ANSİKLOPEDİM.com
Estergon Kalesi
Estergon Kalesi
1543 yılında kanuni sultan süleyman tarafından bir ay kadar süren bir muhasaradan sonra amân ( bazı müsait vaziyetler mukabilinde esirlere dokunulmaması ) suretiyle fethedilmiştir . fethi müteakip budin beylerbeyliği'ne bağlı bir sancak merkezi olmuş ve ilk sancak beyi olarak da serhat gazilerinin namdarlarından yahya paşazâde mehmet bey tâyin edilmişti . bundan sonra estergon şehri ve kalesi , talihini kılıcında arayan şehbaz yiğitleri , turna telli ve karakuş kanatlı akıncı gazileriyle ün salmıştı .
evliya çelebi 1663 yılında , sadrazam köprülüzâde fazıl ahmet paşa'nın maiyetinde macaristan seferine gittiğinde , meşhur seyahatnamesinin altıncı cildinde estergon kalesi'ni uzun uzadıya tasvir eder . en cazip yerlerinden bazı parçalar nakledelim: “bundan ileride serhat kalemiz yoktur . sancak beyi tahtıdır ama ekseriya mirimiranlara ( paşalara ) verilir . kalenin muhafızlarından gayrı bir de akıncıları vardır , cümlesi gayet güzide ve bahadır asker olup dörder beşer çatal atlarla seğirdüp gittiklerinde her birinin elinde , belinde , yeninde , yakasında ve atlarının eğer kaşlarında ve terkilerinde beşer altışar çarhlı karabina tüfekleri vardır , cümle esvapları macar gibidir . güderi dolma giyerler . kendilerini gören macar zanneder . hepsi macarcayı fasih ve beliğ söylerler . hattâ bu lisan ile tâ alaman vilâyetine gidüp esir alarak gelirler . budinliler estergon gazilerine muadil olamazlar . bütün macar ve almanda bir tatar askerinden , bir de bu estergon kavminden korkarlar . hattâ iki macar birbirine beddua etseler “estergonlu belâsına uğrayasın” derler . merhum estergonlu mustafa bey bizimle erdel gazasında iken yediyüz atlı yiğitleri vardı . bu sefer
gene sadrazamın istikbaline çıktıklarında kâmil 6 . 000 adet kınalı atlı , tolga ve serpenahlı mehib ve salâbetli askerlerle alay gösterdiklerinde ahmet paşa pek hazzedüp kendilerine beş kese alay bahşişi verdi . estergon , evci asümâna ser çekmiş ve tuna kenarına düşmüş bir tepe üzre badem şeklinde bir kale olup bulutlar içinde beyaz kuğu gibi burç ve bedenleri , kule ve dirsekleri aşikârdır . buna orta macar kızılelması derler . tophanesi içinde , şâşaapâş kırmızı çuha örtülü nemse , isfaç ve macar topları var , her biri birer rum haracı değer , kalenin suyu tuna nehrinden at koşulu dolaplarla gelir ve sarnıçlara dolar . kalede ikiyüz adet bir ve iki katlı evler vardır amma bahçe yoktur . kalenin büyük dış kapısının önünde asma demir zincirli bir köprüsü vardır , her gece bekçiler kaldırıp kapıya siper ederler . bu kapının önündeki kulede âyan ve kibar birleşip tavla ve satranç oyunları bahanesiyle kaleyi muhafaza ederler . kalenin diğer iç kapıları önünde de neferatı pürsilâh nöbet beklerler . kalede paşa sarayının yanında bir âbıhayat çeşmesi , çeşmenin yol aşırı karşısında on basamak taş merdivenle çıkılır kiliseden muhavvel kızılelma camisi vardır . . . mimar sinan ağa bu camide öyle bir mahfeli hümayun ve bir mimberi musannâ bina etmiş ki makduri beşer değildir . ” büyük seyyahın estergon için yazdıkları 16 sayfa kadar tutmaktadır . seyyah , estergon varoşunun 12 mahalle olup 2 . 900 hane olduğunu söylemektedir; çarşısı pazarı mükemmel olduğu halde estergonda o tarihte han yokmuş . estergonlular: “türk memleketinde han ayıptır!” derler ve bütün yolcuları kendi evlerine kondurup izâz ve ikrâm ederlermiş . çarşının ortasındaki bir meydanda da lonca köşkü denilen bir yer varmış , gaziler gazâ mallarını orada mezat ederlermiş . .
Kategori: Edebiyat | Tarih | Etiket: Estergon Kalesi
vuhuv.com.tr
Önemli Uyarı
Sitemizde yer alan tüm içerikler internet ortamından toplanmış ve derlenmiştir. Yer alan bilginin doğruluğu garanti edilmemektedir. Yanlış bilgi için tarafımıza sorumluluk yüklenemez. Yanlış bilginin doğuracağı etkenlerden sitemiz ve yöneticileri sorumlu tutulamaz.