Dokular
DOKULAR
Doku: Yüksek yapılı organizmalarda çok sayıda hücre vardır . Bu hücreler kendi aralarında yapısal ve işlevsel birlikler oluştururlar . Canlılarda aynı işlevi yapan hücreler topluluklarına doku denir .
Dokular canlının erginlikten önceki yaşamında başlar ve erişkinliğe ulaşınca son biçimini alır . Hayvanların yapısındakilere hayvansal , bitkilerin yapısındakilere de bitkisel dokular denir .
-HAYVANSAL DOKULAR-
Hayvansal dokular 7 gruba ayrılırlar;
1 . Epitel doku
2 . Bağ doku
3 . Kıkırdak doku
4 . Kemik doku
5 . Kan doku
6 . Kas doku
7 . Sinir doku
Bitkisel dokular ise 2 gruba ayrılır;
1 . Sürgen ( Bölünür ) doku
2 . Bölünmez doku
Hayvansal dokuları inceleyelim;
EPİTEL DOKU:Vücudun iç ve dış yüzeyini örter . Bunun 4 görevi vardır;Bulundukları organı dış etkilerden korumak , Salgı yapmak , Emmek , Mukus ve benzeri maddeleri iletmek . Epitel doku işlevine göre 2 grupta incelenir;
1 . Örtü epiteli :Asıl görevi korumaktır . Ancak bazen emilim görevide yaparlar . Hücrelerinin sıralanışına göre Tek katlı ve Çok katlı olmak üzere ayrılırlar .
A . Tek katlı epitel :Yan yana dizilmiş hücrelerden oluşur . Hücreleri yassı , kübik veya silindiriktir .
a . Tek katlı yassı epitel : Akciğer alveolleri , kan damarlarının iç yüzü ve kılcal damarlarda bulunur .
b . Tek katlı kübik epitel :Omurgalı böbreklerinde , tiroit bezinde bulunur .
c . Tek katlı silindirik epitel :Omurgalının solunum yollarında , incebağırsakta bulunan silindirik epitel emme görevi yapar .
B . Çok katlı epitel :Üst üste sıralanmış hücrelerden oluşur . Omugalıların derisinde bu doku vardır . Bu epitel dokuyu incelediğimizde en altta silindirik , ortada kübik , üstte ise yassı epitelden oluşmuştur . En üstteki epitel genellikle ölüdür . Bu ölü hücre alttaki canlı hücreleri dış etkilerden korur . Kan damarı içermez .
2 . Salgı ( Bez ) epiteli :Salgı yapma yeteneğindeki hücrelerdir . Tükürük bezi , mide bezleri , ter bezleri , hipofiz , tiroit gibi salgı yapan organlarda bulunur . Hücre sayısına göre;
A . Tek hücreli bezler:Silindirik hücrelerden oluşur . Bunlara “goblet ” hücresi denir . Toprak solucanının derisinden , sindirim kanalından , solunum organlarından salgılanan mukus buna örnektir .
B . Çok hücreli bezler:Salgı yapan hücrelerin bir araya gelmesi ile oluşurlar . Salgılarını bir kanala ve buradan vücut boşluğuna veren bezlere ekzokrin ( dış salgı ) bezi denir . Tükrük bezi , mide ve bağırsak bezleri ile gözyaşı bezleri dış salgı bezleridir . Salgılarını doğrudan kana veren bezlere endokrin ( iç salgı ) bezi denir . Bunlar kanalsız bezlerdir . Salgılarına hormon denir . Hipofiz , tiroit , paratiroit , böbreküstü bezleri birer iç salgı bezidir .
BAĞ DOKUSU:Doku ve organları birbirine bağlar . Vücudun her yerinde bulunur . Buna katılgan doku da denir . Hücreler ve hücreler arası maddelerden ve liflerden oluşur . Hücreler arasında bu hücreler tarafından salgılanan ara madde bulunur . Ara maddede ağsı , kollogen , elastik lifler olmak üzere 3 tipte lif görülür . Ara madde miktarı çok , bağ dokusu hücreleri azdır . Bağ dokusunu oluşturan asıl hücrelere fibroblast denir . Diğer önemli hücreler ise mast hücreleri ve makrofajlardır .
Yağ dokusu , özelleşmiş bir bağ dokusudur . Hücreleri büyük ve yuvarlak olup yağ damlacıkları taşır . Yağ dokuları yedek besin olarak yağın ve suyun depolanmasını sağlar . Vücudun basınç ve darbelere karşı korunmasında , ısının izole edilmesinde , derinin nemli kalmasında etkili olur .
