Radyasyon
RADYASYON
Radyasyon , yaşamın doğal bir parçasıdır . Zamanın başlangıcından itibaren radyasyon vardır ve yaşadığımız evrenin ayrılmaz bir parçasıdır . Gerçekte , dünyadaki bildiğimiz yaşam , radyasyonun varlığı ile gelişmiş ve yaşantımız ona bağımlı kılınmıştır . Radyasyonun faydalı olduğu kadar bazı durumlar karşısında zararlı etkiler gösteren birçok farklı çeşidi vardır . Örneğin; ısı radyasyonu sıcaklık sağlar; fakat yanıklara neden olabilir , ültraviyole radyasyonu bronzluk sağlar; fakat deri yanıklarına neden olabilir ve görünür ışık radyasyonu nesneleri görmek için gereklidir; fakat ani bir flaş , görme bozukluğuna neden olabilir . Bu tür radyasyonun kullanımının riskli olduğunu bilir; fakat radyasyona ihtiyaç duyar ve onu kullanırız , birçok konuda radyasyon ile rahatlık hissederiz ve radyasyonu kabul ederiz .
Bununla birlikte , "iyonlaştırıcı" radyasyon olarak adlandırılan diğer bir radyasyon çeşidi bizim için son derece önemlidir . Uzaydan , güneşten ve dünyada doğal olarak oluşan radyoaktif elementlerden , daima iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalırız . Doğal radyoaktif maddeler vücudumuzda , soluduğumuz havada ve yediğimiz yiyeceklerde her zaman bulunmaktadır .
Endüstri ve tıp alanında kullanılan X-ışınları ile radyoaktif maddeler diğer iyonlaştırıcı radyasyon kaynaklarıdır . İyonlaştırıcı radyasyonlara , duman detektörleri , televizyon setleri gibi bazı tüketim maddeleri ile nükleer güç santralleri nedeni ile de maruz kalınır . Bu ürünlerin çalışmaları iyonlaştırıcı radyasyonlara bağlıdır; fakat yapıları nedeni ile yayılan radyasyon , doğal çevre radyasyonunun küçük bir kesrinden daha büyük olamaz ve bazı durumlarda çok zor ölçülebilir .
Radyasyon Nedir?
Radyasyon uzayda yayılan enerji olup , insanoğlunun yaşadığı çevrenin bir parçasıdır . Bilinen örnekleri ise güneşten dünyaya gelen ışık ve ısıdır . X-ışını ve radyo dalgaları da radyasyonun türleridir . Radyasyon atomlardan gelir . Doğada bulunan her nesne atomlardan oluşmuştur . Atomlarda , proton , pozitif ve elektron , negatif elektrik yüklüdür . Bu elektriksel çekim , elektronları yörüngede tutar . Bir araya gelen atom grupları molekülleri oluşturur . Atomlar ve moleküller hareketlerinden dolayı kinetik enerji veya yapılarından dolayı potansiyel enerjiye sahiptirler .
Atomlar ve moleküller enerji soğurabilir ve artan enerji miktarına göre hareket yapılarında değişiklik olur; fakat atom ve moleküller enerji de yayabilirler . Bu da onların kinetik ve potansiyel enerji konumlarındaki değişikliklere neden olur . Örneğin , mum yandığında , mumun molekülleri ile havadaki oksijenin birleşmesi sonucu mumun yapısında değişiklikler olur . Bu yapısal değişikliklerin sonucu ısı ve ışık formunda enerji ortaya çıkar . Farklı kaynaklardan yayılan farklı tipteki radyasyon , kaynakların ve radyasyonun özelliğine bağlı olarak farklı enerjilere sahiptir . Isı ve ışık radyasyonları ile mikrodalga ve radyo dalga radyasyonları , elektromanyetik dalga enerjisine örnek olarak verilebilir .
