Kuşların Özellikleri
AVES ( KUŞLAR )
KUŞLARIN GENEL VE İLGİNÇ ÖZELLİKLERİ
Doğanın ayrılmaz parçası olan kuşlar , insanlarla iç içe yaşamakta ve onların ilgisini çekmektedir . Kuşlar aynı kökenden geldikleri sürüngenlerin aksine uçma özelliğini kazanmışlardır . Uçma işlevini üstlenmek üzere ön üyelerinin yerini kanatlar almıştır . Kanatlar ve vücut rengarenk tüy ve teleklerle donanmış , böylece çekici ve çeşitli renkte güzel bir görünüm kazanmışlardır . Bu güzel görünüm eş bulma , kur yapma ve çiftleşme için , özellikle erkekte daha da ileri düzeydedir . Örneğin bir sülün ve tavus erkeği , dişilerinin ilgi ve dikkatini çekmek için , gözleri kamaştıran güzellikteki kuyruk teleklerini kullanır . Kuşların gözleri çok keskindir . Mesela bir şahinin göreme yeteneği , insanınkine göre 7 8 kat daha iyi gelişmiştir . Yırtıcı bir kuş olan şahin , avını 100m . Uzaktan görebilmekte ve avının üzerine saatte 300km . hızla inebilmektedir .
Kuşlarda her şey uçmaya uygun bir değişim içindedir . Hafif olma ise en önemli zorunluluktur . Bunun için kemiklerin içi ve vücudun yumuşak kısımları hava boşluk ve kesecikleri ile bezenmiştir . Sidik kesesi ve dişlerinin olmayışı , ağırlığı en düşük seviyeye indirmeye yönelik değişmelerdir .
Genelde kuş deyince uçan varlıklar anlaşılır , deve kuşu , kazuar ve emu gibi bazı kuş türleri zamanla uçma özelliklerini kaybetmişlerdir . Buna karşılık deve kuşu saatte 70km . ye varan bir süratle koşabilmektedir . Genellikle uçuş yükseklikleri 100 1000m . arasında olmakla birlikte bazı yaban kazlarının Himalayaları aşmak için 8000mye kadar çıktıkları görülmüştür . Kuşları ağırlıkları birkaç gramdan ( kolibriler ) 100 120 kiloya ( deve kuşları ) kadar değişebilmekte . Boyları 5cm . den 2 . 5m . ye kadar ulaşabilmektedir . Kuşlar sıcak kanlı oluşlarına ve sıcağa gereksinim duymalarına karşın uçma özelliklerinden ötürü yavrularını canlı doğurmayıp yumurta koyarlar ve yavrunun gelişmesi için gerekli sıcaklığı kuluçkaya yatarak sağlarlar . Guguk kuşu gibi bazı türler yuva yapıp yavru bakmak zahmetinden kurtulmak için yumurtalarını başka kuşların yuvalarına koyarlar ve bir daha onlarla ilgilenmezler . Yumurta sayıları türden türe değişir örneğin baştankara kuşu 13 adet yumurta koyduğu halde bir güvercin ancak iki yumurta koymaktadır . Yumurta bırakma konusunda rekor yılda 363 yumurta bırakan bir ördek türündedir .
Kuşlar yaşadıkları alanlar ve beslenme şekillerine göre bazı değişimlere uğramışlardır; mesela ağaç kabuğunu gagalayarak iç kısmındaki böcekleri yemek zorunda olan ağaçkakan kuşları çok kuvvetli bir gaga geliştirmişlerdir . Balıkçıl , kaşıkçıl , pelikan , ördek gibi hayvanların da gagaları su dibindeki balık ve küçük canlıları yemeye yarayacak şekilde gelişmiştir . Yine baştankara kuşlarının ayçiçeği tohumlarının kabuğunu açmak için gagaları ile birlikte iki ayağını da ustaca kullandıkları görülür . Bir ispinoz türünün ağaç kabuğu çatlaklarındaki böcekleri almak için araç olarak sivri uçlu cisimleri kullanabilmesi kuşların yeteneklerini ortaya koyar . Papağan gibi bazı kuş türleri ise daha da ileri giderek oldukça üst düzeyde öğrenme ve öğrendiğini geri verme yeteneğini geliştirmişlerdir . İnsanoğlu da kuşların bazı özel davranışlarından yararlanmıştır , mesela güvercinler ve atmacaları mektuplaşma ve avlanma için eğitmişlerdir
Son yılarda kuşların göçerken izledikleri yol onlar halkalanarak bir sır olmaktan çıkmıştır . Halkalamaların sonucunda bazı kuş türlerinin devamlı aynı göç yolunu kullanmadığı ortaya çıkmıştır . Yine bu halkalamalar sayesinde onların göç yolları ve süratleri saptanabilmektedir . Avrupa da kuluçkaya yatan 500 600 milyon kuş bireyinin her yıl sıcak Afrikaya göç ettiği belirlenmiştir . Göç sırasında ortalama hız saatte 60km . olup durup dinlenmeden kat edilen en fazla mesafeyi bir yağmur kuşu türü Büyük Okyanusu aşıp Alaskadan Hawai adalarına giderken 5000kmyi geride bırakarak yapar . En uzun mesafeye bir deniz kırlangıcı türü yılda 20 000kmyi kat ederek ulaşır .