KAN DOKUSU:Kan , çeşitli maddeleri taşıma , vücudu mikroplara karşı koruma , vücut ısısını düzenlemek gerektiğinde pıhtılaşma gibi görevler yapar . Hücreler ve hücreler arası maddelerden oluşmuştur . Damarlar içinde dolaşır . Plazma denilen ara maddesi sıvıdır . Plazmanın çoğunu su oluşturur , ayrıca sindirilmiş besinler , hormonlar , enzimler , antikorlar , erimiş gazlar ve artık maddeler içerir . Hafif bazik özelliktedir .
Kandan , kan hücreleri ve pıhtılaşan maddeler çıktıktan sonra geriye kalan sıvıya serum denir . Kan , bir tüpe konduğunda dipte oluşan pıhtının üstünde kalan serumdur . Pıhtıda ise kan hücreleri ve fibrin bulunur . Kan hücreleri 3 çeşittir:
1 . Alyuvarlar 2 . Akyuvarlar 3 . Kan pulcukları
Alyuvar ( Eritrosit ) ; ortası çukur , kırmızı renkli kan hücresidir . Başlangıçta çekirdeklidirler ama kana karışırken çekirdeklerini kaybederler . Alyuvarlar akciğerden aldıkları oksijeni vücut hücrelerine , vücut hücrelerinden aldıkları karbondioksiti akciğere götüren hücrelerdir .
Oksijen ve karbondioksit taşınmasında yapısında bulunan demirli bir protein olan hemoglobin görev yapar . Bir alyuvar yaklaşık 280 milyon hemoglobin molekülüne sahiptir .
Alyuvarların ömrü yaklaşık olarak 120 gündür . Yaşlı alyuvarlar dalakta ve karaciğerde parçalanır . Kemik iliğinde yenisi üretilir . Birim zamanda dokulara ulaşan oksijen miktarının azalması vücutta alyuvar üretimini hızlandırır .
a . Kan kaybı
b . Deniz seviyesinden yükseklere çıkılması
c . Bazı solunum ve dolaşım sistemi hastalıkları gibi durumlarda alyuvar üretimi artar .
Yüksek yerlerde yaşayanlarda sahildeki insanlardan daha fazla alyuvar bulunur . Olgunlaşmış alyuvarlarda çekirdek , ribozom , e . retikulum ve mitokondri yoktur .
Akyuvarlar ( Lökositler ) ; çekirdekli , gerçek kan hücreleridir . Kan sıvısı içinde aktif hareket ederler . Hemoglobin taşımadıkları için renksizdirler . Kanda ortalama 7000-9000 kadardır . Bu sayı:
a . Mikrobik hastalıklar
b . Vücuda giren yabancı proteinler , bakteri ve kimyasal toksinler
c . Doku tahribi halinde sayısı artar .
Sitoplazması tanecikli olanlara granüllü akyuvar denir . Çekirdeği boğumludur . Bunlar nötrofil , eosinofil ve bazofil diye adlandırılır . Tanecikli olmayanlarada granülsüz akyuvar adı verilir . Çekirdeği fasulye tanesine benzeyen tiplerine monosit , yuvarlak iri çekirdekli olanlarına lenfosit denir . Monositler kemik iliğinde , lenfositler dalak , tümüs bezi ve lenf düğümlerinde üretilirler .
Akyuvarlar vücudu hastalıklara karşı korur . Monositler , mikropları fagositozla yutar ve parçalar . Çoğu zaman amipsi hareketlerle kan damarlarından çıkarak doku sıvısındaki mikropları yok eder . Ayrıca bazı lenfositler vücuda zarar veren maddelere karşı “antikor” üretirler .
Kan pulcukları ( trombositler ) ; kemik ilğindeki dev hücrelerin ( megakaryosit ) parçalanması sonucu sitoplazma parçalarıdır . Ömürleri birkaç gündür . Kanın pıhtılaşmasında etkili olan özel bir protein bulundururlar . Buna trombosit tromboplastini denir .
KIKIRDAK DOKU:Esnek , dayanıklı , hafif sert dokudur . Omurgalılarda kemik doku ile beraber iskeleti oluşturur . Köpekbalıkları hariç diğer omurgalılarda embriyo geliştikçe kıkırdak doku yerini kemik dokuya bırakır .
Bu doku , kıkırdak hücreleri “kondrosit ” ile hücrelerin arasını dolduran ara madde “kondrinden ” oluşur . Kondrosit bir kapsülle çevrilidir .