Bilinen ışık olarak kabul ettiğimiz elektromanyetik dalgalar , kızılötesi ısı dalgalarından daha fazla enerjiye sahip olmasına rağmen mikrodalgalar ve radyo dalgaları kızılötesi dalgalardan daha az enerjiye sahiptir . X-ışınları ve gama ışınları dalgaları ise bunların hepsinden daha fazla enerjiktir . Çok yüksek enerjili bu dalgalar , yüksek giricilik özelliğine sahiptir . Bu nedenle X-ışınları tıbbi alanda organların görüntülenmesinde kullanılır . Duyularımız ile yalnız kızılötesi ve görünür bölgedeki ışığın elektromanyetik dalgalarını algılayabiliriz . Diğer elektromanyetik dalgaları özel cihazlardan geçirerek , duyu organlarımız ile algılayabileceğimiz sinyale dönüştürerek kontrol edebiliriz . Örneğin; radyo dalgalarının sese dönüştürülerek algılanabilmesi gibi . Elektromanyetik dalgaların dışında radyasyon , yüksek hızda hareket eden parçacıklardan da oluşur . Bunlar kararsız atomlardan yayılan elektronlar , protonlar , nötronlar ve alfa parçacıkları gibi çeşitli tiplerde olabilir . Özetlersek , radyasyon elektromanyetik dalgalar veya hızlı parçacıklar şeklinde yayılan enerjidir .
Isı ve ışık enerjisi uzayda dalgalar şeklinde yayılır . Güneşten gelen bu ısı ve ışık radyasyonu görülebilir veya hissedilebilir . Daha fazla veya daha az enerjili diğer radyasyonlar duyu organlarımız ile algılanamaz; fakat duyarlı cihazlar ile ölçülebilir . Örneğin; radyoaktif artık yönetimi için camlaştırma çalışmalarında kullanılan fırından yayılan ısı enerjisinin kızılötesi tekniği ile çekilmiş fotoğrafı ve aynı fırının görünür ışığa duyarlı teknik ile çekilmiş fotoğrafları örnek olarak verilebilir . Enerji , elektromanyetik dalgalar olarak bilinen görülemeyen dalgalar şeklinde yayılır . Radyo ve televizyonlar , bu elektromanyetik dalgaların kullanılması esası ile çalışırlar .
Mikrodalgalar yemek pişirme fırınlarında ve uzun mesafeli telefon konuşmalarında kullanılır . Yüksek frekanslı radyasyonlar en büyük enerjiye sahiptir ve giricilik özellikleri en fazladır . Bunlar tıp ve endüstri alanında değişik amaçlarla kullanılırlar . Bu radyasyonların en fazla enerjiye sahip olanları iyonlaştırıcı radyasyon olarak isimlendirilir . Radyasyonun yararlarının yanı sıra bazı zararlı etkileri de bulunmaktadır . Örneğin yaşamımız için güneş enerjisine ihtiyacımız olmasına karşın aşırı ışınlanma durumunda güneş ışınları cilt yanığına ve bazı durumlarda da deri kanserine neden olabilir . Aynı şekilde mikrodalga fırınlarında olabilecek kaçaklar da ısı etkisi nedeniyle zararlıdır . Elektromanyetik dalgalar dışında , atomların bozunması sonucu oluşan radyasyonun da faydalı kullanım alanlarına paralel olarak yeterli korunma sağlanmazsa bazı zararlı etkileri bulunmaktadır .
Radyoaktif Bozunma Nedir?
Atomlar , elementlerin en küçük birimidir . Hidrojen , karbon , oksijen , uranyum ve bunların dışında 92 doğal element vardır . Atomların çoğu kararlıdır . Örneğin; Karbon-12 atomu kararlıdır ve bozunmaz; yani Karbon-12 atomu olarak kalır . Bununla beraber Karbon atomları hem kararlı hem kararsız formda bulunabilir . Karbon-14 atomu Karbon atomunun kararsız bir formudur ve Karbon-12ye göre çekirdeğinde 2 nötron fazlalığı vardır . Sonuçta Karbon-14 atomu bozunarak tamamen farklı yeni bir element atomuna dönüşecektir . Kararsız atomlar "Radyoaktif" olarak ifade edilir ve kararsız atomun fazla enerjisini vererek kendiliğinden , daha kararlı yeni bir atoma dönüşmesi olayı "Radyoaktif Bozunma" olarak ifade edilir .
Radyoaktif atomlar , tıbbi teşhis ve tedavi yöntemleri ile araştırma çalışmaları ve nükleer enerji üretimi için önemlidir . Radyoaktif bozunma olayı fotoflaş ampulüne benzetilebilir . Ampulde depolanan enerji flaş ışığı şeklinde ortaya çıkar . Flaş ampulünün ışık vermesi sonucu , depoladığı enerjisi ortaya çıkan ampulün fazla enerjisi kalmamış olup diğer kararlı forma dönüşür .