Günümüzde yaşayan kuş türü 9300ü bulmakta ve her yıl birkaç yeni tür katılmaktadır . Şu anda dünyamızda yaşayan kuş nüfusu 100 milyar olarak tahmin edilmektedir . Bu kadar kalabalık nüfusa sahip olan kuşları bir çok tehlike bekler , bunun en önemlisi insandır . Zararlı böcekleri öldürücü kimyasal maddeleri son yıllarda yanlış kullanılması sonucunda kuşların kitleler halinde ölümüne sebep olunmakta ve soyları tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmaktadır . Buna örnek olarak DDT etkisiyle yarım milyon nar bülbülünün ölüşünü verebiliriz . Bazı ülkelerde ise kuşların toplu imhası ile ürünün kurtarılacağı gibi yanlış bir fikir yaygındır örneğin Fasta zeytin ürününe zarar veriyor gerekçesiyle 50 70 bin sığırcık zehirlenerek öldürülmüştür oysa kuşlar bizzat zararlı böcekleri yiyerek önemli ölçüde faydalar sağlar . Örneğin baştankara kuşlarının besininin yarısından fazlasını zararlı böcekler oluşturmaktadır . Bu yüzden kuşların biyolojik savaşta kullanılmalarının teşvik edilmesi gerekir
Doğal zincirin bir halkasını oluşturan kuşların korunması ve yaşama alanlarının geliştirilmesine ve bu konunun ilkokullardan itibaren ele alınıp çocuklara kuş sevgisinin aşılanması gerekmektedir .
KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ
1 ) Derilerinde salgı bezi yoktur . Yalnız kuyruk kökünde yağ bezleri bulunur . Deri üzerinde eko iskelet görevi yapan epidermis kökenli tüyler ve bacakları üzerinde yine epidermis kökenli pullar vardır . Derinin epidermis tabakasındaki keratinleşmiş ( Stratum corneum ) kısım ve dermis tabakası oldukça incedir .
2 ) Üyeler iki çifttir ( tetrapoda ) . Ön üyeler uçmayı sağlamak amacıyla kanat şeklini almıştır . Arka üyeler ise yürümeye , yüzmeye , tırmanmaya ve eşinmeye uyyum göstermişlerdir . Ayaklarında genellikle dört tane parmak bulunur .
3 ) Ağız keratin yapıdaki bir gaganın ucunda yer almıştır . Gaga besinin alınması yanında uçma sırasında dengeyi sağlamada da görev yapar . Beslenme biçimine bağlı olarak gaga şekilleri de oldukça değişiklik göstermektedir . Günümüzde yaşayan kuşlarda dişler yoktur .
4 ) İskelet tam anlamıyla kemikleşmiştir . Vücudun hafiflemesini sağlamak amacıyla büyük kemikler içerisinde hava boşlukları bulunmaktadır . Kafatası yalnız bir oksipital kondil ile omurgaya bağlanır . Sternum göğüs kemiği ucuna kasların bağlanmasını sağlamak amacıyla çok gelişmiş , kuyruktaki omur sayıları azalmıştır . Kaburgaları oldukça küçüktür .
5 ) Kalpleri iki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere dört gözlüdür . Bir çift aort yayından yalnız sağ aort yayı mevcuttur . Alyuvarları oval şekilde bikonveks ve çekirdeklidir .