Kıkırdak dokuda kan damarı bulunmaz . Besin ve gerekli maddeler difüzyonla etrafını saran bağ dokunun kılcallarından alınır . Metabolizma ürünü artıklarıda yine difüzyonla atılır .
Kıkırdak doku , ara maddesine göre hiyalin , elastik ve lifli kıkırdak olmak üzere 3e ayrılır .
a . Hiyelin kıkırdak;soluk borusu , kaburga uçları , uzun kemiklerin başı ve burunda yer alır . Bütün omurgalıların embriyoları ile kıkırdaklığı balıkların embriyo ve erginlerinde bulunur .
b . Elastik kıkırdak;dış kulak yolu , kulak kepçesinde bulunur .
c . Lifli kıkırdak;uzun kemiklerin eklem yerinde yer alır . Kollojen lifleri fazladır . Hücreler arası madde ve hücreleri azdır .
KEMİK DOKUSU:Omurgalıların iskeletini oluşturan kemikler , kemik dokusundan meydana gelir . Vücudun en sert dokusudur . Vücuda destek sağlar , iç organlara tutunma yüzeyi oluşturur . Kemik hücrelerine “osteosit ” denir . Kemik hücreleri osein denilen proteinli madde ile madensel tuzlardan oluşan bir ara madde içinde bulunur . Madensel tuzların çoğunu magnezyum fosfat , kalsiyum karbonat ve kalsiyum florür oluşturur . Bu maddelerin miktarı canlının yaşına göre değişir .
Kemik doku sıkı ve süngersi olmak üzere 2ye ayrılır .
Sıkı kemik doku , sert bir kitledir . Sert kemik dokuda denir . İskeleti oluşturan tüm kemiklerin dış yüzeyinde uzun kemiklerin gövdesinde bulunur . Kemik hücreleri sitoplazmik uzantılarla birbirine bağlanır . Hücreler iç içe geçmiş daireler üzerinde bulunur . Dairelerim merkezinde boydan boya uzanan boşluklara havers kanalı denir . Havers kanallarını birbirine bağlayan yan kanallarada volkmen kanalları adı verilir . Bu iki kanalında içinden kan damarları ve sinir uzantıları geçer .
Süngerimsi kemik doku , uzun kemikleri baş kısmını , kısa ve yassı kemikleri iç kısmını doldurur . Gözenekli bir yapısı vardır . Bu gözeneklerin içi kırmızı kemik iliğiyle doludur .
Bütün kemikler “periost ” adı verilen bir zar ile örtülüdür . Bu zar kemiklerin beslenmesinde , onarımında ve kalınlaşmasında görev yapar . Uzun kemiklerin ortasındaki boşlukta sarı ilik , baş kısmında kırmızı ilik , kısa ve süngerimsi kemik dokusunun gözeneklerinde de kırmızı ilik bulunur . Kırmızı ilik alyuvar ve akyuvar yapımında etkilidir . Kırmızı ilik alyuvar ve akyuvar yapımında etkilidir . Kemik dokusu vücudun mineral deposudur .
KAS DOKUSU:Kasılıp gevşeme yeteneğinde olan bir dokudur . Bu özelliğinden dolayı canlının hareketini ayrıca kalp , mide ve solunum organlarının çalışmasını sağlar . Hücreler arası maddeleri yoktur .
Kas hücrelerinin zarına sarkolemma , sitoplazmasına sarkoplazma denir . Sarkoplazma kasılıp gevşeme özelliğindeki liflerden yapılmıştır . Bu liflere miyofibril adı verilir . Aktin ve miyozin denilen proteinden yapılmıştır . kasılma için gerekli enerji ATPden sağlanır .
Kaslar yapı ve çalışmaları bakımından üç çeşittir . Bunlar ; 1 . Düz kas , 2 . İskelet kası , 3 . Kalp kası .
1 . Düz kaslar;uzun , iğ biçimli , sivri uçlu hücrelerden yapılmıştır . Hücrenin ortasında yassı ve uzun bir çekirdeği vardır . Bağırsak , mide , damarlar gibi iç organların yapısında bulunur . İsteğimiz dışında çalışır , çalışması otonom sinir sisteminin denetiminde gerçekleşir . Yavaş kasılır ancak kasılı kalabilme süreleri uzundur . Yani geç yorulurlar .
2 . Çizgili kaslar;uzun , silindirik ve kalın uçlu hücrelerdir . Plazma zarları eridiği için çok çekirdekli bir görünümleri vardır . Çekirdekleri kenarda yer alır .