Benzer şekilde radyoaktif atom , enerjisini vererek yeni bir forma dönüşür . Flaş patlaması olayından farklı olarak radyoaktif atomun bozunma sonucunda yeni forma dönüşen atomu da radyoaktif olabileceği gibi yeni forma dönüşen radyoaktif atomun kararlı atom haline gelebilmesi için bir dizi bozunma gerekebilir . Her bir bozunma olayında radyasyon bir enerji şeklinde ortaya çıkar .
Radyoaktif atomların bozunma sonucu radyoaktif olmayan maddelere dönüşmesi nedeni ile zamanla radyoaktiviteleri de yok olur . Radyoaktif bozunma olayında radyoaktif atomların sayısının yarıya inmesi için geçen zaman yarılanma süresi olarak ifade edilir ve her bir radyoaktif atom için bu süre farklıdır . Radyoaktif atomların kararlı atom haline dönüşmesi için iyonlaştırıcı radyasyon yayımlaması , radyoaktif bozunma olarak ifade edilir . Son kararlı duruma erişme süresi , gerekli bozunma adımları ve her bir adımda salınan radyasyon çeşitleri bilinmektedir . Uranyumun bütün izotopları kararsız olup , çeşitli bozunma adımlarında alfa , beta ve gama radyasyonları salınır . U-238in bozunma serisinin son ürünü , kararlı kurşun-206 izotopudur . Uranyum bozunarak doğal çevre radyasyon seviyesine ulaşır . Yüzyıllar önce doğal radyasyon seviyesi bugünkünden daha yüksekti .
Nükleer Radyasyon Nedir?
Nükleer radyasyonu anlamak için doğadaki her şeyin atomlardan oluştuğunu bilmek gerekir . Atomlar birleşerek molekülleri oluşturur . Bilinen 92 tip atomun birleşmesinden bütün moleküller oluşur . Su molekülü , iki atom hidrojen bir atom oksijenden oluşmuştur . Her atomda proton , elektron ve nötron adını alan üç atomik parçacık bulunur . Proton ve nötronlar atom çekirdeğinin içindedir . Elektronlar çekirdeği bir bulut gibi sarmıştır . Elektron negatif; proton pozitif yüklüdür . Nötronlar , bir zamk gibi çekirdek içinde protonları tutarlar . Atomun nötron ve protonlarının toplamına “atomik kütle numarası” adı verilir . Örneğin; Alüminyum atomunu bir kaba koyalım . Birkaç milyon yıl sonra yine aynıdır . Bu alüminyum atomunun kararlı bir yapıda olduğunu gösterir .
Her atom böyle kararlı değildir . Bazı atomlar radyoaktif izotoplara sahiptir . Hidrojen atomu buna en güzel bir örnektir . İzotop bir atomun farklı kararlı durumlarından biridir . Bazı elementlerin bütün izotopları doğal olarak radyoaktiftir ( Uranyum gibi ) . Bir elementin radyoaktif izotopu alfa , beta bozunması ve parçalanma reaksiyonu yapar . Bu üç bozunma sonucu dört çeşit radyoaktif ışın yayar . Bunlar alfa , beta , gama ve nötron ışınlarıdır . Bu ışımaya verilen ad , radyoaktif radyasyondur . Bunlardan gama ve nötron ışınları çok delici ve tehlikelidir . İnsan ve hayvanların hücre yapılarını yırtarak etki ederler .
Nükleer reaktörlerde genellikle zenginleştirilmiş Uranyum 235 ( veya Plütonyum 239 ) atomunun zincirleme parçalanma reaksiyonundan ortaya çıkan çok yüksek derecedeki ısı enerjisi kontrol edilir ve başka enerjilere çevrilir . İşte bu kontrol altına alma işlemi sırasında bazı istenmeyen kazalar ortaya çıkabilir . Bunu iyi bilelim ki dünyanın herhangi bir yerindeki nükleer reaktörün patlaması durumunda , yaşayan her canlı tehlike altında sayılır; çünkü radyasyon ışınlarının kaybolması diye bir şey söz konusu olamaz . Atmosfere karışan ışınlar yağmurla inerler . Toprakta yetişen radyasyonlu bitkilerden tekrar insanlara geçer .
Radyasyon Neden Zararlıdır?
Radyasyon , atomun parçalanmasıyla ortaya çıkarak yayılan ve enerji yüklü parçacıklardan oluşan dalgalardır . Radyasyon , canlıların hücrelerini bozarak zarar verir ve onları öldürür .