6 ) Solunum akciğerlerle olur . Kaburgalara bağlanmış olan akciğerlerin iç organlar arasında ve kemikler içerisinde yer alan ince çeperli hava keseleriyle bağlantısı vardır . Trake ve bronşların bağlandığı yere yakın bir bölgede çok gelişmiş olan syrinx ( ses çıkarma kutusu ) bulunur .
7 ) Vücut sıcaklığı çevre koşullarına bağlı olarak değişiklik göstermez ( Homoiothermous ) , bazı anatomik ve fizyolojik özellikleri nedeniyle sabit kalması sağlanır . Bunlarda vücut için gerekli olan sıcaklık vücut tarafından üretilir ( Endoterm )
8 ) Boşaltım sistemleri metanefroz tiptedir . Boşaltım kanalları ( ureter ) kloaka açalır , idra keseleri yoktur . Boşaltım maddesi yarı katı haldedir .
9 ) Beyin sinirleri 12 çifttir .
10 ) Ayrı eşeylidirler . Erkeklerde bulunan bir çift testis birer sperma kanalı ( vas deferens ) ile kloaka açılır . Dişilerde yalnız sol yumurtalık ( ovaryum ) ve sol yumurta kanalı ( ovidukt ) gelişmiş sağdakiler körelmiştir . Kopulasyon organı ördek ve kaz gibiler dışında bulunmaz . Yedek besin maddesi bakımından çok zengin ve segmentasyonu meroblastik olan yumurtanın üzeri kalker yapıdaki kalın bir kabukla örtülüdür . İç döllenme görülür . Tümü ovipardır ve yumurtanın gelişmesi için kuluçkya yatarlar . Amnion , korion ve allantois gibi embriyonik zarlar embriyonal gelişim sırasında yumurtanın içerisinde oluşurlar . Megapodes dışındakilerin tümünde yavru bakımı görülür .
Kuşların sistematik sırada kendilerinden daha önce gelentüm hayvanlardan daha gelişmiş özellikleri :
1 . Vücutlarının tüylerle örtülü olması .
2 . Kalplerinin dört göz içermesi .
3 . Sabit vücut sıcaklığına sahip olmaları
4 . Yüksek bir metabolizmanın varlığı
5 . Uçma yeteneklerinin olması
6 . Çok gelişmiş olan ses , işitme ve görme organlarının bulunması
7 . yavrularına özel bir bakım göstermeler
KUŞLARIN TEMEL ÖZELLİKLERİ
MORFOLOJİ :
Vücut , baş , boyun , gövde ve kuyruk olmak üzere dört kısımdan meydana gelmiştir . Ağız ileriye doğru uzanmış ve keratin bir örtü ile kaplı olan gaganın ucundadır . Gaga üzerinde kıllar bulunur . İnce ve uzun iki yarık şeklinde olan burun delikleri üst gagada yer alırlar . Gözler büyük ve başın yan tarafındadır . İki tane olan göz kapakları hareketlidir . Bunların altında ince ve saydam bir zar şeklindeki üçüncü bir göz kapağı ( nictitating membran ) bulunur . Gözün dış köşesine bağlı olarak bulunan bu zar göz yuvarlağının üzerini örter . Her bir gözün alt arka kısmındaki özel tüyler arasında kulaklar vardır . Baş üzerinde yer alan etli ibik tavuk , sülün ve bazı diğer kuşlar için çok tipik bir özellik gösterir . Ön üyeler sırta yakın bölgede gövdeye birleşmişlerdir . Bu üyeler uzun uçma tüylerine ( remiges ) sahiptirler . Kuşların dinlenme sırasında ön üyeler “ Z “ harfi şeklinde katlanır . Arka üyelerin üst iki bölgesi kaslıdır . Alt kısmında ise çok az miktarda kas ve çok sayıda tendon bulunur . Bu kısımda ayrıca deri üzerinde keratin yapıda pullar mevcuttur . Parmakların arka kısmında ki keratin mahmuzlar da tavuk ve sülün gibi kuşlara özgü bir özelliktir . Kısa olan kuyruk üzerinde yelpaze şeklinde açılabilen uzun kuyruk türleri ( rectrices ) yer alır .
DERİ ve RENK :
Yumşak ve elastik olan deri , altında yer alan kas tabakasına çok gevşek bir şekilde bağlanmıştır . Diğer omurgalılardan farklı olarak epidermis oldukça ince ve keratinleşme de oldukça azdır . Dermis tabakası içerisinde bol miktarda depolanan yağ , vücudun çarpmalara karşı korunmasında , vücut sıcaklığı sıcaklığı kaybının önlenmesinde görev alır ve yedek besin maddesi olarak kullanılır .