Çizgili kaslar iskeleti sara ve hareketi sağlar . İstediğimizle çalışır . Çalışması beyin tarafından düzenlenir . Kasılma hızı yüksektir . Kasılı kalma süresi kısadır . Yani çabuk yorulurlar .
3 . Yürek ( Kalp ) kası , bir çeşit çizgili kastır . Kalbin kaslı yapısını oluşturur . Çok çekirdeklidir . Çekirdekleri ortadadır . Enine boyuna çizgilidir . Dallanmış ve birbiri ile kaynaşmış silindirik , uzun liflerden oluşur . Uyartı bir liften diğerine iletilir . İsteğimiz dışında çalışır . Çalışması otonom sinir sistemi ile düzenlenir .
SİNİR DOKUSU:Sinir dokusu sinir hücreleri ( nöron ) ile bunların arasında bulunan destek sağlayan rejenerasyon ve koruma görevi yapan nörogliyalardan oluşur . Bir nöronda iki kısım bulunur .
a . Sinir gövdesi:Sitoplazma ve çekirdeği kapsar . Hücreden uzanan sinir liflerine sahiptir .
b . Uzantılar:Uzun ve tek olan uzantıya akson denir . Beyin ve omirilikte bulunan aksonların etrafı miyelin kılıf ile örtülüdür . Bu kılıf Schwann hücrelerinin aksona dolanmasıyla oluşur . Miyelinli aksonlarda uyartılar hızlı iletilir . Otonom sinir sisteminin iç organlarda sonlanan aksonlarında miyelin bulunmaz . Kısa birden fazla olan uzantılara ise dendrit denir .
Nöronlar uç uça gelerek sinir tellerini oluştururlar . Bir nöronun dendritleri ile başka bir nöronun aksonunun karşılaştıkları ve uyartının aksondan dendrite geçtiği özel bağlantı yerine sinaps denir . Akson ile dendritin arasındaki boşluğa sinaptik aralık denir . Sinir hücrelerinde elektriksel olarak iletilen impulslar bu çeşit sinapslarda kimyasal olarak iletilir . İmpulslar dendritden hücre gövdesine daha sonra aksona taşınır . Nöronlar uzantılarıyla bez hücrelerine ve kaslara ( efektör organlara ) bağlanırlar .
-BİTKİSEL DOKULAR-
Bitkisel dokular “sürgen doku” ve “değişmez doku” olmak üzere iki kısımda incelenir .
Sürgen ( Meristem ) Doku:Bitkilerde uzamayı ve kalınlaşmayı sağlar . Hücreleri küçük , ince zarlı , bol sitoplazmalı ve büyük çekirdeklidir . Kofulları çok az sayıda veya hiç yoktur .
Hücreleri küp veya prizma şeklinde olup , hızlı bölünme yeteneğindedir . Bitkinin hızlı büyüyen bölgelerinde bulunur . Farklılaşarak değişmez dokuları oluşturur . Yapı ve görevlerine göre iki çeşidi vardır .
1 . Birincil meristem:Kök , gövde ve dalların uç kısımlarında bulunur . Bu dokunun bulunduğu bölgelere “büyüme noktası” denir . Büyüme noktası gövdede koruyucu yapraklarla , kökte ise kaliptra örtülür . Büyüme konisi iç içe üç tabakadan oluşur . Bu tabakalar dıştan içe doğru dermatojen , periblem ve plerom şeklinde sıralanır . Dermotejen epidermisi , periblem kabuk bölgesini , plerom merkezi silindir bölgesini oluşturur
Birincil meristem ömür boyu etkindir . Boyca uzamayı sağlar .
2 . İkincil meristem:Değişmez doku hücrelerinin sonradan bölünme yeteneği kazanması ile oluşur . Buna “Kambiyum ” denir . Kambiyum , iletim demetleri arasında oluşursa demetler kambiyumu , epidermis altında oluşursa mantar kambiyumu adını alır . Mantar kambiyumu epidermisin yerini alan mantar dokuyu oluşturur . Demetler kambiyumu ise her yıl yeni odun ve soymuk borularını oluşturur . Bir önceki yıl biri ilkbahar diğeri yaz sonunda oluşan odun ve soymuk boruları ezilerek üst üste yığılır ve yaş halkalarını oluştururlar . Demetler kambiyumu faaliyeti ile oluşur .