Radyasyonun İnsana Etkileri :
Radyasyonun insandaki etkileri ışınlamanın şekline ve dozuna göre değişir ve bu faktöre bağlı olarak , hemen görülebilir veya sessiz bir devreden sonra ortaya çıkabilir . Sessiz devre , yüksek dozlarda on beş günde başlayıp , az dozlarda kronik ışınlamalarda yirmi yıla kadar değişebilir . Radyasyonun insandaki etkileri ve başlıca oluşturduğu rahatsızlıklar şu şekilde sıralanabilir;
Yüksek Doz :
Beyin ve merkezi sinir sistemi; yüksek dozda radyasyona maruz kaldığında cinnet , çırpınma ve birkaç saat ya da gün içinde ölüm gerçekleşir . Göz merceği , radyasyona karşı savunmasızdır . Hücreleri ölürken saydamlığını kaybeder ve görme bozukluğu yapan katarakt hastalığı oluşur . Şiddetli radyasyon hastalığı , kusma , diş etlerinde kanama ve ağız ülseri yapar . İç kanama ve kan damarlarındaki tahribat , deride kırmızı noktalar olarak ortaya çıkar . Sindirim sistemi , radyasyona maruz kaldıktan birkaç saat sonra mide bulantısı ve kusma başlar . Bağırsak cidarının enfeksiyonu haftalar sonra ölüm getirir . Özellikle hamileliğin başlangıcında ana rahminde merkezi sinir sistemi oluşurken radyasyona maruz kalan ceninde beyin tahribatı yapar ya da bebeği sakatlar . Yumurtalık ve testislerdeki şiddetli tahribat , üreme bozukluklarına yol açar . Bedenin kan üreticisi olan kemik iliğinin tahribatı , özellikle zararlıdır . Bedenin enfeksiyonlar ve kanamalar karşısındaki direncini kırar .
Düşük Doz:
“Yüksek dozlar” , hızla öldürür ya da şiddetli tahribata yol açar . Hemen öldürmeyen “düşük dozlar” ise yıllar sonra ölüm getirecek kanserleri ve diğer hastalıkları başlatır . Radyasyonun bugünün teknolojisi ve tıp biliminin olanaklarıyla belgelenemeyen daha birçok zararı vardır .
Radyasyona Karşı Organların Duyarlılıkları :
Duyarlılar
Daha Duyarlılar
Çok Duyarlılar
Beyin
Cilt
Kemik İliği
Lenf Dokusu
Safra Kesesi
Tiroit Bezi
Karaciğer
Dalak
Akciğer
Pankreas
Böbrek
Göğüs
İnce Bağırsak
Kemik
Mide
Yumurtalık
Kalın Bağırsak
Hemen hatırlayalım , “Çernobil Nükleer Santrali”indeki kaza dolayısıyla oluşan menfi radyasyon başlıca içeceğimiz olan suyu zehirlemiştir . Biz bu zehirlenmeyi asla fark edemeyiz; ama öyle bir tesir gösterir ki yıllar sonra da olsa radyasyon etkisini kaybetmez . Siz bu değişimin hiçbir zaman farkında olamazsınız .
Yakın bir tarihte Japonyanın kuzeyindeki bir kasabada nükleer yakıt üreten bir fabrikada , atom bombasının ham maddesi olan uranyum reaksiyona girdiğinde , ülke; tarihinin en büyük nükleer faciasını yaşadı ve yaşayacak . . .
Radyasyonun Özellikleri:
Hızları; ışık hızına eşittir .
Geçtikleri tüm ortamlara enerji transfer ederler . Enerji frekansları ile doğru , dalga boyları ile ters orantılıdır .
Boşlukta , düz bir çizgi boyunca yayılırlar .