Yağ deposu su kuşlarında fazladır . Bu özellikleri nedeni ile su üzerinde kalmaları oldukça kolaylaşır . Memelilerde fazla miktarda bulunan ter bezleri kuşlarda yoktur . Çünkü bu bezleri salgısı olan ter tüylerin birbirlerine yapışmasına buna bağlı olarak görevlerinin aksamasına neden olur . Kuşlarda deri üzerinde yer alan tek salgı bezi kuyruk kökünde bulunda yağ bezleri ( uropgygial ) dir . Bu bezler tarafından salgılanan salgı gaga ile alınarak tüyler ve tırnaklara sürülür ve böylece bu yapılara su geçirmeme özelliği kazandırılır .
Deri Oluşumları:
Kuşların derileri vücut üzerindeki yerine bağlı olarak bir çok yeni oluşumların meydana gelmesini sağlar . Örneğin gaga tırnaklar ve tüyler ile gaga ve bacaklar üzerindeki pullar epidermis kökenli yapılardır .
Gaga: Besini yakalama , taşıma , parçalama , yemede , tüyleri düzeltmede , yuva yapmada , düşmanlarına karşı korunmada v . b . tüm işlerde gaga kullanılır . Gaga üzerini örten epidermiste insanlarda olduğu gibi üç tabaka bulunur . Bunlardan en üsteki stratum corneum keratinleşerek gaganın temel maddesini oluşturur . Dermisin hemen üzerinde yer alan stratum germinativum bölünme yeteneğine sahip hücrelerden meydana gelmiştir . İkisi arasında bulunan ve 2-3 hüç tabakası içeren stratum granulosum ile keratohiyalin oluşmasını sağlayan kuşların gagası genellikle uç kısmında sert ve oldukça kalındır .
Tırnaklar : Parmak uçlarının korunmasına yarayan özel şekilli pullardır . Her bir tırnağın ortasında bulunan bölgedeki hücreler bölünerek yavaş yavaş keratinleşir ve dişarıya doğru itilirler . Böylece keratin tırnaklar oluşur . Bir çok tırnakta üst kısım daha hızlı büyüdüğünden içeriye doğru kıvrık bir yapı ortaya çıkar . Kuşların tırnakları eşeleme , yırtma , kavga etme ve tüylerin temizlenmesinde görev alırlar .
Tüyler : kuşların en tipik özelliği tüylerinin olmasıdır . Kuşlar dışında hiçbir hayvanda bulunmayan tüylerin , filogenetik olarak sürüngenlerin pullarını meydana getiren epidermal yapıdan oluştuğu ileri sürülmektedir . Çünkü kuşların bacakları üzerinde bulunan keratin pullar ile sürüngenlerin pulları aynı yapıdadır . Embriyolojik olarak tüyler önce küçük epiderm al kabarcıklar şeklindeki tüy tomurcukları şeklinde belirirler . Daha sonra tüm deri üzerini örten tüy tomurcuklarının alt kısımları derideki folikül adı verilen çukurluklar içerisine girinti yaparlar . Böylece tüyün deriye tutunması sağlanır . bundan sonra tomurcuğun üzerindeki epidermis hücreleri keratin bir yapıda ve bütünüyle oluştuğunda memelilerin kılları gibi cansız olan tüyleri oluştururlar .
Tüy çeşitleri : Tüy ekseni ( skapus ) ve tüy bayrağı ( veksillum ) ‘nın yapısına göre üç grupta incelenir . Bunlar ; 1 ) Pennae ( büyük tüyler = telekler ) 2 ) Plumae ( Hav tüyleri ) 3 ) Filoplumae ( kıl tüyleri ) ‘dir .
