lafızla, bu
kaydın kaldırıldığına dair bir delil
bulunmadıkça, kayıtlı haliyle amel edilir. Örnek:
"...Ve kendileriyle cinsel temasta. bulunduğunuz
kanlarınızdan olup da, evlerinizde bulunan üvey kızlarınız
(ile evlenmek size haram kılındı)" (en-Nisa, 4/23)
ayetinde; "karılarınızdan" kelimesi "zifafa
girmiş olma" kaydını taşımaktadır.
Bunun sonucuna göre ise, bir kimse, evlendiği karısı ile
cinsel temasta bulunmadan önce boşanır veya bu karısı
ölürse üvey kızlarıyla evlenebilecektir.
Diğer yandan yukarıdaki ayette: "üvey
kızlarınız" lafzı "evlerinizde bulunan"
kaydını taşımaktadır. Bu, üvey babanın
evinde ve gözetiminde bulunan demektir. Fakat bu kayıt ayetin devamında
kaldırılmaktadır. "Eğer onlarla (üvey kızlarınızın
anaları ile) zifafa girmemişseniz (evlenmenizde) bir
sakınca yoktur" (en-Nisa, 4/23). Burada anne ile cinsel temasta
bulunulmamışsa üvey kızı ile evlenmenin helal olduğu
bildirilmektedir.
2) Emir:
Fiili ileride yerine getirilmesi isteğine delalet
eden sözlerdir. Bu talep şu şekillerde olabilir. Emir
sıygası ile: "Namazı kılın, zekatı
verin" (el-Bakara, 2/43) ayetinde olduğu gibi. Başına
emir lam'ı gelmiş muzari sıygası ile: "İçinizden
kim Ramazan ayına yetişirse, farz olan onıcu tutsun"
(el Bakara, 2/185) ayetinde olduğu gibi. Talep anlamında
kullanılan haber cümlesi ile: "Anneler çocuklarını
emzirirler" (el-Bakara, 2/233) ayetinde amaç emzirmeyi haber vermek
değil, bir görevi hatırlatmaktır.
Her emir sıygası farz anlamında istek
bildirmez. Emir bazan vücûba, bazan mübahlığa, bazan nedbe,
irşada veya te'dıbe delalet eder (bk. Zekiyüd dîn Şa'ban,
a.g.e., s. 280 vd.).
3) Nehiy:
Fiilden el çekme ve fiili terketme talebine delalet
eden sözdür. Bu yasaklama aşağıdaki şekillerde
olabilir. Nehiy sıygası ile: "Allah'ın haram
kıldığı cana haksız yere kıymayın"
(el-İsra, 17/33). Yasak anlamı taşıyan emir
sıygası ile: "...Ve alış-verişi
bırakın" (el-Cum'a, 62/9). Nehiy mastarından türetilmiş
fiil ile: "...Çirkin işleri, fenalık ve
azgınlığı da yasaklar" (en-Nahl,16/90). Haram
kılma (tahrîm) kökünden türetilmiş fiil ile: " Size,
analarınız, kızlarınız... (ile evlenmek) haram
kılındi" (en-Nisa, 4/23) veya helallığın
kaldırılması ile: " ... Onlara (kadınlara)
verdiklerinizden bir şey almanız helal değildir"
(el-Bakara, 2/229) ayetlerinde olduğu gibi.
İslam hukukçularının çoğunluğuna,göre,
ayet ve sahih hadislerdeki nehiy, prensip olarak haramlık bildirir.
Bunun dışında bir anlam taşıdığına
dair bir delil veya karine bulunursa hüküm değişir. Çünkü
nehiy, bazı durumlarda işin çirkinliğini göstermek, irşad
veya te'dib amacına ulaşmak için yapılmış
olabilir. Hatta bazan dua anlamı da taşıyabilir (bk.
el-Cum'a, 62/9; el-Maide, 5/121; Alu İmran, 3/8).
Hamdi DÖNDÜREN
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.