Maddeyi geçerken enerjileri azalır . ( Absorve edilir ve saçılır )
ORTALAMA RADYASYON DOZAŞ MİKTARLARI :
Almanya'da bir insanın kozmik ışınlar ve yeryüzündeki doğal radyoaktif maddeler nedeniyle dışarıdan yılda ortalama 125 mrem doğal radyasyon aldığı saptanmıştır . Bu rakam , ülkenin coğrafi ve jeolojik yapısına bağlı olarak farklılıklar göstermektedir . Örneğin; aynı değer , Hindistan'ın güneybatı sahillerinde ve Brezilya'nın Atlantik sahillerinde birkaç bin mrem olarak ölçülmüştür . Diğer taraftan topraktaki radyoaktif maddelerden içme sularına , sebzelere ve meyvelere doğal radyasyon geçmekte , oradan da vücudumuza intikal etmektedir . Buna da , içeriden ( dahilden ) alınan radyasyon denilmektedir . Bu değer de yine coğrafi ve jeolojik yapıya göre değişiklik göstermekle birlikte , mertebe olarak dışarıdan alınan doğal radyasyonla aynı düzeydedir . Röntgen çektirdiğimizde ya da vücudumuza terapi uygulandığında aldığımız yaklaşık dozlar şöyledir;
Röntgen çekimlerinde ;
Ciğer :
100 mrem
Miğde , Bağırsak , Böbrek :
1500 3000 mrem
Baş , Diş , Omur :
1000 4000 mrem
Terapi uygulamasında;
Kanser Tedavisi
: 3 . 000 . 000 5 . 000 . 000 mrem
Cilt Hastalıkları :
10 . 000 . 000 mrem
Bir nükleer santralin yakınında yaşayan bir insanın santralden alacağı yıllık radyasyon miktarı ise , doğadan aldığı radyasyon miktarının maksimum % 1'idir . Batı teknolojisi ile inşa edilmiş bir nükleer santralin yakınında yaşayan bir insanın , beklenmedik bir olay sonucu etkilenme ihtimali diğer risklerle karşılaştırmalı olarak istatistiksel bazda aşağıda verilmiştir;
Riskin Niteliği :
Etkilenme İhtimali ( 1/1 . 000 . 000 )
Doğal Hastalıklar :
10 . 000
Çeşitli Kazalar :
500
Trafik Kazaları :
300
Savaş :
200
İntihar :
200
Elektriğe Çarpılma :
Doğal Afetler :
1
Nükleer Santraller :
0 , 09
Bir nükleer santralin üzerine uçak düşme ihtimali , reaktörün ömrü boyunca 1:100 . 000 . 000 olarak hesaplanmıştır . Bununla beraber , reaktörler bir jumbo-jet ya da bir savaş uçağı düşmesi halinde , dışarıya radyasyon sızmayacak şekilde dizayn ve imal edilmektedir . Nükleer santraller enerjilerini nükleer reaksiyonlardan elde ederler . Yani nükleer santrallerde CO2 , CO ve SO2 gibi gazlar oluşmaz . Diğer taraftan herhangi bir yanma olayı da bulunmadığından oksijen tüketimi de söz konusu değildir . Günümüzde bitkiler tarafından üretilebilen oksijen miktarının dünya oksijen tüketiminin altında olduğu dikkate alınırsa bu konunun önemi kendiliğinden anlaşılacaktır .
Radyasyonun Tiroit Bezi Kanserine Etkisi :
Tiroit bezi , boğazın orta kısmına yakın bir yerde bulunan küçük bir bezdir . Vücut metabolizması ve büyüme hızını kontrol etmek gibi önemli işlevlere sahip olan tiroit bezinin çalışmasını engelleyecek en önemli faktör radyasyondur . Radyasyona maruz kalan bir insanın tiroit bezi hücreleri düzgün çalışamaz ve anormal biçimde büyür . Radyoaktif iyot belirli dozajı aşıldığında tiroide zarar verir; zira iyot , tiroit bezinde birikmektedir .
Yapılan çalışmalarda , uzun süreler radyasyona maruz kalınmasının bir çok tiroit hastalığına yol açtığı belirlenmiştir . Tiroit bezindeki bozulmalar sonucunda “Hiportiroidizm” denilen bezin görevini yapamaması olayı olarak bilinen , büyüme bozuklukları ortaya çıkmaktadır . Bezde oluşan tiroit tümörleri , iyi huylu ya da kansere sebep olan kötü huylu tümörler olabilir . Radyasyonun tiroit bezinde meydana getirdiği rahatsızlık bu şekildedir .
Maruz kalınan radyasyonun türü , tiroit bezinde oluşturacağı zarar açısından son derece önemlidir . Dış radyasyonun ( gama ya da X- ışınları ) tüm tiroit problemlerine yol açtığı artık kesinlikle bilinmektedir . Radyoaktif iyot yoluyla alınan iç radyasyonun da “Hipotiroidizm”e neden olduğu kesinleşmiştir . Burada ne olduğu tam olarak belirlenemeyen , radyoaktif iyodun insanlarda tiroit tümörlerine yol açıp açmadığıdır .