1 ) Pennae ( telekler ) : Vucudun dış kısmını örten , bir derecede destek sağlayan ve ona şekil veren tüylerdir . Bu tüylerde radioluslar mevcuttur . Vücudun belli bölgelerinde yer alırlar . Bu tüylerin bulunduğu vücut bölgelerine Pterila , pterila bölgeleri arasında kalan çıplak bölgelere de apterila denir . Apterila bölgeleri bazı kuşlarda hav tüyleri ile örtülüdür . Pennaelerde kendi aralarında üç kısımda incelenirler .
a ) Remiges ( uçma telekleri ) : Kanadın el ( metacarpus ve phalange ) ve alt kol kısımlarında yer alırlar . El kemikleri üzerinde bulunan ve sayıları genellikle 10 kadar olan tüylere , el uçma tüyleri veya birinci dereceli uçma tüyleri denir . Bu tüyler , kanat ucundan bilek eklemine kadar olan bölge dışında bulunmazlar .
b ) Tetrices ( örtü telekleri ) : uçma tüylerinin dibinde kiremit düzeninde sıralanmış kısa tüylerdir . Bunlardan , humerus ( üst kol ) ‘un üst kısmını örtenleri parapterum ( omuz tüyleri ) , başparmak üzerindekilere de alula adı verilir .
c ) Rectires ( kuyruk telekleri ) : Kuyruk üzerinde yer alan büyük tüylerdir . Bunlar uçma sırasında dümen görevi yaparlar . Son kuyruk omuruna özel bir şekilde bağlanmaları nedeniyle bu tüyler tıpkı bir yelpaze şeklinde yan taraflara açılabilir ve aşağı yukarı hareket ettirilebilirler .
2 ) Plumae ( hav tüyleri ) : bu tüylerin bazılarında radioluslar yoktur . bu nedenle tüyler dik halde duramazlar . Rachis kısımları çok incedir , hatta bazen tamamiyle körelmiştir . Pennaelerin altında yer alan bu tüyler vücut sıcaklığını korumaya yararlar ve ekseriya beyaz renktedirler . Çoğunlukla sekunder veskulumları bulunur .
3 ) Filoplumae ( kıl tüyleri ) bu tüylerin rachisleri ince ve uzundur . Veskulumları ya körelmiştir veya hiç yoktur . Bazı kuşlarda ağız etrafında kalın kıllar halinde , bazılarında ise Pennaeler halinde dağınık olarak bulunurlar . Bunların görevleri kesinlikle bilinmemektedir . Yalnız ağız etrafında yer alan bu tüylerin gececil kuşlarda besinin bulunmasına yardımcı olduğu varsayılmaktadır . Ağaçkakanların burun delikleri çevresinde yer alan bu tip tüyler ise odun parçacıklarının içeri girmesini engeller .
Tüy Değişimi : Tüyler keratin yapıda cansız oluşumlar olduklarından ve çevre koşulları nedeniyle kısa sürede yıprandıklarından , belirli zaman aralıklarında yenilenmeleri zorunludur . Tüy değişimi genellikle yılda bir kez , bazı kuşlarda 2-3 kez olabilmektedir . Bazı kolibrilerde ise çok uzun bir kuluçka dönemine sahip olduklarından tüy değişimi iki yılda bir meydana gelir .
Tüy değiştirme sırsında tiroid bezi çok fazla ölçüde çalışmaya başlar . Tüy değişimi bazı kurallara göre adım adım olur . Böylece kuş tümüyle çıplak kalmaz ve uçma yeteneğini de kaybetmez . Özellikle kuyruk ve kanatlar üzerindeki uçma telekleri simetrik bir düzende değiştirilerek hayvanın uçma özelliğinin kaybolmasını engeller . Yalnız penguenlerde tüm tüyler aynı anda dökülür .
Tüylerin Görevleri : vücut sıcaklığının sabit kalması , vücudun dış etkenlerden korunması , uçmanın sağlanması ve suda yaşayan kuşlarda su yüzeyinde kalabilme özelliğinin artırılması tüyler sayesinde mümkün olabilmektedir . Ayrıca tüy renklerinin kuşların korunmasında önemli yeri vardır .
Renk
Kuşlardaki renk , tüyler içerisinde yer alan ve oluşumları sırasında depolanan veya tüylerin yapısal özelliği nedeniyle ışığı kırma ve yansıtmasına bağlı olarak meydana gelir . En yaygın olarak bulunan pigmentler karotenoidler ve melaninlerdir .
Kuşlardaki renk bulunduğu çevreye uyma , karşı eşeylerin birbirilerini tanıma ve üreme mevsiminde erkek kuşların dişilere kur yapması sırsında önemlidir . Ayrıca tüylere renk veren pigmentler , tüyün dayanıklılığını artırır güneş ışınlarından ısı depolar ve zararlı ultraviyole ışınlarının vücuda girmesini engeller .
