Aşk , bunaltıcı ve baskılı bir hayat yaşayan iki kadının hayatlarından kaçmak için kullandıkları bir kaçış yolu mudur? Emile Zola'nın “Therese Raquin” ve Balzac'ın “Eugènie Grandet” romanlarında iki kadın karakter , Therese ve Eugènie , birer erkeğe aşık olurlar fakat aşk onları gerçekten monoton ve sıkıcı yaşamlarından kurtarmış mıdır yoksa onları bir tuzağa mı sürüklemiştir? Aşk , Therese ve Eugènie için bir kurtuluş gibi gözükse de aslında onları bir tuzağa itmiştir .
Eugènie ve Therese'in hayatları birçok benzerlik göstermektedir . İkisi de evde bunalmış dolayısıyla bir kaçış yolu ve hayatlarında bir heyecan aramaktadırlar . Eugènie'nin hayatı Therese'e nazaran daha düzenli olsa da , üzerinde karşı çıkamadığı ve bazı yönlerden kendi istediği gibi yaşamasını engelleyen babası Bay Grandet vardır . Eugènie'yi kısıtlayan , üzerinde büyük bir baskı kuran ve hayatını bunaltıcı yapan bu adamdır .
“Kutuyu açınca , Eugènie'yi o genç kızların yüzünü kızartan , içini ürperten , sevinçten titreten umulmadık ve tam bir mutluluk duydu . Bunu kabul edip edemeyeceğini öğrenmek istermişcesine , bakışlarını babasına yöneltti , Grandet de ona , ses tonu bir aktörünküne benzetilebilecek bir halle: “Al , kızım , al!” dedi . ” ( Balzac , 40 )
Bu alıntı , Bay Grandet'nin baskıcı yönetiminin sadece bir göstergesidir . Bu baskı öyle büyüktür ki , Eugènie ne yapıp ne yapamayacağını “öğrenmek” için önce babasına danışması gerekir . Bu , Eugènie'nin yaşamı babasının kontrolü altındadir ve yaşamını bunaltıcı bir hale getiren , bir kaçış yolu aramasını gerektiren nedenlerden biri de budur . Babasının bu otoritesinin ve genelde Eugènie'nin hayatına karışmasının nedenleri arasında , neredeyse psikolojik bir sorun haline gelen cimriliği ön plandadır . Paraya aşırı önem veren bu adamın yaptığı her işin arkasında para yatmaktadır ve bir çok işinin içinde parasal açıdan bir çıkarı vardır .
“Bu iki ailenin sahte bağlılığını sömürüp bundan muazzam çıkarlar elde eden Grandet'nin yüzü bu drama egemendi ve onu aydınlatıyordu . İman edilen çağdaş tek Tanrı , bir tek fizyonomiyle tanımlanan , bütün kudreti içindeki PARA değil miydi? Yaşamın tatlı duyguları burada ancak ikincil bir yer tutuyorlardı: Bunlar da sadece saf , tertemiz üç yürekte çarpıyordu: Nanon'un , Eugènie'nin ve annesinin yüreğinde . ” ( Balzac , 44 )
Paraya herşeyden çok önem veren Bay Grandet'nin duyguları körelmiştir , sadece Nanon'un , Eugènie'nin ve Bayan Grandet'nin duyguları vardır; bunlar da Bay Grandet için fazla önemli değildir zaten . Babasının bu baskısı ve otoritesi , Eugènie'nin aşkı bir kaçış olarak görmesinin , kendini amcaoğlu Charles'a kaptırmasının ve uzun bir zaman Charles'ın geri dönüp onunla evleneceği ümidiyle yaşamasının nedenidir . Aşk , Eugènie için seçilebilecek en iyi kaçış yolu ve heyecan kaynağıdır . Therese için de aynı durumun geçerli olduğunu söyleyebiliriz . Bayan Raquin , Camille'nin öz annesi ve Therese'nin halasıdır , herşeyi çocukları için önceden planlayan , uygulamalırını bekleyen ve bu şekilde huzurlu olan bir insandır ve Therese böyle bir ortamda , böyle beklentiler doğrultusunda büyümüştür . Bayan Raquin , Camille'nin öz annesi , Therese'nin ise halasıdır . Dolayısıyla Therese de Eugènie gibi baskı altındadır .
“Bayan Raquin , çocuklarını şefkatle seyrederdi . Onları birbirleriyle evlendirmeye karar vermişti . Oğluna hep hasta gözüyle bakıyor , bir gün ölünce onu yalnız bırakacağını düşünerek dertleniyordu . Therese'e güveniyor , bu kızın oğlu için uyanık bir hastabakıcı olacağını düşünüyordu . Sessiz , sakin , vefalı yeğenine büyük bir güven besliyordu içinde . Onu denemişti , oğluna kanat gereceğine inanıyordu . Bu evliliğe olmuş bitmiş gözüyle bakılabilirdi . ” ( Zola , 28 )
Alıntıdan da görüldüğü gibi Therese de “planlanmış” ve monoton bir hayat yaşamaktadır . Halası , o ve Camille için herşeyi önceden planlamış , onları evlendirmiş ve mutlu olacaklarını düşünmüştür . Bu evlilik Therese'in mutluluğu için değil de daha çok “hasta” Camille ve o yaşından sonra huzur avına çıkmış olan Bayan Raquin içindir . Therese'nin yaşadığı evdeki insan ilişkilerini aşşağıdaki alıntı sayesinde daha iyi anlayabiliriz .