Değişmaz dokular:Sürgen dokunun oluşturduğu yeni hücrelerin farklılaşmasıyla oluşurlar . Değişmez dokuları meydana getiren hücreler bölünme özelliğini kaybeder . Hücreleri meristem doku hücrelerinden daha büyük , sitoplazmaları daha az ve kofulları fazladır .
Yapı ve görevlerine göre beş çeşit değişmez doku vardır .
A . Parankima dokusu ( Temel doku )
Bitkilerde diğer doku ve organların arasını doldurur . Dokunu meydana getiren hücreler , ince çeperli , bol sitoplazmalıdır . Kofulları küçük ve azdır . Yaptıklarını işlere göre: Özümleme , havalandırma , iletim ve depolama parankiması olmak üzere dörde ayrılır .
a . Özümleme Parankiması:Fotosentez yapar . Bol kloroplast taşıyan hücrelerdir . Bitkinin yapraklarında , genç gövde ve dallarında yer alır . Yaprakların üst yüzeyinde yer alan kloroplastça zengin parankimaya palizat parankiması , yaprakların alt yüzeyinde yer alan hücre arası boşlukları fazla olan , kloroplastı daha az olanlarına ise sünger parankiması denir .
b . Havalandırma Parankiması:Bataklık ve su bitkilerinin kök ve gövdelerinde bulunur . Hücreler arasındaki boşluklar hava ile doludur . Bitkinin gaz alışverişine yardımcı olur .
c . İletim Parankiması:Özümleme parankiması ile iletim demetleri arasında su ve besin taşır . İnce çeperli olup kloroplastı az veya hiç bulunmayan hücrelerdir .
d . Depo Parankiması:Kök gövde , tohum ve meyvelerde bulunur . Yedek besin ve su depo eder . Örneğin patateste nişasta , kaktüste su depo eder .
B . Koruyucu doku
Bitkiyi dıştan sarar . Kalın çeperli hücrelerden meydana gelir . Bitkinin su kaybını önler , madde alışverişini sağlar , dış etkilere ve yaralanmalara karşı bitkinin iç dokularını korur . Koruyucu doku “epidermis ” ve “perider ” olmak üzere 2 çeşittir .
Epidermis , bitkinin genç bölgelerini ve yapraklarını örten tek tabakalı bazı bitkilerde çok tabakalı olan bir dokudur . Dermatojen hücrelerinin farklılaşmasından oluşur . hücreleri arasında boşluk yoktur .
Hücrelerin üzerinde kütin ve mumdan oluşan kutikula denilen bir tabaka vardır . Kutikula tabakası bitkilerde su kaybını azaltır . Epidermisin bazı hücreleri farklılaşarak epidermisin direncini artırır . Bu tabakanın kalın ve ince oluşu bitkinin yaşadığı ortama bağlıdır . Bazı bitkilerde epidermis çok katlı olabilir . Savunma , örtü , tırmanma ve emici tüylerin bazıları da gözenek hücrelerini oluşturur .
Stomalar ( Gözenekler ) epidermis hücrelerinin değişmesiyle meydana gelen;ihtiyaca göre gaz alışverişi ve terlemeyi düzenleyen açılıp kapanabilir yapılardır . Gözeneklerin açılıp kapanması turgor basıncı ile düzenlenir . Gözenek hücreleri kloroplastlı hücrelerdir . Gözenek hücrelerinin çevresindeki hücrelerine komşu hücreler denir . Gözenekler kara bitkilerinin yapraklarının her iki yüzünde de bulunur . Çoğu bitkilerde alt yüzde daha fazladır . Su içindeki yapraklarda , kökte , mantar doku ile örtülü gövde ve dallarda gözenek bulunmaz .
Çok yıllık bitkilerde kök ve gövdedeki epidermisin parçalanması sonucunda epidermisin yerini periderm alır . Peridermin üst sırasında mantar hücreleri bulunur . Mantar hücreleri mantar kambiyumu ( fellojen ) tarafından oluşturulur . Mantar hücrelerinin çeperinde su geçirmeyen suberin birikir .
Bu hücreler zamanla ölür ve içleri hava ile dolar . Mantar dokusu üzerinde gaz alışverişini sağlayan açıklıklara kovucuk ( lentisel ) denir . Kovucuklar epidermisin parçalanması sırasında gözeneklerin bulunduğu yerde oluşur .