Tiroit kanserine yol açmayacak en yüksek doz ne olabilir? Bu sorunun cevabını tam olarak verebilmek oldukça güçtür . Geçmişteki çalışmalar , tiroit hastası olup da tedavi amacıyla radyoaktif iyot alan hastalar üzerinde yapılmıştı . Bu insanlar 5000-15000 rad gibi oldukça yüksek dozlara maruz kalmışlardı . Bazı çalışmalarda ise diagnostik tiroit taraması sırasında dozajları içermektedir; ancak bunlar 150 rad gibi oldukça düşük seviyededir . Bu çalışmaların çocuklara göre daha dayanıklı olan yetişkinler üzerinde yapıldığı unutulmamalıdır . Bu nedenle bu çalışma sonuçlarını genelleştirmek yanlış olacaktır .
Tiroit Hastalığının Belirtileri Nelerdir?
“Hipotiroidizm”in bir çok semptomu bulunmaktadır . Aynı şekilde düşük aktirasyonlu tiroit bezindeki birçok sayıda belirtisi vardır . En çok görülen şikayetler arasında yorgunluk , soğuğa karşı hassasiyet , kilo alma , tıkanma , aybaşı düzensizlikleri , cilt kuruması ve saç dökülmesidir; ancak bu belirtilerin illa da tiroit hastalığını işaret etmesi gerekmez . Stres ve depresyon da bu belirtileri göstermektedir .
“Hipertiroidizm”e sahip hastalarda hastalık sorununun radyasyon olduğuna inanılmakla beraber , şu sendromlara da rastlanılmaktadır; heyecan , sıcağa dayanamama , adet düzensizlikleri , saç dökülmesi , kilo kaybı , çarpıntı , uykusuzluk .
Ayrıca tiroit tümörü olan hastalar genelde kendilerini iyi hissederler ve herhangi bir hastalık belirtisi göstermezler; ancak bu tümörler büyüdüğünde gırtlakta yutkunma zorluğu şeklinde belirtiler ortaya çıkmaktadır . Bununla beraber radyasyon sonucu ortaya çıkan tiroit hastalıkları ile diğer başka sebeplerle oluşan tiroit hastalıkları arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır .
RADYASYONDAN KORUNMAK İÇİN PRATİK ÖNLEMLER:
Kullanılan hemen tüm elektrikli aletler , bir yandan yaşamı kolaylaştırıyor , diğer yandan insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabiliyor . Bu olumsuz etkilerden ve sağlığa zararlı radyasyondan korunmak için işte birkaç küçük öneri;
Elektromanyetik etkiyi azaltabilmek için elektrikli aletleri kendinizden mümkün olduğunca uzakta çalıştırın .
Düşük radyasyonlu bilgisayar ekranı kullanmaya özen gösterin ya da ekran filtresi kullanın .
Halojen ve flüoresan lambaları mümkünse kullanmayın .
Televizyonunuzu stand-byda bırakmayın ve televizyon ekranından en az 2 metre uzakta bulunun .
Elektrikli saat , radyo ve alarmı baş ucunuzda bulundurmayın .
Cep telefonunuzu kullanmadığınız sürece kapalı tutun , gerekmedikçe cep telefonu kullanmayın . Açık durumlarda kalp üstünde , bel ve göğüste bulundurmayın .
Cep telefonunuzu kendinizden uzak mesafede tutun , tercihen 1 metre mesafeden kulaklıkla konuşun .
Elektrikli battaniye kullanmayın .
Mikrodalga fırın çalışırken en az 1 metre uzakta durun . Elektrikli tıraş makinesi kullanmayın veya şarjlı kullanın .
Cep telefonu baz istasyonlarının evininizin çatısına , okullara veya yakın çevreye kurulmasına izin vermeyin .
Elektrikli aletlerden yayılan radyasyon , kullanıcılarda boğazda kuruluk , gözde problemler , kısa süreli hafıza kaybı , konsantrasyon bozukluğu , uyuklama hali , baş ağrısı , uykusuzluk , alerji , seslere karşı hassasiyet , işitme zorluğu ve yorgunluk gibi reaksiyonlara neden olur .
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.