“Therese'e danışmadılar . O hep öyle büyük bir uysallık göstermişti ki halasıyla kocası ddüşüncesini öğrenmeyi gerekli bulmamışlardı . Hiçbir sitemde , şikayette bulunmadan onların gittiği yere gidiyor , onların yaptıklarını yapıyor , yer değiştirdiğinin bile farkında değilmiş gibi görünüyordu . ” ( Zola , 31 )
Fakat Therese'in yaşadığı hayat , üzerindeki baskı , ve doğasının gerektirdiklerinden çok daha farklı özelliklere sahip bu yaşamı , onu , doğasından koparamamıştır . “Therese'in geçirdiği kapalı hayat , uymak zorunda kaldığı baskı onun zayıf , ama sağlam vücudunu çökertememişti . ” ( Zola , 27 ) Bu alıntıdan da görüldüğü gibi , Therese ne kadar baskı altında yaşasa bile içindeki arzular sönmemiştir . Bu , Therese'in yaşamından bıkmasına ve yenilik istemesinin nedenlerinin başında yer almaktadır . Zaten bir yerde patlak verecek olan evliliği de bir çıkmaza girmiştir . Therese bir süre sonra yaşamından ve evliliğinden sıkılmış , bir yenilik , değişiklik ve heyecan aramaya başlamıştır . Bu yenilik , Laurent gibi “iri yarı bir gençle” birlikte Therese'in ayağına kadar gelmiştir ve doğal olarak da Therese bunu kaçırmamıştır . Aşık olduğu bu adam ile uzun süren bir kaçamak , bir cinayet ve ardından önceleri mutluluk verici fakat sonraları hayatı yaşanılmaz kılan bir evlilik yaşarlar .
Eugènie ve Therese aile baskısından sonra , bu noktada bir daha birleşirler . İkisi de aşklarının sonunda istemedikleri şeyler yaşamışlar ve bir bakıma aşk ikisini de tuzağa düşürmüştür . Yaşadıkları bunaltıcı , kısıtlayıcı aile baskısından ve monoton geçen günlerinden sonra bir kurtuluş olabilecekmiş gibi görüp atladıkları aşk onların başına bir sürü bela açmıştır . Therese , Camille'in yetersizliğinden ve Bayan Raquin'in baskısından kurtulmak istemiştir . Doğasına aykırı düşen eski yaşamından bıkmış olan bu kadın gördüğü ilk umuda sarılmıştır . Aşk , çok iyi bir kurtuluş gibi gözükse de , Therese için bir kurtuluş olmuş mudur gerçekten? Bu ikisinin de uykusuz bırakan , birbirlerine düşüren ve dolayısıyla aralarındaki bağı , evliliği bozan olaylardan biridir . Öldürdükleri Camille'in hayaleti her gece onları ‘ziyaret etmeye' ve uykularını bozmaya başlamıştır . Bir süre sonra çektikleri acıdan dolayı birbirlerini suçlamaya başlamışlardır ve bu onları birbirlerine düşürmüştür . Daha sonraları ise felç geçiren Bayan Raquin'in hayatındaki en büyük şoku geçirmesine neden olmuştur .
“Öyle bir an geldi ki , Bayan Raquin , çektiği acılardan kurtulmak için kendini aç bırakıp ölmeyi düşündü . Artık takatı tükenmiş , oğlunun katilleriyle hep bir arada yaşamaya katlanamaz olmuştu . Ancak öldükten sonra huzura kavuşabileceğine inanıyordu . ” ( Zola , 223 )
Zavallı kadın canından çok sevdiği ve neredeyse çocukluğunda şefkatten boğmak üzere olduğu Camille'sini , güvendiği ve Camille için mükemmel bir eş olup onu hayata bağlayacak biri olacağını düşündüğü Therese'in ve Laurent'in öldürdüklerini öğrenince hayatındaki en büyük acılardan birini yaşamıştır . Öte yandan Eugènie içinse , aşık olduğu ve uzun bir süre geri dönüp evlenecekleri ümidiyle beklediği Charles'in başka biriyle evlendiğini öğrnenince yıkılır . Charles'in mektubuyla sarsılan ve Eugènie , daha sonra istemediği bir evlilik yapmak zorunda hisseder kendini . Görüldüğü gibi aşk onu da istemediği şeyler yapmaya itmiştir ve bir kurtuluştan çok bir tuzak olmuştur .
Aşk bu iki kadın için ne kadar bir kurtuluş gibi gözükse de , aslında onları bir tuzağa düşürmüştür . Sonuç olarak Therese dayanamayıp Laurent ile birlikte intihar etmiş ve Eugènie ise sevmediği ve kısa bir süre sonra ölen mahkeme başkanı ile evlenmiştir . Dolayısıyla , aşk onlar için bir tuzak olmuştur .