C . İletim dokusu
Plerom hücrelerinin değişmesiyle oluşur . Bitkinin kök , gövde , yaprak , çiçek gibi hemen her organında bulunur . Topraktan alınan su ve madensel tuzların ilgili organlara;fotosentez sonucu oluşan organik besinlerin harcanacakları ya da depo edilecekleri yere taşınmasını sağlar . İki bölümde incelenir:
1 . Odun borusu ( =ksilem ) : Üst üste gelen hücrelerin ara zarlarının erimesi , çekirdeklerinin kaybolması , yan çeperlerinin değişik biçimde lignin biriktirerek kalınlaşması sonucu oluşan boru biçimindeki cansız oluşumlardır . Topraktan alınan su ve madensel tuzların gövde , dal ve yapraklara taşınmasını sağlar .
2 . Soymuk borusu ( =floem ) : Üst üste sıralanmış canlı hücrelerin boyalarının uzaması , ara zarlarının kalbur gibi delinmesiyle oluşur . Hücreleri canlı , kofullu ve küçük çaplıdır . Soymuk borularının yanında bol sitoplazmalı , iri çekirdekli arkadaş hücreleri yer alır .
Soymuk boruları fotosentez sonucu oluşan organik bileşikleri bitkinin çeşitli bölgelerine taşır .
D . Destek doku
Bitkilerin yapılarını koruyabilmeleri , dış etkilere dayanaklı hale gelmeleri destek doku ile sağlanır . Otsu bitkilerde yayanıklılık hücrelerin turgor durumu ile sağlanır .
Destek doku hücrelerinin ortak özelliği çeperlerinin kalınlaşmış olmasıdır . Destek doku , “pek doku ( kolenkima ) ” ve “sert doku ( sklerankima ) ” olmak üzere 2 çeşittir .
Pek doku ; büyümekte olan bitki kısımlarında ( yapraklar , çiçekler , meyve sapı , bazı otsu bitkilerin gövdesinde ) bulunur . Canlı bir dokudur . Hücreleri değişik şekillerde olabilir . Hücrelerinde sitoplazma , çekirdek ve bazılarında kloroplast bulunur . Köşeleri kalınlaşmış kollenkimaya köşe kollenkiması , karşılıklı çeperleri kalınlaşmış kollenkimaya levha kollenkiması denir . Hücre çeperi selüloz ve pektin maddelerinin birikmesiyle kalınlaşmıştır . Ballıbaba , kabak , begonya ve tütünde köşe kollenkiması ;adaçayı ve mürver ağacında ise levha kollenkiması bulunur .
Sert doku; büyümesini tamamlamış bitki kısımlarında bulunur . Bitkiye sertlik ve direnç sağlar . Hücreleri ölüdür . Hücre şekilleri bakımından iki çeşittir . Hücreleri ağ şeklinde olanlara sklerankima lifleri denir . Keten ve kenevirdeki sklerankima lifleri dokuma sanayinde kullanılır . Yuvarlak ve çokgen olanlara taş hücreleri denir . Kabukta , bazı yapraklarda , ayva ve armutta , meyve çekirdeklerinde bulunabilir .
E . Salgı Doku
Epidermis , parankima ve diğer dokular arasında tek tek veya gruplar halindeki canlı hücrelerden oluşur . Hücreleri bol sitoplazmalı ve iri çekirdeklidir .
Bitkilerdeki salgılar , ya hücre içine ya da hücre dışına verilir . Salgı maddeleri hücre içinde depo ediliyorsa hücre içi salgısı denir . Hücreler parçalanarak bu salgı dışarı boşaltılır . Bazı bitkilerde ise salgı hücreleri birbiriyle birleşerek süt borularını oluşturur . Salgı maddeleri hücre çeperlerinden dışarı atılırsa bu tip salgılara hücre dışı salgılar denir . Bu salgılar ya ceplerde ya da kanal şeklindeki boşluklarda toplanır .
Salgı maddeleri metabolizma sonucu oluşan yeniden metabolizmaya girmeyen maddelerdir . Salgı maddeleri katı veya sıvı olabilir . Salgı maddeleri arasında su , enzim , alkoloit , glikozid , bal özü , müsilaj , süt , reçine , eterik yağ sayılabilir .
Tanen ve reçine gibi maddeler bitkinin çürümesini önler , bitkiyi zararlı organizmalardan korur , Bal özü ve bazı kokulu maddeler böcekleri çekerek tozlaşmaya yardımcı olur . Böcek yiyen bitkilerin saldığı sindirim enzimleri beslenmeyi sağlar . Yakıcı tüylerdeki salgılar ise bitkinin kendini savunmasına yardımcı olur .
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.