İSKELET SİSTEMİ
Kuş iskeletindeki kemikler sürüngen ve memelilerden farklı olarak daha ince yapılıdır ve uzun kemiklerin büyük bir çoğunluğunun içinde hava keseleri vardır . kemikler içerisinde hava keselerinin varlığı vücudun hafifleşmesini ve uçmayı kolaylaştırır . Ayrıca iki ayak üzerinde kolaylıkla yürümeye ve sert kabuklu büyük bir yumurtanın yumurtlanmasına yardımcı olur .
Axial İskelet
Baş iskeleti : Çok iyi bir şekilde kemikleşmiş olan baş iskeleti kemikleri birbirileriyle kaynaşmıştır . Genç kuşlarda daha gevşek olarak birbirilerine birleşen kemikler arasındaki sutur çizgileri de belirgindir . beyin kutusu oldukça büyüktür . İşitme kapsülü kemikleri birbirileri ile kaynaşarak periotic kemiği oluştururlar . Günümüzde yaşayan hiçbir kuşta dişler bulunmaz .
Omurga : çok değişik sayıda omur içermektedir . Örneğin , serçelerde 39 , kuğularda 63 omur bulunmaktadır . diğer omurgalılarda olduğu gibi kuşlarda da omurga beş bölgeden meydana gelmiştir . Boyun omurları heterocoelous tipte ( semer şeklinde ) birbirine bağlanarak çeşitli amaçlar için kullanımda hareketin kolaylıkla yapılmasını sağlar . Bunların iki yanında kaburga benzeri çıkıntılar vardır . Boyundan sonra gelen göğüs , bel , kalça ve kuyruk bölgelerindeki omurlar sıkı bir şekilde birbirilerine bağlanmıştır . Kuşların tüm kaburgaları üzerinde geriye doğru uzanan çıkıntılar bulunmaktadır . Bu çıkıntılar bir önceki kaburgayı arkadakine bağlayarak göğüs kafesinin sağlamlaştırılmasını sağlar . Göğüs bölgesinden sonra gelen bel omurları , kalça omurları ve kuyruk omurlarının birkaçı ile kaynaşarak ince fakat oldukça sağlam olan synsacrum ( utanç kemiği ) ‘ u oluştururlar . Bu nedenle kuşlarda bel bölgesi yoktur .
Appendicular iskelet :
Ön üyelerin vücuda bağlanmasını sağlayan omuz ( pektoral ) kemeri , her bir yanda birer tane olmak üzere kılç şeklindeki scapula ile sternum arasında yer alan iri ve sağlam yapılı coracoid ve scapula kemiğinden aşağıya doğru uzamış halde bulunan clavicle kemiklerinden meydana gelmiştir . her bir clavicle kemiği alt uçlarıyla birbirilerine kaynaşıp “ V “ harfi şeklindeki furcula veya lades kemiğini oluştururlar . Böylece omuz kemerinin her bir yandaki iki parçası birbirleriyle birleşir . Günümüzde yaşayan kuşların kanatlarında yalnız üç parmak bulunmaktdır . Kantların en uç kısımlarında yer alan el uçma tüyleri üçüncü , dördüncü parmak kemikleri ve Carpometacarpusa bağlıdırlar . Arka üyelerdeki kemikler kuşların yaşam biçimlerine bağlı olarak gerek şekil ve gerekse büyüklük bakımından oldukça farklılıklar gösterirler .
KAS SİSTEMİ VE HAREKET
Kas sistemi :
İskelet sisteminde olduğu gibi kas sistemi de uçmaya uyum göstermiştir . özellikle aerodinamik dengeyi sağlamak için kaslar ventral kısımda bulunmaktadır . Genellikle uçma sırasındaki kanat hareketleri göğüs kemiğine bağlı olan büyük yapılı pektoral kaslarla sağlanır . İskelet kasların kırmızı ve beyaz renkli olmak üzere iki tiptedir . Genellikle uzun süreli uçan kuşların göğüs kasları kırmızıdır .
