Bizans İmparatorluğu
BİZANS İMPARATORLUĞU
1 . İMPARATOR
Bizans' ın imparatorluk kavramı Roma ve Helen kaynaklıdır . Tanrı-imparator anlayışı ve uygulaması hristiyanlaşmış haliyle karşımıza çıkmaktadır . İmparator Tanrı iradesiyle gönderilmiş bir kişidir . Tanrı' nın seçilmiş kuludur ve onun himayesinde hüküm sürmektedir Kilise ve imparator bir bütündür ve imparator kimsenin sorgulayamayacağı ve buna cüred edemeyeceği son derece önemli bir şahıstır . Bu özellikler taşıyan kişinin başında olduğu imparatorluk da , tüm devletlerin , kavimlerin içinde olduğu ortaçağ hiyerarşisinin tepesinde bulunmaktadır .
Törenler hipodromda yapılır ancak hükümdarlık ünvanının verilişinin en önemli aşaması , taç giyme , Ayasofya' da gerçekleşirdi . Patrik yeni hükümdara tacını giydirir ve hükümdar kendini “ Tanrı' nın sevgili ve yeryüzündeki vekili” olarak tanıtırdı .
2 . HUKUK
İmparator , adalet örgütünün başıydı . 14 . yy' ın başlarına kadar en yüksek mahkeme imparatorun başkanlık ettiği mahkemeydi . Üyeleri yüksek memurlardan seçilirdi . Ağır suçlar burada görüşülür ve karara bağlanırdı . Bu yüksek mahkemenin dışında , yüksek daire başkanlarının yönettikleri mahkemeler ve ayrıca kentlerde birçok ilk mahkemeler bulunmaktaydı .
3 . ORDU
Bizans ordusu kara ve deniz kuvvetlerinden meydana geliyordu . İmparatorluğun kurulduğu dönemde kara ordusu iyi örgütlenmiş ve iyi eğitim görmüştü . Kara ordusu sınırlarda oturan birliklerle merkezde bulunan ve her cepheye gönderilen esas kuvvetlerden oluşurdu .
7 . yy' da ordu ordu örgütünde önemli değişiklikler oldu . Thema sistemi ile eyaletlerdeki askeri birlikler yeni bir sisteme bağlandı . Strategos , aynı zamanda themasının askeri birliklerinin komutanıydı . Kara ordusu piyade ve süvari olmak üzere iki kola ayrılmıştı . Silah olarak kılıç , kalkan , mızrak , zırh ve çeşitli savaş baltaları , mancınıklar kullanılıyordu .
Bizans İmparatorluğu kurulduğu zaman düzenli bir donanması olmadığı gibi 7 . yy' a kadar Bizans' ın denizlerde kuvvetli bir düşmanı da yoktu . Fakat müslüman donanmasının kurulmasından ve Bizans' a karşı ilk başarıları kazanmasından sonra donanmanın önemi anlaşılmış ve deniz kuvvetleri esaslı bir biçimde örgütlenmişti . Herakleios reformları ile bütün deniz kuvvetleri tek bir ad altında birleştirildi . 3 . Leon zamanında deniz kuvvetleri İstanbul donanması ve deniz themaları donanması olarak ikiye ayrıldı . 10 . Yy' da donanma 3-5 Dromondan meydana gelen birliklere ayrıldı . Rum ateşi en önemli silahlarıydı . 11 . Yy' an itibaren Bizans donanaması zayıfladı . 2 . Andronikos donanmayı kaldırınca denizlerde üstünlük Venedik ve Cenova' ya geçti . 3 . Andronikos donanmayı tekrar kurmaya çalıştıysa da başarılı olamadı .
4 . BİLİM
Bizans İmparatorluğu' nda bilim ve fikir hayatıi ilk iki yy boyunca Antik Yunan ve Latin dünyası arasındaki ilişkilere sıkı sıkıya bağlıdır . Büyük Constantinus ile birlikte Hristiyanlık resmen kabul edilmekle beraber Antik geleneğini devlet ve fikir hayatı üzerinde birinci derecede etkili olduğu kesindir . Putperestliğin son kalıntıları 6 . ve 7 . yy da kaybolmuş , Antik dşüncenin son kalesi olan Atina Okulu 529 yılında kapatılmıştır . Bu arada Hellenistik düşüncenin devam ettiği Mısır , Suriye ve Filistin' in müslümanlar tarafından alınması ile bütün bilim ve kültür hayatı İstanbul' da toplanmıştır .
5 . TARİHÇİLİK
Bizans İmparatorluğu' nda tarihçilik çok önemli idi . Bizans tarihçilerinin eserleri yanlız Bizans İmp . için değil , ilişkide bulunduğu kavimlerin tarihi içinde değerli bilgiler içermektedir .
Bizans tarihçiliği kilise tarihi ve dünya tarihi ile başlar . Örneğin: Eusebios' un Khronogrophia' sı , Theophanes' in Khronogrophia' sı , Skylitzes' in Synopsis Historion adlı eserleri . . Genel dünya tarihine paralel olarak Antik tarzda yazılan monografilerde Bizans' ın kuruluşundan yıkılışına kadar olan dönem konu alınır . Prikopius' un Gizli Tarih' i ve Yapılar adlı eserleri… .
Tıp , matematik , astronomi , kimya , botanik , zooloji gibi bilim dallarında ise çok fazla eser yoktur .
6 . EDEBİYAT
Bizans edebiyatı , diğer konularda olduğu gibi ilk zamanlar Antik edebiyatın bir devamıdır . Hristiyanlığın devlet dini olarak kabul edilmesine rağmen eski putperest edebiyat hemen ortadan kalkmamıştır . Ancak hristiyan düşünüşü çok geçmeden edebiyatta da ağırlığını ortaya koymuştur .
Şekil olarak eskiye bağlı kalmakla beraber ruh bakımından hristiyan idi . Bizans yazarlarının çoğunda Kitab-ı Mukaddes' in bilinmesi , Antik eserlerin bilinmesi kadar önemli sayılırdı . Bizans edebiyatı en parlak dönemini Justinianos zamanında yapmıştır . İstanbul merkez olmakla beraber Anadolu , Suriye , Filistin ve Mısır' daki kentlerde de canlı bir edebi faaliyet göze çarpıyordu . Tarih , hukuk , bilim ve teknoloji şiirin konusunu oluşturuyor ve her çeşit düz yazı şiire çevriliyordu . Önemli şairler arasında Nannos , Romanos , Musaios , Patrik Sergios' u sayabiliriz .
7 . yy' ın ortalarından itibaren Bizans edebiyatında bir duraklama dikkati çekmektedir . Özellikle ikon-oklazma yanlız kutsal resimleri yok etmekle kalmamış aynı zamanda bilim ve edebi faaliyetlerin de durmasına neden olmuştur . Bu dönemde çoğunlukla din konuları işlenmiştir . Ayrıca din uğruna ölenlerin biyografileri de bu dönemde oldukça yoğun işlenen konular arasındadır . Bizans' ın ilk kadın şairi Kosia bu dönemde yaşamıştır .
İki yy devam eden duraklama döneminden sonra yeni ve parlak dönem İstanbul Üniversitesi' nin yeniden kurulmasıyla ( 863 ) başlamıştır . Antik ve Bizans eserleri toplanmış ve incelenmiş , özetlerini içeren ansiklopediler yazılmaya başlanmıştır . Bunun en önemli örneği Suidas' dır .
Bu dönemde ayrıca milli destanlar , epigramlar , ilahiler , manzumlar yazılmıştır . 12 . yy dan itibaren halk diliyle yazılmış didaktik , satirik , lirik şiirlere , atasözlerine ve hikayelere rastlanır . Diğer yandan eski mitolojik konular halk edebiyarı üzerinde etkili olmuştur .
7 . EĞİTİM VE ÖĞRETİM
öğretim yaygın değildi . Daha çok erkek çocuklar okula gönderilirdi . Öğretimde Antik Yunan yazarlarının metinleri okutuluyor ve açıklanıyordu . Ortaöğretimin amacı memur yetiştirmekti .