Hareket :
Kuşlar kanatlarıyla havada , bacaklarıyla da yerde hareket edebilirler . Özellikle uçmayı sağlamak için ağırlığı azaltıp güç artırmak zorunlu olmuştur . Kuşların ağırlıklarının azaltılmasını sağlayan özellikler şunlardır
1 ) İnce ve içi boş kemiklere sahip olmaları
2 ) Oldukça hafif tüylerin varlığı
3 ) Birçok deri salgı bezinin kaybolması
4 ) Diş ve ağır çenelerin bulunmaması
5 ) Kuyruk omurlarının ve bazı eklemlerin kaybolması
6 ) Özellikle göğüs , kalça kemerleri ve omurgadaki kemiklerin birbiri ile kaynaşarak daha geniş kemikler meydana getirmeleri
7 ) İç organlar arasında hava keselerinin bulunması
8 ) Ovipar bir üreme göstermeleri
9 ) Üreme mevsimi dışında gonadların küçülmesi ve dişilerde sağ ovaryumun körelmiş olması
10 ) Besin değeri yüksek gıdalarla beslenmeleri
11 ) Hızlı bir sindirime sahip olmaları
12 ) Boşaltım maddelerinin üre yerine ürik asit olması
Güçlerinin artırılmasına yardımcı olan özellikler :
1 ) Sıcak kanlı olmaları
2 ) Sıcaklık kaybını önleyecek tüylerin bulunması
3 ) Besinlerinin yüksek enerjili olması
4 ) Hızlı ve etkili bir sindirime sahip olmaları
5 ) Kanlarındaki glikoz miktarının yüksek olması
6 ) Kalplerinin dört gözlü olması ve buna bağlı olarak akciğer ve vücut dolaşımlarının birbirinden ayrılması
7 ) Hızlı ve yüksek basınçlı bir dolaşıma sahip olmaları
8 ) Oldukça etkili bir solunum sisteminin varlığı
9 ) Soluk alıp verme hareketlerinin kanat çırpma ile uyumlu bir şekilde yapılması
10 ) Metabolizma hızının yüksek olması
SİNDİRİM SİSTEMİ
Ağızda dişler , dudaklar , labial bezler ve intermaxiller bez yoktur .
Buna karşın sublingual ( dilaltı ) bezler bulunur . Tükürük salgısı içerisinde amilaz ve pityalin enzimleri vardır . Bu enzimlerin nişastayı şekere dönüştürdüğü konusunda pek az kanıt elde edilebilmiştir . Dil ince , uzun ve üzeri keratin bir örtü ile kaplıdır . Ağaç kakan ve kolibri gibi kuşlarda beslenme şekline bağlı olarak dil sifon şeklinde ve hareketlidir . Ağız boşluğundan sonra kısa bir farinks ( yutak ) , tohum yiyenler ve balıklarla beslenenlerde boyunun en alt kısmında yer alan ve besinlerin sindirimden önce depo edilmesine yarayan geniş bir kursak ile birleşir .
KUŞLAR
Kuşlar (Latince : Aves ), tüylü , kanatlı , sıcakkanlı , yumurta ile üreyen,omurgalı hayvanlar.
Yaklaşık 10.000 civarında yaşayan türüyle en kalabalık tetrapod omurgalıları oluştururlar. Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna dünya üzerindeki tüm ekosistemlerde yaşarlar. Boyutları arı sinek kuşunda 5 cm iledeve kuşunda 2,7 m'ye kadar değişir. Bulunan fosillere göre kuşlar, yaklaşık 150-200 milyon yıl önce, Jura Devri 'nde dinozorlardan gelmektedir. Bilinen ilk kuş Jura Devri'nin sonlarında yaklaşık 155-150 milyon yıl önce yaşamış olan Archaeopteryx 'tir.
Kuşlar, diğer canlı alemlerinden farklı olarak bazı özelliklere sahiptir. İlksabit sıcaklıklı canlılar olma özelliğini taşırlar. Belirgin özellik olarak, üyelerinin tümü, diğer hiçbir hayvan grubunda görülmeyen tüylerle kaplıdır. Ön üyeleri kanatlara dönüşmüştür ve arka üyelerdeki kemikler intertarsaleklem oluşturacak şekilde dizilmiştir. Trake ve bronşlarının bulunduğu yerde çok gelişmiş bir ses kutuları vardır. Sert kabuklu yumurta bırakırlar ve kuluçkaya yatarlar. Embriyo , yumurta kabuğu ve amniyon zarı ile çevrilidir. Kuşların tam işlev gören, karmaşık ve gelişmiş, büyük ve küçük dolaşım sistemleri vardır.
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.