Büyük Constantinus' un , İstanbul' u başkent yapmasından sonra imparatorluğun çeşitli bölgelerinden , özellikle de Atina , Mısır ve Suriye' den gelen bilginler burada toplanıyor ve burasını bir bilim merkesi haline getiriyorlardı .
2 . Thedosius döneminde İstanbul' da ilk yüksekokul kurulmuştu . Eğitim süresi 5 yıldı . Sonraki dönemlerde kapatılan bu okul , 863 yılında tekrar açılmıştır . Burada felsefe , matematik , astronomi , gramer ve müzik okutulmaya başlandı .
İstanbul' da Thedosius' tan itibaren kurulan ve kapatılan üniversite ve yüksekokulların dışında patrikhaneye bağlı olan ve teoloji öğretimi yapan okullar da bulunuyordu . Burada dini derslerin yanında Eski Yunan felsefesi , dil ve edebiyatı , matematik gibi dersler de veriliyordu .
8 . DİN
Bizans İmparatorluğu' nda dinin ve dolayısıyla kilisenin önemi çok büyüktü . Hristiyanlığın resmen kabulünden sonra kilseye karşı zaman zaman imparatorların önlem almasına rağmen kilise her zaman saygınlığını korumuştur . Patrik imparator tarafından seçiliyordu ve patrik imparatora taç giydiriyordu . Kiliseye bağlı olarak geniş bir manastır ağı kurulmuştu . Halkın manastırlara olan ilgisi oldukça fazlaydı . Kimileri hayatı boyunca buraya kapanırken kimileri de maddi destek sağlıyordu . Bizans İmparatorluğu' nda manastırların böyle önemli olmasını nedeni; çeşitlilik gösteren , esnek ve akışkan bir kurum olması , toplumun ihtiyaçlarını karşılar nitelikte olması , her sınıftan insana açık olmasıydı . İnsanlar buraya gelip , Tanrı' ya olan borçlarını ödemekte ve aynı zamanda huzur , mutluluk ve güven dolu bir hayat yaşamaktaydılar .
9 . EKONOMİ
Bizans İmparatorluğu' nda ekonomik hayatın temelini tarım meydana getiriyordu . Toprak devletin malıydı . Themalara bölünmüştü ve buralara askeri valiler atanmıştı . Valinin görevi theması içinden gelen toprak gelirlerini imparatora iletmektir . Devlet tarım yapması için kişiye toprak verir o da burayı işler , böylece hem ailesinin ihtiyacını karşılar hemde ürün fazlasını satarak vergi giderlerini karşılardı . Genel olarak buğday , üzüm , tahıl ürünleri , meyve , pamuk yetiştirilir; arıcılık , hayvan yetiştiriciliği ( koyun , keçi , sığır ve at ) yapılırdı .
Bizans sanayisi deyince akla tekstil gelmektedir . Başta pamuklu ve ipekli dokumacılık olmak üzere ketencilik ve halıcılık ileri düzeydeydi . Madencilik , camcılık , kuyumculuk da oldukça gelişmiştir . Her sanayi kolu loncalar şeklinde örgütlenmiş ve sıkı devlet kontrolü altında idiler .
10 . KONSTANTİNAPOLİS
Büyük Constantinus , doğudaki başkent olarak , Antik dönemin devamı olabilecek şehirleri değil , İstanbul' u ( konstantinapolis' i ) seçti . Her taraftan işçi , sanatçı ve malzeme getirtti . Roma , Atina , İskenderiye , Efes ve Antakya' nın en güzel tapınakları yeni kenti süslemek için kullanıldı . Yeni merkezi Roma' ya benzetmek için elinden geleni yaptı ve 330 yılında şehri büyük bir törenle açtı Constantinus .
İmparator , doğudaki başkent olarak Antik devir devamı olabilecek şehirleri değil , Konstantinapolis' i seçmişti . Bunun nedenleri arasında kentin coğrafi konumu , ekonomik ve siyasal koşulları sayılabilir .
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.